Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Mehry Mu x Yorganlar Fora işbirliği, yok olmaya yüz tutmuş yorgan zanaatını çağdaş çanta tasarımlarıyla buluştururken, bu değerli koleksiyonun detaylarını Mehry Mu’nun kurucusu Güneş Mutlu Mavituncalılar ile konuştuk.
El işi yorganlara duyduğu tutku, küratör Ayça Sarc’ı antika ve kendi tasarımı yorganların yer aldığı bir sergiye hayat vermeye yönlendirirken, bu geleneksel miras Mehry Mu’nun kurucusu Güneş Mutlu Mavituncalılar’ı da oldukça etkilemiş. İki yıllık uzun bir sürenin ardından ise Mehry Mu x Yorganlar Fora işbirliği sayesinde bu kültürel miras, tozlu sandıklardan geri çıkıyor ve modern bir yüze kavuşuyor. Bu değerli koleksiyonun hikayesini ise Güneş Mutlu Mavituncalılar’dan dinliyoruz.
Mehry Mu x Yorganlar Fora işbirliği fikri ilk olarak nasıl ortaya çıktı?
Sergiyi, son günü ve son saatinde gezmeye gidebilmiştim. Hatta kapıdaki görevli bizi içeri almak istememişti, yalvar yakar girmiştik içeri. Hızlı hızlı merdivenleri çıkarken, Ayça’nın indiğini gördüm. Güvenlik görevlisi gururla kendisiyle tanıştırdı. Hemen telefonunu rica ettim. 1 hafta sonra Mangerie’de buluştuk. Ona, bu sergiden aldığım ilhamla çantalara özel bir koleksiyon yapmak istediğimi söyleyip, işbirliği teklif ettim.
Bu özel koleksiyonun nasıl bir motto’su var?
Yorgan sergisini gezdiğim zaman kalbim çarpmıştı. Mehry Mu’da materyal konusu her zaman çok önemli; alışılmamış, akla gelmeyen materyaller kullanmayı seviyoruz. Hele ki bu materyal, kolektif bilinçaltımıza işlemiş, nostaljik, romantik ve masalsı tınılar taşıyorsa daha da iyi. Mottomuz; ‘iyi işler zaman alır’… 2018’de tohumları atılan işbirliğimiz, tam 2 senede tamamlandı. Slow fashion’a örnek, zanaata destek olduğumuz projemizde en önemli nokta, kepenk indirmiş yorgan ustalarına tekrar dikkat çekmekti. Yorgan tekrar moda oldukça, bu unutulmuş değer de tekrar yaşamına dönecektir.
Geleneksel Türk yorganını bir çantaya dönüştürme süreci nasıl ilerledi?
Bu kadar etnik bir dokuyu modern yorumlamak, ama modernize ederken de nostaljik ve vintage havasını korumak istiyordum. Hiçbir yerinde deri kullanmak istemedik, tamamıyla yorgan materyali ön planda olmalıydı. Pazen yumuşacık koton kumaşlarla astarlamak ve tersyüz edilebilir olması ilk fikirdi. Kocaman bir shopper ortaya çıkmasını çok istedik. Hem pandemi sürecinde kocaman pazar çantaları ön plana çıktığı için hem de karakterli bir shopper’ın her zaman enteresan olduğunu düşündüğüm için... Clutch çantanın mini bir yastık havasında olmasını istedik; fermuarını gizlemek için teknik olarak çok uğraştık. İki saplı çantamız ise hem Ayça’nın vintage sepet merakına hem de bizim klasik burgu saplı çantalarımıza gönderme oldu.
Mehry Mu kimliğini koleksiyon parçalarına nasıl yansıtmayı tercih ettiniz?
Mehry Mu’nun kimliğinin çok net ifadelerinden biri olan burgu sapı, zaten bir modelimizde değerlendirdik. Onun dışında yorgan sergisinin anlattıkları, malzemenin kendisi ile başlı başına Mehry Mu kimliği ile örtüştüğü için materyali yalınlığı ile kullandık. İmzamız olan saraç dikişimizi bile kullanmaya gerek duymadık çünkü gerçekten önemli olan tasarımın kendisiydi ve Mehry Mu ile zaten gerek görsel gerek değer olarak çok örtüşüyordu. Çanta içleri Mehry Mu’da her zaman çok değerli alanlardır. Burada basmalı pazen kumaş kullandık ve bu kumaşı kılıflara da taşıdık.
Unutulmaya yüz tutmuş bir geleneğe tekrar hayat vermek sizin için nasıl bir his?
Mehry Mu her yıl sanata dair işbirlikleri yapar aslında. Benim için farkındalık yaratmak, sanata ve zanaata destek vermek, kültürümüze ve geçmişimize sahip çıkmak çok değerli. Günün sonunda tüketime yönelik bir moda ürünü ortaya çıkarıyoruz. Bunun altını mümkün olduğu kadar doldurmaya bakmalıyız. Bu koleksiyonun oluşum süreci bana Füreya sergisi işbirliğimde yaşadığıma benzer duygular yaşattı.
Tasarım anlamında Ayça Sarc ile aynı noktada nasıl buluştunuz? Bu koleksiyona başlarken, ikinizin de yaratmak istediği dünya ortak mıydı?
Benim iş yaptığım herkes iyi ruhlara sahip. Ayça’nın koleksiyoner kimliği, kültürümüze olan saygı ve sevgisi zaten beni hemen etkiledi. Onu tanıdıkça tutkulu, aceleci, meraklı, coşkulu mizacını keşfettim ve onunla çalışmaktan daha da keyif aldım. Ayça’nın tutkusuna bir yerden dokunup, Kilis’te birkaç kuşaktır bu mesleği icra eden ustalara maddi kazanç kapısı olabilmek ve bu zanaatin yok olmasını engelleme misyonuna dahil olmak, bunun kreması oldu.
Sizce bu çantalar günlük hayata kolaylıkla adapte edilebilir mi?
Bizim çantalarımız her zaman hayali biraz zorlayan, kalpte arzu ve heyecan yaratan, farklı modeller. Kullanışlılık için ilk akla gelinecek marka değiliz. Bunu yapan çok fazla marka var. Ama bu koleksiyondaki çantaların özellikle kullanışlı ve rahat olmasına dikkat ettik. Cazibeleri yüksek olan bu rengarenk çantaların nasıl kullanılacağını sevgili müşterilerimizin yaratıcılığına bırakıyoruz. Ben genelde minimal giyinip, aksesuarlarımda iddialı olmayı seven biriyim. Ama bakalım daha iddialı kombinler de görecek miyiz.