Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Vogue, müze küratörü Andrew Bolton eşliğinde sizleri MET sergisinin perde arkasını keşfetmeye davet ediyor.
Fotoğraf: © The Metropolitan Museum of Art
Amerikan modası ne anlama geliyor? Wendy Yu Kostüm Enstitüsü'nün küratörü Andrew Bolton, yeni sergisi In America: A Lexicon of Fashion'ın ön izlemesini yaparken ona sorulan bu sorudan biraz sıkılmış görünüyor. Andrew Bolton buna cevap vermek istemiyor değil, çünkü ona göre üç terimle özetlenebilir: heterojenlik, çeşitlilik ve çoğulculuk. Bundan ziyade Bolton, Amerikan modasını tek bir tanıma indirgeme fikrinin bu serginin amacına tamamen aykırı olduğunu düşünüyor. “Bir bakıma sergilenen pek çok eser gibi 104 farklı tanım olabileceğine inanıyorum, çünkü her biri farklı bir ifadeye, farklı bir duyguya hitap ediyor.” diye de ekliyor. Bunun yerine serginin yöneltebileceği en iyi soru şu olurdu: “Amerikan modası seni nasıl biri yapıyor?”
Fotoğraf: © The Metropolitan Museum of Art
Her zaman keskin gözlere sahip Andrew Bolton, Kostüm Enstitüsü'nün galerilerinin yanı sıra Amerikan duygularının tam bir ansiklopedisini geliştiriyor. Sergi, Ralph Lauren, Stan, Puppets And Puppets ve SC103 gibi markaların kapitone parçalarından oluşan geniş bir bölümle başlıyor. Heron Preston'dan denim patchwork, Serendipity'den bir patchwork ceket ile tezat oluşturuyor. Bunun haricinde 2018 yılında Prabal Gurung tarafından tasarlanan, içine buket yerleştirilen ve üzerinde “Who Gets to Be American” yazan bir gelinlik de dikkat çeken parçalardan. Gurung'un yaklaşımı daha iyimser ve Gypsy Sport'un merdiven boşluğunun üzerinde bir simge gibi yüksekte asılı duran Amerikan bayrağı spor giyimine yol açıyor.
Bolton'un sürekli geri döndüğü ve bu gösteride 100'den fazla olduğu için seçmesi zor olan parça, Claire McCardell'den sade görünümlü bir elbise. McCardell'in grimsi kahverengi çok renkli kareli pamuklu şal elbisesi hafif sivri omuzlara sahip. Bolton elbiseye yaklaşırken, önce bir kadının iş kıyafetleri üzerinde yarattığı çekicilikten bahsediyor ve sonra üst kısımdaki çapraz kesime ve yan taraftaki düğme kapatmalarının inceliğine odaklanıyor. Otuz dokuz dakika ve yaklaşık 60 giysi sonra, 2019 İlkbahar/Yaz sezonuna ait pastel pembe Marc Jacobs elbisenin önünde Bolton, Amerikan modasının sadece spor giyim üzerine olmadığını kanıtlamak için McCardell'e geri dönüyor. Bu en işlevsel giysilerin bile zengin bir ruhu olduğunu gösteriyor. “Pragmatizm ve pratiklik açısından konuşulan Claire McCardell'e bir göz atın; bu derin duyguyu üretmiş ve kendi etrafınıza saracağınız bir giysi yaratmış." diye başlıyor elbiseyi sarma hareketini yaparak ve ekliyor; "Bunda çok koruyucu bir şey var."
Fotoğraf: © The Metropolitan Museum of Art
Üstelik Amerikan modası sadece kıyafetlerle ilgili değil. Altuzarra'nın ve The Row'un vücudu saran örgülerinin kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanlarda bile giyilebilmesi, onların içinde yaşadığınız hayatla ilgili olduğunu kanıtlıyor. Sergiyi New York Moda Haftası'nın hemen ardından açmak, her giysinin daha canlı hissedilmesine yardımcı oluyor. Bolton'un genç veya gelişmekte olan tasarımcılara ve son yedi yılın podyum koleksiyonlarına odaklanan küratörlüğü de öyle. Bunlar hala ziyaretçilerin hafızasında kalacak parçalar: Bella Hadid'in 2020 Off-White x Arc'teryx elbisesi, Vittoria Ceretti'nin Tom Ford'un 2018 İlkbahar defilesinde yer alan siyah elbisesi, Ariel Nicholson'ın 2021 Sonbahar sezonundan Gabriela Hearst imzalı pançosu… Bolton, sergi devam ettikçe küratörlüğün de değişebileceğini söylüyor.
Amerikalıların hissettiği gibi, kıyafetlerin bizi nasıl biri yaptığını keşfetmek, aynı zamanda Amerikalılığı temsil eden farklı parçalarla da meşgul olmayı gerektiriyor. Bolton, sergide yer alan Amerikan bayraklı kazakları karşılaştırıyor. Tommy Hilfiger'ın ve Ralph Lauren'inki iyimserliği temsil ederken, Denim Tears'ın versiyonu Afro-Amerikan bayrağını temsil ediyor.
Fotoğraf: © The Metropolitan Museum of Art
MoMA'nın 2016 Moda Modern mi? filmi gibi bir kot ve beyaz tişört kronolojisi bekleyen Amerikalı izleyicileri modanın duygu ve ruh ile olduğu kadar stil ile de ilgili olduğuna ikna etmeye çalışmak ise düşündüğünüzden daha zor. Bolton ise bu konuda bir profesyonel. 2016'daki “Manus ex Machina” sergisi, moda zanaatını güzel sanatlar düzeyine çıkaran bir güç gösterisiydi. Bu yıl daha alçakgönüllü ama hepsinden daha önemli bir şey istiyor: Amerika’dan izler taşıyan bir elbisenin hem önemli hem de duygusal olduğunu düşünmenizi…
Fotoğraf: © The Metropolitan Museum of Art