Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Türk moda sahnesinin özgün, dinamik, eğlenceli ve tüm bu sıfatlarına rağmen ağırbaşlı durmayı başaran çanta markasıyla tanışın.
Melike Öztürk’ün kurucusu ve kreatif direktörü olduğu bir dijital ajansı var. Başkalarının hayallerine dokunurken edindiği deneyimler sayesinde kendisine ait bir oluşum yaratma fikri uyanıyor aklında; Lemma’nın doğumu da tam olarak bu noktada gerçekleşiyor. İsim, eski Yunanca’da “elde tutulan, önerilen”, yeni Latince’de ise “matematik disiplinindeki varsayım” anlamına geliyor. Bilim ise bu kelimeyi “teoriye giden ilk yol” olarak tanımlıyor. Keza tasarımcı da Lemma’yı uzun bir yola çıkmak olarak görüyor. Çantaların yaratım aşamasında renklerden ziyadesiyle besleniyor.Renkleri nesneleştirdiğini, her rengin hafızasında bir kodu olduğunu söylüyor. İlham rotasında renkleri, filmler ve tarih takip ediyor. Markanın ilk parçası olan Eureka modeli de, tasarımını Öztürk’ün bir filmde gördüğü balıkçı teknesinden, isminiyse Arşimet’in ünlü haykırışından alıyor. Güncel koleksiyonda da Claude Monet’nin renkleri ve ışık oyunlarının dokuya dönüşmesi Lemma ailesinin yeni üyelerine hayat veriyor. Fikirlerin somut objelere dönüşüm süreci için; “Bir anda hiç olmadık bir nesneyi çantaya dönüştürebilirim. Boş bulduğum bir kağıda aklımdakileri karalıyorum, sonra illüstrasyonunu ve maketini hazırlıyorum” diyor ve ekliyor: “Baskın ve pastel renkleri bir arada kullanmayı seviyorum. Yuvarlak formlar da renk geçişlerinde bütünlüğü sağlıyor ve bence yuvarlak hatlı aksesuarlar insan vücuduyla kusursuz bir uyum içinde hareket ediyor.” Her tasarım, yaratıcısının bebeği olsa da Luna modelinin kalbinde özel bir yeri olduğunu belirtiyor: “Maketini hazırladığımda kimse anlam veremedi. Etrafımdaki herkes çantanın kapağının neden dışarda olduğunu ve zeminde nasıl duracağını soruyordu. Bense o kadar emindim ki Luna’dan… Uzun zamandır aradığım çantayı tasarlamıştım, nitekim ilk numune çıktığında da âşık oldum. Kendisi şu an en çok tercih edilen modeller arasında.” Kulvarındaki diğer girişimlere kıyasla pazarlama konusunda neden daha girişken davranmadığını, influencer işbirliklerinde neden Lemma’nın adını görmediğimizi de bir hızlı tüketim markası olmamakla açıklıyor Melike Öztürk. Öyle ki bir çanta satın aldığınızda içinde teslim edildiği kutuda da “missing piece” yani “eksik parça” yazıyor. Tasarımcı bu sloganın pazarlama konusuna bakış açısını berrak bir şekilde yansıttığına inanıyor. Tasarımlarının bir boşluğu doldurmak, eksik bir parçayı tamamlamak üzere oluşturulduğunun, bunun da belki yavaş ve organik şekilde büyüyerek başarıldığının altını çiziyor. Lemma’nın geleceği için hedefleri de epey vakur ve mütevazı. Melike; özgün tasarıma, yüksek kaliteye öncelik veren herkesin gardırobunda bir de Lemma’nın olmasını düşlüyor.