Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


House of Silk'in kurucusu Nilay Kum'la, markasının ilham veren yolculuğunu, gelecek vizyonunu ve yeni koleksiyonunu konuştuk.
2018 yılında Nilay Kum’un vizyonuyla İstanbul’da kurulan House of Silk, kendine güvenen, güçlü ve eşsiz kadınlardan ilham alan bir yaşam tarzı manifestosu. “Evde Lüks” felsefesiyle kadınlara, 'güzelliğin ve ışığın' öncelikle kendilerinden ve en özel alanları olan evlerinden yükseldiğini hatırlatmayı hedefleyen marka, zarif ve zamansız tasarımlarıyla konforu ve şıklığı buluşturuyor.

Nilay Kum
Bu özel röportajda, House of Silk’in ilham veren yolculuğunu, değerlerini ve gelecek vizyonunu markanın kurucusu Nilay Kum’dan dinledik.
İpek zamansız ve asil bir kumaş. Bana hep insanı hatırlatıyor; zarif ve hassas görünse de aslında oldukça dayanıklıdır. Vücut ısısını algılar, nefes alır ve her mevsime uyum sağlar. Biz de koleksiyonlarımızda yalnızca ipek değil, aynı hissi taşıyan; hafif, rahat ve cilde yakın kumaşlar da tercih ediyoruz.
Her bir parçamız “rahat ama rafine” bir yaşam hissini temsil ediyor. Bizim için ipeğe anlam yüklemekten çok, onun uyandırdığı his değerli. Çünkü o his House of Silk’in ruhunu eksiksiz tanımlıyor.
House of Silk’i kurduğumuz ilk günden beri bizi anlatan birden fazla kadın var. Hepsinin ortak noktası, kendini olduğu gibi ifade eden, güçlü, bağımsız ve zamandan çok kendine odaklanan kadınlar olmaları. Kendini ifade ederken kalıplardan, trendlerden ya da dönemin dayattığı algılardan uzak duruyor. Kendi hislerini yaşamaya, kendi alanını
korumaya çalışan bir kadın bu.
Bu yüzden zamansızlık bizim için bir estetikten çok bir yaşam biçimi. Ürünlerimizi seçen kadın da aynı felsefeyle hareket ediyor - trendlerden değil, kendinden yola çıkarak bir parça seçiyor. Zamansız ürünler, zamansız bir kadının hayatında doğal bir şekilde yer buluyor.

Sürdürülebilirlik, üretim tesisimizde en fazla hassasiyet gösterdiğimiz konulardan biri. Ürünlerimizin büyük kısmını kendi tesislerimizde üretirken, Avrupa Birliği standartlarındaki tüm sürdürülebilirlik belgelerini eksiksiz tamamlamış olmaktan gurur duyuyoruz.
35 yılı aşkın süredir bizimle çalışan ekibimizle birlikte etik üretim, uzun ömürlü doğal kumaş kullanımı ve su tüketiminin minimuma indirilmesi gibi alanlarda titizlikle çalışıyoruz. Doğal kumaşların boyama süreçlerinde su tüketimine özellikle dikkat ediyor, her aşamada çevresel etkileri en aza indirmeye özen gösteriyoruz. Kumaş seçiminden üretim kontrolüne kadar tüm süreci ince detaylarıyla yönetiyoruz.
Viyana’da üniversitede okuduğum yıllarda bu markayı kurma fikri şekillendi. Viyana, modernlik ile tarihin o sade lüksünü ve mimari zarafetini bir arada üstünde taşıyan bir şehir. Bu denge, markanın kimliğinin temelini oluşturdu.
Başladığımız günden bu yana beni en çok besleyen hisleri, farklı kadınların farklı şekillenmiş ama benzer bir ruhtan gelen hikayelerini izleyerek yaşadım. Kadınların benzerliklerini, farklı dillerde ve biçimlerde ifade edişleri bana hep ilham verdi.
Bu nedenle House of Silk’in görsel dili bir döneme ya da bir stile ait değil; zamansız, saf ama karakterli bir his üzerine kurulu.

'Arınmış', 'özgür' ve 'iddialı'.
Just Married koleksiyonu, saflığı ve berraklığı renk paletinde ve kumaşların akışkanlığında yansıtıyor. Özgür ve iddialı tarafını ise detaylarda, aksesuar seçimlerinde ve güçlü siluetlerde hissediyoruz. Koleksiyon genelinde sade bir zarafet var ama her parçada kendini hatırlatan güçlü bir ifade de mevcut.
Bu sezonda 3 boyutlu satenlerle narin dantelleri bir arada kullandık. Bu kombinasyon hem dokusal zenginliği hem de dikiş kalitemizi öne çıkaran bir detay yarattı. Çizgiler daha net, iddialı; ama her zamanki doğallığımızdan ödün vermedik.
Renk paletinde taş tonları, konyak kahvesi gibi sakin ama karakterli tonlar öne çıkıyor. Bu tonlar, keskin ve üç boyutlu formlarla birleştiğinde zarif ama güçlü bir görünüm ortaya çıkıyor.

Bu soruya iki ayrı kategoride cevap vermek isterim: İç giyim ve pijama. Çünkü ikisi de benim için gardırobumun vazgeçilmez parçaları.
İç giyimde en sevdiğim parça Shayla. Hem çok rahat hem de spor ve iddialı bir tasarım. İlk kez jartiyer ve tangayı tek bir ürün olarak birleştirdik ve iki farklı şekilde kullanılabiliyor. Bu yönüyle çok fonksiyonel ve yenilikçi.
Pijama tarafında ise favorim River. Dış giyime de uygun, sade ama şık, zamansız ve stil sahibi bir model. Tıpkı markanın felsefesi gibi: Rahat, doğal ama her zaman zarif.