Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2025 hedefleriniz arasında daha düzenli ve arıtılmış bir gardırop varsa işe doğru yöntemleri izleyerek gerçekleştireceğiniz gardırop detoksuyla başlayın.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (BMÇP) açıklamasına göre son 15 yılda gardırobumuzdaki giysileri giyme sayımız yüzde 36 azalmış. Waste Management’ın verilerine göre ise bir giysiyi sadece 10 kez giyiyoruz. “Bir gün mutlaka giyerim, zayıflayınca giyerim” gibi sebeplerle bir kenara koyduğumuz giysiler ve sadece trend olduğu için uzun vadede stilimize uymayacak parçalar aslında çoğu zaman yer kaplamaktan başka bir işe yaramıyor. Manchester Üniversitesi’nde moda pazarlaması eğitimi veren Patsy Perry’nin tavsiyesi şöyle: “Az her zaman daha çoktur.” O halde daha fazla alan, daha fazla ferahlık için fazla giysilerimizden kurtulmamız gerekiyor. Hazırsanız, başlıyoruz.
Adım 1: Her şey dışarı!
İlk adım, en zor olanı. Gardırobunuzdaki her şeyi tek tek çıkarıp denemeniz hem unuttuğunuz giysileri tekrar hatırlamanızı sağlayacak hem de hangilerinin üzerinize olup olmadığını gösterecek. Birkaç yıl önce bayılarak aldığınız neon sarı elbisenin hâlâ dolabınızın bir köşesinde durduğunu tamamen unutmuş olabilirsiniz. Ayrıca zamanla zevklerimiz de trendler de değişebiliyor. Eskiden çok sevdiğiniz neon sarı bugün çok da hoşunuza gitmeyebilir ya da yeni benimsemiş olduğunuz sessiz lüks trendi logolu tişörtlerinizle uyum sağlamıyor olabilir.
Günümüzde herkesin ne kadar fazla giysi ve aksesuarı olduğunu düşünürsek, bu adım gözünüzü korkutabilir. Ama bunu eğlenceli hale getirmek sizin elinizde! Arkadaşlarınızı çağırabilir, evde kendi defilenizi düzenleyebilir hatta hangi giysileri tutmanız gerektiği konusunda oylama yaparak eğlenceli bir gün geçirebilirsiniz.
Adım 2: Soru-Cevap
İlk adım sırasında büyük ihtimalle ne kadar fazla parçanız olduğunu farkedip biraz boğuldunuz. Hangileri gitmeli ve hangileri kalmalı konusunda kararsız kaldınız. Merak etmeyin, soracağınız birkaç soru bu adımı büyük ölçüde kolaylaştıracak.
İşte sorulardan biri: Bu parçayı son bir senedir kullandınız mı? İşin gerçeği, dolabımızdaki bir parçayı son bir senedir kullanmadıysak, büyük ihtimalle bir süre daha kullanmayacağız. Ve evet, bu parçalara o son birkaç kiloyu verdiğinizde giyeceğiniz jean pantolon da dahil. Kendinize sorabileceğiniz bir diğer soru ise o giysiyi giydiğinizde içinde kendinizi iyi hissedip hissetmediğiniz... Bazen bir kıyafeti birinin üzerinde görüp çok beğenerek satın alırız. Ama maalesef içinde kendimizi iyi hissetmeyiz. Belki stilimize uymuyordur, belki fiziğimize, belki de yaşam tarzımıza... Eğer bir giysinin içinde rahat değilsek ve bu özgüvenimizi artırmak yerine düşürüyorsa, o giysi bizim için uygun değildir ve vedalaşma zamanı gelmiştir.
Son olarak, kendinize bu parçanın size ne ifade ettiğini sorabilirsiniz. Birçok eşyamızı bize çağrıştırdıkları duygulardan ötürü tutarız. Çok eğlendiğimiz tatilde aldığımız bir çanta, ilk sevgilimizin bize hediye ettiği kolye veya çocukken giydiğimiz patenler bize mutluluk mu veriyor yoksa geçmişle bağımızı koparmaktan korktuğumuz için mi bunları atmaya cesaret edemiyoruz?
Adım 3: Düzenleme
Fazlalıklardan kurtulduk. Rahatlamış hissediyorsunuz, değil mi? Gardırobunuzu olabildiğince uzun süre düzenli tutmak için geriye kalan giysileri düzenlemek oldukça önemli. Aradığınızı kolayca bulabileceğiniz bir düzenleme hem sizi bilinçsiz alışveriş ihtiyacından kurtaracak hem de her parçayı değerlendirmenizi sağlayarak giyinmeyi daha keyifli hale getirecek.
ßNetflix’teki programıyla fenomen olan Marie Kondo’nun KonMari adlı metodu oldukça başarılı bir yaklaşım sunuyor. Kondo, Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle isimli programında ve aynı isimle çıkardığı kitabında gardırobumuzu arıtmanın ve düzenlemenin birçok yolundan bahsediyor. Kendiyle özdeşleşmiş bir katlama yöntemi, renklere göre düzenleme ve giysileri kategorilere ayırma gibi tüyolarla hem göze daha güzel görünen hem de daha pratik bir gardırop oluşturmanın yolunu gösteriyor.
Adım 4: Bağışlamak mı, satmak mı?
Sıra, ayıracağınız parçalarla ne yapacağınıza karar vermeye geldi. Kendimize alan yaratacağız, fazlalıklardan kurtulacağız diye sokağa poşet poşet giysi atmak pek doğru olmaz. Ama merak etmeyin, elinizden çıkarmak istediğiniz parçaları birçok farklı yolla değerlendirebilirsiniz.
Bağışlama seçeneği, kültürümüzde oldukça yaygın olan, hem evinizdeki fazlalıklardan kurtulmanıza yarayacak hem de manevi olarak sizi tatmin edecek bir yöntem. Eğer tanıdığınız yardıma muhtaç bir aile veya topluluk yoksa sivil toplum kuruluşlarına kullanmadığınız ama kullanılacak durumda olan giysi ve aksesuarlarınızı bağışlayabilirsiniz. Bunun yanı sıra belediyelerin giysi kumbaraları da kolay ve hızlı bir bağışlama yöntemi.
Eğer hem fazla eşyalarınızdan kurtulmak hem de karşılığında maddi geri dönüş almak istiyorsanız ikinci el mağazaları gibi platformlara göz atabilirsiniz. Dünya çapında Depop, Vestiare Collective, eBay ve Vinted gibi platformlar hem giysilerini satmak isteyen hem de yeni bir giysi almak yerine ikinci el satın almayı tercih edenler için cazip noktalar haline geliyor. Özellikle hızlı giyim markalarının ikinci el alım satımının yapıldığı Vinted bu sene satışların yüzde 61 arttığını duyurarak kârlılığını kanıtladı. Türkiye’de ise LetGo, Dolap ve Sahibinden.com gibi siteler elinizden çıkarmak istediğiniz giysi ve aksesuarlarınızı nakite dönüştürebileceğiniz platformlar.
Adım 5: Bundan sonrası
Bu adımları uzun bir süre daha uygulamak istemiyor ve gardırobunuzun şimdiki gibi temiz ve düzenli kalmasını arzu ediyorsanız bundan sonra dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var.
Alışveriş alışkanlıklarını gözden geçirmek katiyen atlanmaması gereken bir adım. Waste Management’ın verilerine göre Birleşik Krallık’ta bir kişi yılda ortalama 980 pound (günümüz kuruyla 43.614 Türk lirası) giysi alışverişine harcıyor. Rubicon’a göre ise dünya nüfusunun yüzde 4,9’u alışveriş bağımlılığından muzdarip.
Hem Coco Chanel’in hem de Yves Saint Laurent’ın hemfikir olduğu bir konu var. O da trendlerin gelip geçici, stilin ise baki olduğu. Aslında az önce gardırobunuzdan ayıkladığınız giysi ve aksesuarların çoğunlukla aldığınız dönemde trend olan parçalar olduğunu fark edebilirsiniz. Bir dönem trend oldukları için aldığınız vatkalı bluzlarınız, yüksek bel dar paça pantolonlarınız ve oversize kapüşonlu üstleriniz artık size pek heyecan vermiyor, değil mi? Size kendinizi iyi hissettiren ve üzerinize yakışan giysilerle stilinizi bulduğunuzda her birkaç senede bir gardırobunuzu yenilemenize gerek kalmıyor. Stilinizi bulmak için bir stilistle çalışabilir veya ayna karşısına geçip kendinize birkaç soru sorarak stilinizi bulma yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Bir diğer önemli tavsiye de zamansız parçaları tercih etmek. Zamansız parçalar her zaman giyilebildiği ve modası geçmediği için yıllarca kullanılabiliyor. Kapsül gardırop kaliteli, zamansız ve birbiriyle uyumlu parçaların oluşturduğu gardıroplar anlamına geliyor. Son yıllarda tüketicilerin bilinçlenmesiyle yükselen kapsül gardıroplar hızla değişen moda trendlerine meydan okuyor. Tekrar tekrar, farklı kombinlerle yıllarca giyilebilen kapsül gardırop parçaları bu sayede gereksiz alışveriş yapma isteğinin önüne geçiyor. Yüksek moda markalarından Toteme, Khaite ve The Row, daha ulaşılabilir markalardan ise Cos, Arket ve Massimo Dutti kapsül gardırop oluşturmak için tercih edilebilecek markalar.
Eğer daha sistematik ve kurallı bir yol izlemek istiyorsanız “one in one out” yani satın aldığınız her parça için eski bir parçayı bağışladığınız veya sattığınız sistem son derece etkili bir yöntem. Sizi hem bir şey alırken bir kez daha düşünmeye itecek hem de sahip olduğunuz eşyalara olan bağımlılığınız azalacak. Bir diğer yöntem ise 333 metodu. Bu sistemde 3 ay boyunca giyeceğiniz 33 parça seçiyorsunuz ve başka hiçbir şey kullanamıyorsunuz. Bu sayede kendinizi aynı parçaları yaratıcılığınızı kullanarak farklı şekillerde kombinlemeye şevk ediyorsunuz ve stilinizi korumak için çok da fazla parçaya ihtiyacınızın olmadığını görebiliyorsunuz.
Gardırop detoksu yapmamız birkaç gün alırken bu arıtılmış ve düzenli gardırobu korumak alışveriş alışkanlarımızda belirli değişiklikler gerektiriyor. Kendinizi ve yaşam stilinizi dürüstçe sorguladığınızda aslında Perry’nin dediği gibi azın çok olduğunu ve fazlalıkların birer yük olduğunu anlamak işten değil. Yeni yıl, yeni ben, yeni gardırobum hedefini gerçekleştirmenin tam zamanı!