Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Geçtiğimiz sezon ufaktan kendini hissettiren mikro terzilik, 2025’te ağır ama emin adımlarla dolapları ele geçirmeye hazırlanıyor.
Geçtiğimiz sezona adını altın harflerle yazdıran oversize trendi, yeni yılda büyük formlarından ödün vererek daha naif bir hale evriliyor. 2024 yazında ufaktan kendini hissettiren mikro terzilik, 2025’te yavaş ama emin adımlarla dolapları ele geçirmeye hazırlanıyor. Bol ve salaş terzilikle elde edilen umursamaz ama stil sahibi görünümler, yerini jilet gibi keskin, kendinden emin ve yapılandırılmış parçalara bırakıyor. Paris’ten Milano’ya uzanan moda haftalarında tasarımcılar, kumaşın içinde kaybolmaktansa, adeta kumaşla bir olmayı öneren siluetlerde hemfikir.
Belki de bu dönüşüm, kadınların güç pozisyonlarında her zamankinden daha fazla görünür olduğu bir dönemde terziliğin yeniden bir otorite göstergesine dönüşmesinin kaçınılmaz bir yansıması. Geçtiğimiz yıl Fortune 500 şirketlerinde kadın CEO oranı tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu oran, hâlâ yüzde 10,6 gibi endişe verici bir seviyede olsa da, 10 yıl öncesinin iki katı. Dolaylı yoldan da olsa bu yükseliş, terziliğe olan talebi yeniden şekillendiriyor; zira otorite ve güven yansıtan keskin hatlar güçlü bir imaj yaratmanın kilit parçası haline geliyor. Toplantı odalarından sokaklara kadar terzilik, güçlü bir ifade biçimi olarak öne çıkıyor. The Row’un 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonundaki ceketler tam da bu gücün bir yansıması. Olsen kardeşlerin terzilik anlayışı, milimetrik hesaplarla vücuda oturan, her dikişi bir amaca hizmet eden tasarımlar yaratıyor. Ceketler dramatikleşmeden omuzları kavrarken, bel hattında incelikle daralarak silueti nazikçe çerçeveliyor. Pantolonlar ve etekler, aynı hassasiyetin devamı niteliğinde; paçalar hafifçe kısaltılıyor ve bir milim bile fazla gelmeyecek kadar kusursuz bir bitişle sunuluyor.
Saint Laurent 2025 İlkbahar/Yaz
Benzer bir terzilik anlayışı, Anthony Vaccarello’nun Saint Laurent podyumunda da dikkat çekiyor. Son birkaç sezondur oversize siluetlerle güç gösterisi yapan Vaccarello, bu sezon Saint Laurent kadınının gücünden ödün vermeden maskülenlik ve feminenliği kusursuzca harmanlıyor. Saint Laurent ceketleri, markanın köklerine sadık kalırken dramatik omuz vurgularıyla modern bir dokunuş kazanıyor. Bel hattında aniden daralan ceketler, vücudu kusursuzca sararak sessiz ama otoriter bir görünüm sunuyor.
Öte yandan, son sezonda podyumlardan bir adım geri duran Altuzarra, ceket ve kabanlarını 70’lerin siluetlerinden ilham alarak sunuyor. Akışkan ama aynı zamanda heykelsi bir yapıya sahip ceketler, terziliği neredeyse yok sayarcasına sade ve abartısız bir duruş sergiliyor. Alexander McQueen’in kreatif direktörü Séan McGirr ise markanın mirasını güçlü bir şekilde sahipleniyor. McGirr’in ikinci sezonunda ceketler ve yakalar neredeyse matematiksel bir kesinlikle biçimleniyor. McQueen’in Savile Row kökenine yapılan bu saygı duruşu, terziliği sadece bir teknik değil aynı zamanda bir sanat formu olarak sunuyor. Diğer bir yanda ise Schiaparelli 2025 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu, terziliğin sınırlarını sanatsal bir ifade biçimine dönüştürerek modayı yeniden bir fantezi alanına taşıyor. Daniel Roseberry’nin vizyonu markanın köklerinden ilham alarak gerçekliği büküyor; ceketler heykelsi omuzlarla yükseliyor, kesimler anatomiyi neredeyse bir rüya gibi yeniden şekillendiriyor. Bel hizasında kıvrılan korsaj ceketler, dramatik şekilde incelen kalıplarla adeta vücudu ikinci bir ten gibi sarıyor.
Altuzarra 2025 İlkbahar/Yaz
Ancak bu güç gösterisi, altın detaylar, el işçiliği aplikeler ve ince işlenmiş nakışlarla yumuşatılıyor; terzilik ve sanat arasındaki ince çizgi ustalıkla dengeleniyor. Palomo Spain ise terziliği bir oyun alanına dönüştürüyor ve maskülenlikle feminenliğin sınırlarını bir kez daha ustalıkla bulanıklaştırıyor. Alejandro Gómez Palomo’nun vizyonu, keskin hatlarla romantizmi harmanlarken cinsiyet normlarına meydan okuyan bir terzilik anlayışını sahneliyor. Palomo, ince dokunuşlarla 18. yüzyıl Avrupa aristokrasisinin siluetlerine göndermeler yaparken bunu modern ve taze bir tavırla yorumluyor. Yükseltilmiş yakalar, zarif fırfırlar ve işlenmiş düğmeler, ceketlerin her detayında güç ve zarafetin mükemmel dengesi olarak kendini gösteriyor.
Bu sezon terzilik, geçmişin sert ve katı kurallarını geride bırakıyor; onun yerine, hareket halindeki modern bedenler için tasarlanmış, çağdaş yaşamın akışkanlığını yansıtan bir anlayışa evriliyor. Sonuç? Hem disiplinli hem de sessiz bir başkaldırı niteliğinde, gücünü abartısız ama etkili detaylardan alan bir trend. Modanın en güçlü ifadelerinin bazen sadece fısıltılarla yapıldığını bilenler için, bu sezon terzilik zarif ama kararlı bir duruş sergiliyor.