Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Atık Karşıtı ve Döngüsel Ekonomi Tasarısı
Atık Karşıtı ve Döngüsel Ekonomi Tasarısı (Anti-waste and Circular Economy Bill/La loi contre le gaspillage et à l’économie circulaire), Fransa’da 2016’da yürürlüğe giren mevcut gıda atığı yasağını tüm gıda olmayan ürünleri kapsayacak şekilde genişleten yeni bir yasadır. Atık Karşıtı ve Döngüsel Ekonomi Tasarısı, 2021’de yürürlüğe girerek tüm ürünlerin atılmasını (yani çöp sahalarına bırakılmasını ve yakılmasını) yasaklayacak. Atmaya alternatif olarak üreticiler, distribütörler, perakendeciler ve çevrimiçi ticaret platformları dâhil tüm şirketlerin satılmamış tüm stoklarını bağışlamaları veya geri dönüştürmeleri istenecektir. Fransa, 2021-2023 için planlanan uygulama takvimiyle dünyada bu tür yasaları uygulamaya koyan ilk ülke oldu. Yasa, 2021’in sonundan itibaren mevcut Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) toplama ve geri dönüşüm kanallarına (örneğin; ambalaj, pil, ilaç, lastik, kağıt ve gazete, tekstil ve ayakkabı, mobilya, ev aletleri) sahip tüm ürünler için geçerli olacak. Diğer sektörler (örneğin; profesyonel ambalajlar, inşaat ürünleri veya malzemeleri, oyuncaklar, spor ve eğlence malzemeleri, yapı ve bahçe malzemeleri, atık yağlar, sigara izmaritleri, sakızlar; mendil, kağıt havlu, pamuk vb. hijyenik tekstiller ve olta takımı) en geç 2023 yılı sonuna kadar yasaya uyum sağlamakla yükümlü olacaktır. Tasarı; israfı azaltmaya ek olarak tek kullanımlık plastiğin ortadan kaldırılması; çevresel, dayanıklılık ve tamir edilebilirlik etiketlemesi yoluyla tüketicilere yönelik bilgilerin iyileştirilmesi; kullanım ömrü sonu çözümlerini içeren ve planlı eskimeyle mücadele eden daha iyi üretim yöntemleri ve yeniden kullanım için ağlar ile altyapılar geliştirmeyi amaçlıyor.
Atık sınıflandırması
Atık sınıflandırması; uygun atık yönetimi, geri kazanımı ve atılması amacıyla farklı atık türlerinin tanımlanmasını ifade eder. Atıkları türlerine göre sınıflandırmak ve ayırmak çevrenin ve insan sağlığının korunmasına ve kaynakların sorumlu kullanımını en üst düzeye çıkarmaya yardımcı olur. Atıklar amaca, yerel gereksinimlere ve mevcut altyapıya bağlı olarak birden çok şekilde sınıflandırılabilir; ana örnekler arasında belediye (ev), endüstriyel, tarım veya inşaat ve yıkım atıkları gibi tüm atık akışlarında tehlikeli ve tehlikesiz atıkların ayrılmasını sayabiliriz. Belediyelerin ayrı atıklar toplaması amacıyla daha ayrıntılı sınıflandırma örnekleri verecek olursak gıda atıkları, kağıt, karton, plastik, cam, metal, piller, elektrikli ve elektronik ekipman veya tekstil ve giyim gibi kategoriler görürüz. 2018’de kabul edilen yeni AB Atık Direktifi, AB’nin atık yönetimi ve geri dönüşümde dünya lideri olma hedefiyle ayrı toplama, geri dönüşüm ve depolama için yeni hedefler ortaya koyuyor. Buna, 2025’te AB genelinde zorunlu olacak tekstil ve giysilerin ayrı toplanması da dâhil. Atık sınıflandırması ve yönetimi, Çin gibi kentsel nüfusu artan ve hızla gelişen ülkeler için önemli zorluklar ortaya koyuyor). Ülke, 2000 yılında şehirlerde atık sınıflandırma pilot uygulamasına başlamış ve 2019’dan itibaren büyük şehirlerde zorunlu atık sınıflandırmasını uygulamaya koymuş olsa da, köklü alışkanlıklar ve ayırma kriterleri ile toplama tesislerindeki netlik eksikliği nedeniyle sonuçlar hâlâ pek tatmin edici değil. Çin’in önde gelen küresel tekstil ve giyim üreticisi statüsü ile tekstil atıkları, ülkenin atık akışlarına bir başka büyük katkı sağlıyor; kademeli iyileştirmelere rağmen, milyonlarca ton hem tüketici öncesi hem de tüketici sonrası tekstil, her yıl hâlâ yerel çöplüklere gidiyor. Küreselleşen bir dünyada mevcut atık sınıflandırması ve yönetiminin karmaşık bir küresel sorun olduğunu kabul etmek de önem taşıyor. Atık toplama işlemleri yerel, bölgesel ve ulusal düzeylerde koordine edilirken, geri dönüşüm ve yeniden kullanım dâhil olmak üzere atık yönetiminin sonraki aşamaları genellikle küresel altyapılara dayanıyor. Bu da gereksiz idari engelleri kaldırmak için gereksinimlerin ve düzenlemelerin uyumluluğu ihtiyacı ile birlikte gelir. Örneğin; tekstillerin ve giysilerin ne zaman atık olarak kabul edildiğine ve ne zaman bir malzeme olduklarına (atık sonu kriterleri olarak adlandırılır) ilişkin kuralların uyumlu hâle getirilmesi, tekstil sektöründe (günümüzde hâlâ çok düşük olan) yeniden kullanım ve geri dönüşümünün küresel oranlarını iyileştirmek adına kolaylaştırıcı bir etken olabilir.
Döngüsel satın alma
Bkz. Yeşil Kamu Alımı (Green Public Procurement, GPR).
Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR)
Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) ürün yaşam döngüsünün bütün çevresel maliyetinin piyasa fiyatına dâhil edilmesini ve tasarım özelliklerinden sorumlu üretici tarafından taşınmasını gerektiren bir politika aracıdır. Yüksek çevresel etkiye sahip tasarımlar için EPR maliyetleri ve kullanım ömrü sonu çözümlerinin olmaması, ürünün gerçek fiyatını yansıtır; dolayısıyla daha sorumlu tasarım ve sistem düşüncesini teşvik eder. EPR planları ambalaj, elektronik, pil ve taşıtlar gibi diğer sektörlerde ve dünya genelinde giderek daha yaygın uygulansa da Fransa şu anda giyim, keten ve ayakkabı için bir EPR planına sahip tek ülkedir. Moda ürünlerine yönelik EPR planlarının daha geniş bir küresel uygulaması, mevcut EPR programından (ECO-TLC) alınan derslerden faydalanabilir. Yatırım ve inovasyon yoluyla tasnif, toplama ve geri dönüşüm tesislerinde yeterli kapasitenin geliştirilmesinin yanı sıra, giyim ömrünü uzatmak için birden fazla senaryonun desteklenmesine de bağlıdır.
Plastik kısıtlaması
Plastik kısıtlaması; düzenli depolama alanlarında biriken ve okyanusları kirleten plastik hacmini azaltmak için ulusal ve uluslararası düzeylerde benimsenen politika önlemlerini ifade eder. Plastik kirliliği şu anda dünyanın en büyük çevresel sorunlarından biridir. Araştırmalar, 2015-2017 yılları arasında küresel olarak üretilen plastiğin yaklaşık yüzde 9’unun geri dönüştürüldüğünü, geri kalanının ise yakıldığını (yüzde 12) veya çöpe atıldığını (yüzde 79) hesaplıyor. 1990’ların başından beri küresel plastik atıkların neredeyse yarısı Çin’e ihraç edildi. Bununla birlikte, Çin'in kendi tüketim kültürünün büyümesiyle de artan bu uygulamanın ciddi çevresel ve halk sağlığı sonuçlarına yanıt olarak, Ocak 2018’de ülke, bazı plastik türleri dâhil olmak üzere çeşitli atık kategorilerinin ithalatını yasakladı. Çin’in yasağı çoğu ABD, Avustralya ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi yüksek gelirli ülkelerin yaşam tarzlarına hitap eden ambalajlardan gelen plastik atıklarla ilgili dünya çapındaki sorunları ele alış sürecini hızlandırdı. Birleşmiş Milletler’in 192 ülkeyi kapsayan incelemesine göre Temmuz 2018 itibariyle, 127 ülke bir tür plastik poşet düzenlemesi getirdi (bazı durumlarda tarih 2000’lere kadar gidiyor); 27’si ya seçilmiş tek kullanımlık plastik ürünleri (örneğin; tabaklar, bardaklar veya pipetler) düzenledi ya da üretim seviyelerine sınırlamalar getirdi; sekiz ülke ise kişisel bakım ve deterjanlarda plastik mikro boncukların kullanımını ve üretimini kontrol eden yasalar çıkardı. Ancak küresel plastik kirliliğinin endişe verici etkilerini gerçekten ele almak istiyorsak, insan sağlığı ve çevre açısından ciddi riskler oluşturan malzemeler ve ürünlerin sınırsız üretimine olanak tanıyan kullan-at zihniyetiyle piyasa mantığını aşındıracak, daha sistemik ve uzun vadeli çözümlere ihtiyacımız var.
Yeşil Kamu Alımı (GPR)
Döngüsel satın alma olarak da bilinen Yeşil Kamu Alımı (GPR) özünde, çevreye saygılı ürün ve hizmetlerin satın alınmasına öncelik veren kamu ve özel kuruluşlar için bir politika aracıdır. Yeşil kamu alımı; sorumlu, değere dayalı kaynak kullanımı yoluyla bir örnek oluşturmanın yanı sıra, satın alma uygulamaları için yeni standartlar belirler. Çevreye duyarlı ürün ve hizmet seçeneklerine yönelik piyasa talebini teşvik ederek halihazırda özel çözümler için ölçek ekonomileri oluşturur ve böylece iklim aciliyetine yanıt olarak, daha sürdürülebilir yaşam tarzlarına yönelik bir paradigma değişimini hızlandırabilir.
Aşağıdaki bölüm, okuyucuların moda ve/ya sürdürülebilirlik alanında çalışan girişimlere ve kuruluşlara yönlendirmesine yardımcı olabilir. Bu kapsamlı bir liste değildir ve terimler düzenli olarak eklenmeye devam edecektir. Buraya dâhil edilmesi, sözlüğün ortak yazarlarından herhangi birinin onayını teşkil etmez.
Birleşmiş Milletler Moda Endüstrisi İklim Eylemi Sözleşmesi
Birleşmiş Milletler Moda Endüstrisi İklim Eylemi Sözleşmesi, Aralık 2018’de Polonya’nın Katowice kentindeki İklim Zirvesi’nde (COP 24) başlatılan gönüllü bir endüstri anlaşmasıdır. Paris Anlaşması taahhütlerine bağlı olarak imza sahipleri, 2050 yılına kadar karbon nötr moda endüstrisi nihai hedefiyle 2030 yılına kadar sera gazı (GHG) salınımlarında yüzde 30 azalma hedefine ulaşmayı taahhüt ediyor. İmzalanan deklarasyon şunu kabul ediyor: “Mevcut çözümler ve iş modelleri mevcut iklim gündeminin gerekliliklerini yerine getirmek için yeterli olmayacak” ve bu nedenle “Moda endüstrisinin daha derin, daha sistemik bir değişimi benimsemesi ve düşük karbonlu çözümleri ölçeklendirmesi gerekiyor.” 46 kurucu imza sahibi arasında Kering Group, Stella McCartney, Burberry ve H&M Group yer alıyor. Sözleşme, moda sektörünün içinden ve dışından yeni imza sahiplerine hâlâ açık.
Döngüsel Tasarım Merkezi (CCD)
Dairesel Tasarım Merkezi (CCD) Chelsea College of Arts merkezli Londra Sanat Üniversitesi bünyesindeki bir araştırma ve bilgi değişim merkezidir. 2017 yılında kurulan CCD’nin ana odak noktası, moda ve tekstilde döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek ve hızlandırmak için uygulamalı tasarım araştırmalarını kullanmaktır. CCD’nin uzmanlığı akademi, kültür kurumları, endüstri ve ticaret genelinde uluslararası araştırma ve danışmanlık ilişkileri ile birlikte gelişen teknoloji, döngüsel malzemeler, yaşam döngüsü tasarım düşüncesi ve döngüsel zihniyetleri kapsar.
Duyarlı Moda Araştırmacıları Birliği (UCRF)
Duyarlı Moda Araştırmacıları Birliği (UCRF), bilimin statükonun ve siyasi gündemlerin beslenmesinde kullanılmasına dair endişeler neticesinde 1969 yılında kurulan Duyarlı Araştırmacılar Birliği (Union of Concerned Scientists) örneğinden ilhamla, 2018 yılında kurulan bir moda ve sürdürülebilirlik araştırmacıları küresel girişimidir. UCRF, moda ve sürdürülebilirlik alanında önde gelen akademisyenler Kate Fletcher (Sürdürülebilir Moda Merkezi, Londra Sanat Üniversitesi), Lynda Grose (California Sanat Koleji), Timo Rissanen (Parsons Tasarım Okulu) ve Mathilda Tham (Linnaeus Üniversitesi, İsveç) tarafından kuruldu. Birliğin manifestosu o zamandan beri dünya çapında 200’den fazla akademik üye tarafından imzalandı (yazının yazıldığı Ocak 2020 tarihinde). Birliğin temel misyonu, moda endüstrisinde iklim krizine verilen yanıtın aşırı basitleştirilmesini ve parçalanmasını önlemektir. Bunun yanı sıra moda araştırmacılarını bilgi liderliğinde ve her zamanki gibi işleri bozabilecek insanlar, çevre ve moda arasındaki ilişki için yeni sistemik vizyonlar sunabilecek eylemlerde birleştirmeyi hedefler.
Ellen MacArthur Vakfı (EMF)
Ellen MacArthur Vakfı (EMF), temel odak noktası döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırmak olan bir yardım kuruluşudur. 2010 yılında kurulan vakıf, altı temel alanda çalışır: öğrenme; işletme; kurumlar, hükümetler ve şehirler; içgörü ve analiz; sistemik girişimler; iletişim. EMF’nin “Modayı Döngüsel Yap (Make Fashion Circular)” girişimi, her ikisi de endüstrinin döngüsel bir modele geçişinde kilit öncelikler olarak görülen işbirliğini ve yeniliği teşvik etmeyi amaçlıyor. Girişim; geleceğe dair üç hedef belirledi: Güvenli, yenilenebilir malzemelerden yapılmış ürünler; kullanımı artırmaya odaklı yeni iş modelleri; eski ürünleri yenilerine dönüştürmek. “Modayı Döngüsel Yap” girişiminin temel çıktıları arasında, modanın çevresel etkisi konusunda çokça alıntılanan bir kaynak olan “Yeni Bir Tekstil Ekonomisi: Modanın Geleceğini Yeniden Tasarlamak (A New Textiles Economy: Redesigning Fashion’s Future)” adlı etkili bir rapor yer alıyor. Girişim 2019'da dayanıklılık, malzeme sağlığı, geri dönüştürülebilirlik ve izlenebilirlik standartları dâhil olmak üzere döngüsel denim için yeni ürün gereklilikleri belirleyen Jeans Redesign projesini de başlattı. Bu standartları karşılayan döngüsel denimlerin Ağustos 2020’de piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Etik Ticaret İnisiyatifi (ETI)
Etik Ticaret İnisiyatifi (ETI) ticari etik ticaret standartları adına en iyi uygulamayı tanımlamak ve işçi haklarını desteklemek için birlikte çalışan şirketler, sendikalar ve STK’ların bir birliğidir. 1998’de kurulan ETI, şirketlerin kendi operasyonlarına ve tedarik zincirlerine uyarlayabilecekleri ilke ve politikaları özetleyen bir Temel Kural (Base Code) sağlar. ETI ayrıca sendikaları desteklemek, stratejik ittifaklar kurmak ve hükümetler ile markalar için lobi yapmakla da ilgilenir.
#FridaysforFuture (Gelecek İçin Cuma)
#FridaysforFuture; 15 yaşındaki Greta Thunberg’in Ağustos 2018’de arka arkaya üç cuma günü İsveç parlamentosu önünde “Skolstrejk för Klimatet (İklim için Okul Grevi)” tabelasını tutmasının ardından başlayan ve motivasyonlarını sosyal medyada paylaştığı küresel bir iklim kampanyasıdır. Eylül ayında Greta cuma günleri yaptığı eyleme devam etmeye karar verdi—ta ki İsveç parlamentosu, iklim değişikliği kaynaklı ve geri dönüşü olmayan zararları önlemek için, Paris Anlaşması’nda belirtildiği üzere küresel ısınmayı 2 santigrat derecenin altında tutacak politikaların uygulanacağına garanti verene kadar. Greta’nın duruşu, dünya çapında öğrenciler ve ebeveynler arasında benzer protestolara ilham verdi ve daha sonra bir dizi küresel iklim grevine yol açtı. Eylül 2019’da 185 ülkede 7,6 milyon insanın katıldığı etkinlik tarihin en büyük iklim greviydi.
G7 Moda Paktı
G7 Moda Paktı, tedarik zincirine dâhil bütün moda ve tekstil işletmelerinin küresel bir koalisyonudur ve üç çevresel hedefe bağlılık gösterir: Küresel ısınmayı durdurmak, biyolojik çeşitlilik kaybını geri kazanmak ve okyanusları korumak. Emmanuel Macron’un emriyle kurulan ve Kering Group Başkanı ile CEO’su François-Henri Pinault tarafından Biarritz’deki 2019 G7 Zirvesi’nde başlatılan paktı imzalayan taraflar, her bir hedef için bir dizi Bilime Dayalı Hedefi (SBT) karşılama sözü veriyor. Şu anda paktta 56 şirket yer alıyor (yazının yazıldığı Ocak 2020 tarihinde). Moda Paktı işbirliği yapmak için rakip markaları bir araya getirmesiyle yüceltilirken olası yeşil yıkama, insan hakları konusundaki eksiklikler, hedeflere ulaşamayanlara cezai önlemler ve aşırı üretime değinmeme gibi nedenlerle de eleştirilerle maruz kaldı.
Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler (PETA)
Hayvanlara Etik Muamele İçin İnsanlar (PETA); dünya çapında 6,5 milyondan fazla üyesi ve destekçisi ile en büyük küresel hayvan hakları örgütüdür. PETA, 1980 yılında kurulmuştur ve temel odak alanları arasında gıda, giyim ve eğlence endüstrilerinin yanı sıra laboratuvarlarda hayvanlara yapılan kötü muamele ve zulüm yer alır. PETA, evcil hayvanlara yönelik zulmü ve zararlı kabul edilen hayvanların zalimce öldürülmesini de ele alır. Başlıca uluslararası şubeleri Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, Hollanda, Hindistan, Avustralya, Asya ve Latin Amerika’dır; eğitim, zulüm soruşturmaları, araştırma, hayvan kurtarma, mevzuat, etkinlikler ve kampanyalar üzerine çalışırlar.
İklim Eylemine İlişkin Moda Endüstrisi Sözleşmesi
Bkz. Birleşmiş Milletler Moda Endüstrisi İklim Eylemi Sözleşmesi.
Küresel Moda Gündemi (GFA)
Küresel Moda Gündemi (GFA); modada sürdürülebilirlik konusunda endüstri işbirliğini amaçlayan küresel bir liderlik forumudur. Girişim, ortak çözümler bulmak ve modanın sorumlu uygulamalara geçişini hızlandırmak için sektörü bir araya getiren, moda ve sürdürülebilirliğin ileri gelen iş etkinliği Kopenhag Moda Zirvesi’nin arkasında yer alıyor. GFA ayrıca, küresel moda ve sürdürülebilirlik ilerlemesini değerlendiren Moda Endüstrisinin Nabzı (Pulse of the Fashion Industry) serisi başta olmak üzere sektörle ilgili raporlar ve düzenli güncellemeler yayınlar. 2017 Kopenhag Moda Zirvesi’nde GFA, 90’dan fazla markanın tasarım, koleksiyon ve giysilerin yeniden kullanımında anında iyileştirmeler yapmayı taahhüt ettiği 2020 Dairesel Moda Sistemi Taahhüdü’nü (Circular Fashion System Commitment) başlattı.
Moda Paktı
Bkz. G7 Moda Paktı.
Moda Devrimi
Moda Devrimi; daha adil, daha güvenli, daha temiz ve daha şeffaf bir moda endüstrisini amaçlayan küresel bir harekettir. 2013 yılında Rana Plaza felaketine yanıt olarak ortaya çıkan hareketin kilit faaliyetleri, Rana Plaza’nın yıldönümünü olan Moda Devrimi Haftası etrafında yoğunlaşıyor. #imadeyourclothes hashtag'i ile “Who Made My Clothes/Giysilerimi Kim Yaptı” kampanyasının küresel etkisi büyüyor ve hareketin artık tüm kıtalarda gönüllü temsilcileri var. Her yıl yayınlanan “Moda Şeffaflığı Endeksi (Fashion Transparency Index)” dünyanın en büyük markalarının ve perakendecilerinin sağladığı insan hakları ve çevre politikası uygulamaları ile etkilerine dair verileri, hacim ve karakter açısından inceler.
Ortak Amaç (CO)
Daha önce Etik Moda Forumu olan Ortak Amaç (CO) markaları, perakendecileri, tedarikçileri ve diğer moda profesyonellerini sürdürülebilir moda işinde başarılı olmak için ihtiyaç duydukları bağlantılar ve kaynaklarla eşleştiren bir iş ağıdır. CO ayrıca malzeme araç takımları, podcast’ler, makaleler, araştırma ve içgörü raporlarını içeren kaynaklara sahip bir bilgi platformu sağlar; farklı abonelik seçenekleriyle kullanılabilir.
Sürdürülebilir Giyim Koalisyonu (SAC)
Sürdürülebilir Giyim Koalisyonu (SAC); hazır giyim, ayakkabı ve tekstil endüstrisinde sürdürülebilir üretimi amaçlayan küresel bir ittifaktır. Moda endüstrisinde çevresel ve sosyal etkileri azaltmak için birlikte çalışan 250'den fazla marka, üretici, STK, akademik kurum ve hükümeti üye olarak barındırır. Kuruluş, işletmelerin sürdürülebilirlik performanslarını ölçmelerini ve puanlamalarını sağlayan açık kaynaklı bir araç seti olan Higg Endeksi’nden sorumludur.
Sürdürülebilir Moda Merkezi (CSF)
Sürdürülebilir Moda Merkezi (CSF) Londra Sanat Üniversitesi bünyesindeki bir araştırma, eğitim ve bilgi alışverişi merkezidir.
London College of Fashion’da bulunan merkez, ekolojik bağlamını tanıyan ve eşitliği gözeten bir sisteme katkıda bulunmak için modadaki mevcut yapıyı kışkırtır, zorlar ve sorgular. CSF; bir çalışma, endüstri uygulamaları ve eğitim modelleri alanı olarak Sürdürülebilir Moda Tasarımı’nı şekillendirir ve buna katkıda bulunur. Merkez; modanın ilişkisel ekolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel gündemlerini keşfederek ve çapraz referans vererek, dönüşümsel tasarım uygulamalarına girişir. CSF dünyanın her yerinden üniversiteler, işletmeler ve diğer kuruluşlarla işbirliği yaparak çoğulcu, sistemik bir yaklaşım benimser.
Tehlikeli Kimyasalların Sıfır Deşarjı (ZDHC)
Tehlikeli Kimyasalların Sıfır Deşarjı (ZDHC) Programı tehlikeli maddelerin moda tedarik zincirinden çıkarılmasına ve geleneksel kimyasallara sürdürülebilir alternatifler sağlanmasına odaklanan çok paydaşlı bir girişimdir. İş birlikçiler, modanın zehirli maddelere bağımlılığıyla doğrudan bağlantılı çevre kirliliğini ve sağlık tehlikelerini azaltmayı hedefleyen markalar, test tesisleri, araştırma enstitüleri ve kimya şirketlerini kapsar. ZDHC tarafından yayınlanan Üretimi Kısıtlanmış Madde Listesi (MRSL), endüstri genelinde geniş çapta benimsenmiştir. Bununla birlikte üretim tesisleri kaynaklı kirliliğe, özellikle atık su deşarjlarına odaklandığından elyaf üretimi gibi diğer konular şu anda ele alınmamaktadır; dolayısıyla diğer MRSL’lerden daha az iddialı hedefler belirlediği için eleştirilerle maruz kalmıştır.
Uluslararası Emek Örgütü (ILO)
Uluslararası Emek Örgütü (ILO); hükümetleri, işverenleri ve işçileri bir araya getirmek ve bütün işçiler için küresel çalışma standartları belirlemek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 1919 yılında kurulmuştur. ILO, sekiz temel sözleşmeyle desteklenen temel uluslararası işçi hakları mevzuatı, politikaları ve standartlarını destekler: Örgütlenme Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması Sözleşmesi (1948); Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi (1949); Zorla Çalıştırma Sözleşmesi, (1930), Zorla Çalıştırmanın Kaldırılması Sözleşmesi (1957), Asgari Yaş Sözleşmesi (1973), Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimleri Sözleşmesi (1999), Eşit Ücret Sözleşmesi (1951); Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesi (1958).
Who Made My Clothes
Who Made My Clothes (Giysilerimi Kim Yaptı) moda tedarik zincirlerinde şeffaflığın olmamasına ve hepimizin giydiği kıyafetlerin nerede ve nasıl üretildiğine dair anlayış eksikliğine yanıt olarak Moda Devrimi tarafından başlatılan dünya çapında bir kampanyadır. Kampanya; moda üretiminin arkasındaki süreçler ve insanlar için kamuoyunda farkındalık yaratmayı, merak ve empati uyandırmayı; giyim üreticileri ve kullanıcıları arasında daha yakın bağlantıları teşvik etmeyi amaçlıyor. Who Made My Clothes, 24 Nisan 2013’te Bangladeş’teki Rana Plaza felaketinin yıldönümünü kutlayan yıllık Moda Devrimi Haftası’nda düzenlenen önemli etkinliklerden biri. #whomademyclothes etiketi bireyleri hem moda markalarından daha fazla şeffaflık talep etmeye davet ediyor. Dünya çapında gerçekleşen sosyal medya ve çevrimdışı etkinlikler. Kampanyanın #imadeyourclothes etiketi bireysel üreticilerin, üreticilerin ve markaların çağrıya yanıt vermelerini ve uygulamalarında şeffaflık sunmalarını sağlıyor. Sosyal medyadaki gönderilerin 700 milyon görüntülenmesi ve Nisan 2019’da 289 milyon hashtag erişiminin de gösterdiği gibi, kampanya hâlâ muazzam bir küresel etkiye sahip. Çağrıya yanıt veren marka ve üretici sayısı her yıl arttı. 2019 Moda Devrimi Haftası öncesi ve sonrasındaki haftalarda #imadeyourclothes etiketi 12 bin 689 gönderide kullanıldı.
Yokoluş İsyanı (XR)
Yokoluş İsyanı (XR) hükümetlerin iklim aciliyeti, biyolojik çeşitlilik kaybı ve bunlarla alakalı küresel ekonomik ve sosyal etkilere yanıt olarak acil ve radikal adımlar atmasını talep etmek için şiddet içermeyen sivil itaatsizliği kullanan bir vatandaş eylem hareketidir. XR, Ekim 2018’de İngiltere'de kuruldu ve Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Almanya, Hollanda, Kanada, Japonya ve Arjantin dâhil olmak üzere 56 ülkede 636 tanınmış şubesi ile uluslararası bir hareket hâline gelmesi uzun sürmedi. Yokoluş İsyanı üç talepte bulunur: 1. Gerçeği Söyle: Hükümet, iklimsel ve ekolojik aciliyet ilan ederek gerçeği söylemeli, değişimin aciliyetini iletmek için diğer kurumlarla birlikte çalışmalıdır; 2. Hemen Harekete Geç: Hükümet, biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve 2025 yılına kadar sera gazı salınımlarını net sıfıra indirmek için harekete geçmelidir; 3. Politikanın Ötesinde: Hükümet, bir Yurttaş Meclisi oluşturmalı ve bu meclisin kararları liderliğinde iklim ve ekolojik adalet konularıyla ilgilenmelidir. Grup, tutuklanmayı amaçlarına ulaşmak için bir strateji olarak kullanıyor ve eylemleri medyada geniş yer buluyor. Doğrudan bağlantılı olmasa da XR, dünya çapında düzenlenen “Fridays for Future (Gelecek İçin Cuma)” adlı okul iklim grevinin yükseldiği yıl kuruldu. XR, mevcut moda sistemini iklim krizine en çok katkıda bulunan unsur olarak tanımlıyor; grup, bir yıl boyunca modayı satın almayı boykot etmek için bir kampanya başlattı. Statükoya alternatif olarak paylaşımı, takası, kiralamayı ve ikinci el satın alımları teşvik ediyor. Moda, “Doğruyu Söyle” çalışma grubu, moda haftalarının iptal edilmesi ve mevcut moda tutumunun değiştirilmesi için dilekçe verdi: “Rüyayı durdurun ve durumumuzun gerçekliğini anlatın. […] Artan ‘çözümlerin’ dünyadaki yaşamı kurtarmayacağını kabul edin; bunu yalnızca sistemsel değişim başarabilir. Gücünüzü, bu kriz hakkındaki gerçeği ve bu endüstrinin nasıl suç ortağı olduğunu anlatmak için kullanın. Tüm yaşam buna bağlıymış gibi dürüst ol.” XR ABD ayrıca medyayı hedef alarak The New York Times’ın iklim aciliyeti haberlerini artırma talebiyle yayının Manhattan ofisinin dışında bir protesto düzenledi.
Çevresel Kâr ve Zarar (EP&L)
Lüks grup Kering tarafından geliştirilen Çevresel Kâr ve Zarar (EP&L) hesabı şirketlerin çevresel etkilerinin derinlemesine analizini yapmalarını destekleyen açık kaynaklı bir işletme yönetimi aracıdır. EP&L, bu etkileri iş dünyası tarafından tanınan bir ölçüye (parasal değere) dönüştürmeyi ve böylece birden fazla işletme ile iş birimi arasında karşılaştırmaya olanak sağlamayı amaçlar. Araç; çevresel maliyetleri azaltmak için stratejiler, hedefler ve girişimler geliştirmeye yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır. EP&L metodolojisi kendi operasyonlarından ve perakende mağazalarından montaj ile imalata, işleme ve hammadde üretimine dek tedarik zincirindeki tüm katmanları kapsar. Bilgiler yerinde ve tedarikçilerden derlenir ve her katman altı etki alanında değerlendirilir: Sera gazı (GHG) salınımları, su kullanımı, atık üretimi, su kirliliği, hava kirliliği ve arazi kullanımı. Birincil veriler mevcut değilse ikincil veriler kullanılır ve belirlenen bağlama uyarlanır. Analizin ardından çevresel etkilere, Kering’in finansal faaliyetleri açısından tercüme edilebilecek ve anlaşılabilecek ekonomik değerler atanır. Değerlendirme metodolojileri, PwC UK ile işbirliği içinde geliştirilmiştir.
Higg Endeksi
Higg Endeksi; Sürdürülebilir Giysi Koalisyonu (SAC) tarafından geliştirilen ve işletmelerin sürdürülebilirlik performanslarını ölçmelerini ve puanlamalarını sağlayan açık kaynaklı üç parçalı bir ürün araçları setidir. (1) Ürün Araçları, kullanıcılarının ürün düzeyinde etkiyi ölçmesine olanak tanır; (2) Tesis Araçları, üretim tesislerinde çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği ölçer ve (3) Marka ve Perakende Araçları, değer zinciri boyunca çevresel ve sosyal etkiyi ölçer. Bunlar arasında en yaygın olarak benimsenen araç; iklim değişikliği, ötrofikasyon, fosil yakıt kaynaklarının tükenmesi, su kıtlığı ve kimyasallar alanlarında maddesel etkilerin ölçülmesine yardım eden bir beşikten-kapıya puanlama metodolojisi olan Higg Malzeme Sürdürülebilirlik Endeksi’dir (Higg MSI). Pamuktan deriye her malzemede hammadde kaynağına, iplik ve tekstil oluşumuna, hazırlanma ve renklendirmeye göre puan bazında not verilir. Higg MSI puanlama metodolojisi, yaşam döngüsü değerlendirmesi (LCA) verilerine dayanır ve malzemelerin ne sıklıkla kullanıldığına ağırlık verir. Bu da örneğin; pamuğun kaşmirden daha fazla bir ağırlığa sahip olacağı anlamına gelir.
Moda Devrimi kaynakları
Moda Devrimi küresel kampanyası kamu bilincini artırmak; bireyleri, topluluk gruplarını ve şirketleri harekete geçmeye ve moda tedarik zinciri boyunca sosyal ve çevresel uygulamaları kökten iyileştirmeye teşvik etmek için birden fazla araç ve kaynak sunar. Moda Devrimi’nin açık kaynaklı kaynakları arasında kampanya materyalleri, nasıl yapılır kılavuzları, eğitim malzemeleri ve insanları "merak etmeye, keşfetmeye, bir şeyler yapmaya" teşvik eden okuma listeleri yer alıyor. Bu kaynaklar indirilebilir posterlerden alışveriş ipuçlarına, öğretmen paketlerinden dünyanın en büyük markalarını ve perakendecilerini, insan hakları ve çevre politikası uygulamalarıyla etkilerine dair verilerinin hacmi ve karakteri açısından inceleyen Moda Devrimi’nin yıllık Moda Şeffaflık Endeksi'ne dek uzanır. Moda Devrimi, bireyler ve kuruluşlar arasında bir bağlantı görevi görür; kurulduğu 2013 yılından bu yana, markalardan ve hükümetlerden radikal değişim ile hesap verebilirlik talep eden küresel bir harekete ses veren yerleşik bir platform hâline gelmiştir.
Diğer başlıkları keşfedin:
Conde Nast Sürdürülebilir Moda Sözlüğü #001: Değerler ve Düşünce Yapıları
Conde Nast Sürdürülebilir Moda Sözlüğü #002: Moda Endüstrisi
Conde Nast Sürdürülebilir Moda Sözlüğü #003: Tasarım ve İş Modelleri
Conde Nast Sürdürülebilir Moda Sözlüğü #004: Malzeme
Conde Nast Sürdürülebilir Moda Sözlüğü #005: Tekstil ve Giysi Üretim Süreçleri
Conde Nast Sürdürülebilir Moda Sözlüğü #006: Kullanım ve Yaşam Sonu
Conde Nast Sürdürülebilir Moda Sözlüğü #007: Sertifikalar
Tüm referans ve kaynak bağlantıları incelemek için Conde Nast The Sustainable Fashion Glossary web sitesini ziyaret edin: https://www.condenast.com/glossary/key-elements-of-fashion-and-sustainability
Sürdürülebilir Moda Sözlüğü; Condé Nast ile Centre for Sustainable Fashion, London College of Fashion, UAL ortaklığıyla hazırlanmıştır. Sözlük, Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Kamu Lisansı’na sahiptir. Bu Sözlük’ü farklı dillere çevirme hakkı da dahil olmak üzere ek izinler verilebilir. Daha fazla bilgi için bizimle irtibata geçebilirsiniz.