Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Sanatın farklı disiplinlerinden besleniyor; moda endüstrisinin kabul görmüş kurallarını takip etmiyor. Bu da Paloma Wool’u bir moda markasından öte, çok yönlü bir proje olarak konumlandırıyor. Detayları, projenin yaratıcısı Paloma Lanna’dan dinliyoruz.
Sanatın farklı disiplinlerinden besleniyor; moda endüstrisinin kabul görmüş kurallarını takip etmiyor. Bu da Paloma Wool’u bir moda markasından öte, çok yönlü bir proje olarak konumlandırıyor. Detayları, projenin yaratıcısı Paloma Lanna’dan dinliyoruz.
İspanya’da, 1980’lerin en ünlü markalarından birinin sahibi ebeveynlere doğdunuz. Ailenizin işi sebebiyle tekstil ve moda ile iç içe büyümek kariyer yolunuzu nasıl etkiledi?
Üniversitede İşletme Yönetimi okurken bir yandan ailemin moda projesi Nice Things Paloma S.’i kurmasından birçok şey öğreniyordum. Fabrikaları ziyaret ederek, tasarımların nerede ve nasıl üretildiğine şahitlik ederek büyüdüm. Anneme ve babama kumaş ile renk seçimlerinde yardım ettim. Annemin modaya olan içgüdüsel yatkınlığı ve babamın enerjik motivasyonu bana daima ilham verdi. Onlardan kaptığım en önemli şey ise, hislerimi takip etmek ve bana doğru gelen şeyi ortaya çıkarmak için çok çalışmak oldu. Bir gün kendi projemi yaratmayı hep amaçlamıştım ama 2014’te Paloma Wool’u kurunca bir “giyim markası” olma fikrinden tamamen koptum. Sanatsal keşifler odaklı bir oluşum Paloma Wool. Moda endüstrisinin kabul görmüş standartlarını takip etmiyor.
Bize fotoğrafçılık tutkunuzdan bahseder misiniz? Bu ilginiz moda anlamında sizi nasıl besliyor?
Üniversiteden sonra yaratıcı açıdan dur durak bilmez bir hâle gelmiştim. Analog fotoğrafçılık sanatsal anlamda ilk deneyimlerimden biriydi. Paloma Wool için ilk ürettiğim parçalar da, üzerine çektiğim fotoğrafların basıldığı sweatshirt’lerdi. Genel olarak, farklı sanatsal disiplinlerden faydalanarak tasarladığımız her parçanın hikayesini anlatarak, giyinme eylemi etrafında gelişen fikirler ve alanlar üzerine çalışmayı seviyorum. Bize ait işleri fotoğraflamayı çok seviyorum zira bu yaratıcı bir döngüyü tamamlamamızı sağlıyor. Ancak diğer yandan, projelerimizi kendi üsluplarına göre yorumlayacak ve sunacak insanlarla işbirliği yapmaktan da büyük keyif alıyorum.
Paloma Wool Fotoğraf: Svenja Trierscheid
Paloma Wool’u bir markadan ziyade bir proje olarak tasvir etmenizin sebebi nedir?
“Proje” kavramını daima farklı sanatsal disiplinlerin bir araya gelerek yarattığı bir platform olarak gördüm. Giyinme eylemi hem evrensel hem de kişiseldir. Farklı renkleri, formları ve dokuları nasıl seçip eşleştirdiğimiz; kendimizi dış dünyaya nasıl sergilediğimiz hep ilgi çekici gelmiştir bana. Bizim de bu proje kapsamında ürettiğimiz her şey bu eylem etrafında; soyut ve saf bir şekilde oluşuyor. Sanki yeni bir dünyayı ilk kez keşfediyor gibi oynuyoruz, dans ediyoruz, tecrübe ediyoruz, filme çekiyoruz, rol yapıyoruz, inşa ediyoruz ve kırıyoruz.
Paloma Wool’un iyimserlik, neşe ve umut dolu bir havası var. Mevcut pandemi şartları altında bu hissiyatları sürdürmeyi nasıl başarıyorsunuz?
Biz bu duruma yaratıcı bir mücadele olarak bakıyoruz. Yeni yollar keşfediyor, toplumumuza karşı hassasiyet geliştiriyor, arkadaşlarımıza her zamankinden daha yakın durup; yaratmaya, üretmeye devam ediyoruz. Ulaşabildiğimiz kaynakları geliştirmek üzerine çalışıyoruz. İlk karantina döneminde sosyal medya canlı yayınlarında farklı sanatçılar ağırladık, bizi sosyal medya üzerinden takip eden herkese cumartesi akşamları açık “evde dans partileri” organize ettik, arkadaşlarımızın evinde bireysel olarak fotoğraflanan kampanyamızı sunduk. Şu an ise çok tedbirli bir şekilde evimiz ve yeni stüdyomuz arasında çalışıyoruz. Hâlâ bu yeni gerçeklikten öğreneceğimiz çok fazla şey var. Birlikte kapabileceğimizin en fazlasını kapmaya çalışıyoruz.
Son koleksiyonunuzdan ve çıkış noktasından bahseder misiniz?
Yeni kapsül koleksiyonlarımız Barselona’da, Mart ve Haziran ayları arasındaki karantina sürecinde tasarlandı. Koleksiyonda arkadaşlık, aşk, toplum ve 1990’larda büyümeye dair nostaljik referanslar ile dünyanın dört bir yanından farklı kulvarlarda çalışan sanatçılarla işbirliğinde çıkan tasarımlar göreceksiniz. Aynı zamanda, sınırlı sayıda üretilmiş ve 1990’ların genç ikonlarından ilham alan ilk güneş gözlüğü koleksiyonumuz için de çok heyecanlıyız. Karantina sürecinde Zoom üzerinden yaptığımız cumartesi akşamı etkinliklerine selam gönderen hatıra eşyalarımız da koleksiyonun unutulmaması gereken parçalarından.
Moda endüstrisinin demode alışkanlıkları karşısında Paloma Wool’un duruşu nedir?
Ben moda sahnesine ait olmadığım için Paloma Wool da ilkbahar/yaz, sonbahar/kış gibi sezon ayrımlarına uymuyor. Zamansız parçalara değer vermeyi, iş modelimizin etik ve sürdürülebilir olması için yapabileceklerimize odaklanmayı tercih ediyoruz. Ana akım moda sahnesinden ayrılmak, yerel üretimi desteklemek ve bilinçli tüketim fikrini yüceltmek hedefimiz.
Paloma Wool’un geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Sürekli ilerleyerek çalışmaya ve dünyanın farklı noktalarından, farklı disiplinlerden sanatçılarla projeler geliştirmeye devam etmek istiyorum. Bu sanatsal keşif durmaksızın büyürken özüne sadık kalmalı.
Son olarak da kişisel bir soru... Pandemi sonrası için yapılacaklar listenizde neler var?
Tekrar seyahat etmeyi dört gözle bekliyorum. Ayrıca erkek arkadaşımla geçtiğimiz Temmuz ayında evlenecektik ancak kutlamak mümkün olmayacaktı. Şimdi, o günü arkadaşlarımız ve ailemizle güvenli bir şekilde onurlandırmak ve dans etmek için sabırsızlanıyorum.