Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Tutkulu bir biyokimyager, yok satan bir yazar, parlak bir ürün geliştirici, etkileyici bir iletişimci, moda müptelası ve glikoz tanrıçası. Böyle bir kombinasyon duydunuz mu hiç? Vogue Türkiye, Jessie Inchauspé, namı diğer Glucose Goddess’ı gururla sunar.
Gülümsemesiyle ekranımı aydınlatıyor. Onu Zoom’da görür görmez ilk yorumum “Sarışın olduğunu sanıyordum; meğer kumralmış” oluyor. Banyodan henüz çıkmış; kısacık nemli saçlarını kurutmak için bir sağa bir sola savururken, “Gerçek rengime geri döndüm nihayet” diyor. Mors kodlarını andıran jestlerine, yadsınamaz enerjisine bakılırsa ne bilim insanı ne biyokimyager ne de yok satan bir yazar karşımda oturan; takdire şayan unvanlarının ötesinde, içimizden biri. Inchauspé’nin alametifarikası da iletişim kurduğu 7’den 70’e herkesin ruhuna işleyen bu tanıdık his.
Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabet, insülin direnci, prediyabet veya hiçbiri; sağlık durumu gözetmeksizin herkesin hem fiziksel hem zihinsel hem de (sıkı durun!) ruh sağlığını bire bir etkileyen kan şekeri, tüm çalışmalarının odağında. Misyonu, glikozun günlük hayata etkisine dair herkesi bilinçlendirmek; anlaması güç bilimsel verileri popüler kültürün süzgecinden geçirerek sağlıklı yaşam için kolayca hazmedilebilir hap bilgilere dönüştürmek. Bugün çığ gibi büyüyen Glucose Goddess hareketine bakılırsa, bu hedefine çoktan ulaşmış görünüyor. Tam 41 dile çevrilen kitapları Glucose Revolution ve The Glucose Goddess Method, New York Times’ın çoksatan listelerinde yer alıyor. @GlucoseGoddess adlı Instagram hesabının takipçi sayısı ise iki milyonu aşmış durumda. Inchauspé’nin popülerliği de sizi yanıltmasın; zira altyapısı hayli sağlam.
King’s College London’da matematik lisansının arıdından Washington, DC’deki Georgetown Üniversitesi’nde biyokimya yüksek lisansı yaptıktan sonra “Belki klişe ama dünyanın merkezi olduğunu sanıyordum” dediği Silikon Vadisi’ne yelken açmış. Çeşitli şirketlerle uzun soluklu görüşmeler sonrasında 23andMe adlı biyoteknoloji şirketinin kapılarını aralamış. “Yaptıkları işe âşık oldum ve onlara iş için resmen yalvardım; önceleri hayır dediler ama beni başlarından savamayacaklarını anladıklarında stajyer olarak bir şans verdiler.” Öyle çok çalışmış ki üç aylık stajını beş yıllık bir iş deneyimine dönüştürmüş. Peki, glikoz nerden çıktı? “Glikoz monitörü testi, yeni teknolojileri test eden bu şirketin deneylerinin bir parçasıydı aslında” derken bir parantez açıyor ve yıllarca depresyon, anksiyete, şiddetli panik ataklarla mücadele ettiğini samimiyetle itiraf ediyor Inchauspé. “Ne yapacağımı, nasıl çözeceğimi bilemiyordum ancak glikoz bilimini keşfettiğim anda sağlığımın temeli olduğunu anladım. Her şey beslenme düzenimden geçiyordu; bunu düzeltirsem, glikozumu da ruh halimi de düzeltirim düşüncesiyle ilk adımları attım ve bugün tüm ruhsal sağlık rahatsızlıklarımdan arındığım bir yerdeyim.”
onrası malum. Glikozu dengelemenin insan sağlığı üzerindeki büyük etkisini bire bir keşfederken bilimsel verilerin kitlelere dokunamadığını fark etmiş Inchauspé ve bugüne dek yapılan binlerce araştırmayı bileşenlerine ayırarak pratik ipuçlarına dönüştüren, basit grafiklerle günlük hayata entegre eden rengarenk bir Instagram hesabı açmış. “Altı ay boyunca her gün üzerinde çalıştıktan sonra bir baktım ki, sekiz bin takipçim olmuş. Tüm içeriklerimi meslektaşlarım, komşularım, arkadaşlarım ve hatta sokaktan geçen insanlar üzerinde test ediyor, ‘Bu konuda ne düşünüyorsun?’, ‘Anlatmak istediğim şey anlaşılıyor mu, anlaşılmıyor mu?’ diye sora sora geliştirdim bu profili. Özünde, bilimi bir nevi iletişim projesine dönüştürmekti yaptığım. Zira, beynimin bir kısmı bilime, diğer kısmı tasarım ve modaya çalışıyor. Bu zıtlıktan besleniyorum.”
Glikoz seviyeleri istikrarlı olan evli çiftlerin birbirlerine karşı daha nazik olduklarını biliyor muydunuz? “Bunu gösteren hayret verici çalışmalar var” diyor heyecanla. “Örneğin, aç olduğunuzda sabırsızlaştığınızın, çabuk sinirlendiğinizin farkındasınız değil mi? Peki ya bunun direkt glikozla bağlantılı olduğunu söylesem size? Glikozu, yani kan şekerini dengelemek, bunu yönetmek her şeyden önce uzun vadede diyabet hastalığına yakalanmamak için önemli. Ancak daha mühim bir şey var. O da bugün, şimdi, şu saniye nasıl hissettiğiniz! An itibariyle duygu durumunuzu iki saat önce yediğiniz yemek belirler. Bu bile tabağınızdakileri gözden geçirmeniz için muhteşem bir sebep.”
Araştırmalara göre, kan şekerini dengelemek, wellbeing dediğimiz iyi ruh halinin yanı sıra hormonları da dengeleyebiliyor, Tip 2 diyabeti ise tersine çevirebiliyor. “Glikozda ani çıkışlar olduğunda, yumurtalıkların daha fazla testosteron, yani erkeklik hormonu ürettiğini araştırmalardan biliyoruz. Testosteron arttığında saçlar dökülmeye, âdetler gecikmeye başlar. Artık yumurtlamadığınız için de polikistik over sendromuna yakalanmanız olasıdır. Öte yandan menopoza girdiğinizde ise uykusuzluk, sıcak basması gibi belirtiler baş gösterir. İşte tüm bunları önlemek, hormonlarınızın iyi çalışmasını sağlamak için glikoz seviyenizi kontrol altına almanız şart.” Dahası var. Aşerme, açlık hissi, yorgunluk, beyin sisi, doğurganlık sorunları, cilt hastalıkları, uyku bozuklukları ve zihinsel sağlık semptomları…. Kan şekerini dengeleyerek kimini yatıştırmak kimini ise tamamen gidermek mümkün. Alzheimer, karaciğer yağlanması ve kanser gibi türlü hastalıklara yakalanma riskini azaltması ise glikozu kontrol etmenin uzun vadeli getirilerinden.
Peki, ama nasıl? Inchauspé’nin reçetesi, düşündüğünüz üzere tüm hayatınızı glikoza göre yaşamak, beslenme biçiminizi sil baştan tasarlamak değil. Onu diğerlerinden ayıran bir unsur da uygulaması kolay, pratik çözümleri. “En basiti, kahvaltınızda tatlılara değil tuzlulara yer verin” diye giriyor söze. “Meyve suları, reçel, mısır gevreği, granola türü her şey kan şekerinde büyük bir artışa, gün boyu aşermeye ve kronik yorgunluğa sebep olur. Bunun yerine güne protein ağırlıklı besinlerle başlayın; protein tozu, yumurta, süt ürünleri, fındık ezmesi, tofu veya akşam yemeğinden arta kalanlar gibi…” Reçelsiz, balsız kahvaltı olmaz diyenlerdenseniz, Inchauspé’nin bir diğer tüyosunu dikkate alın: “Tabağınızdakileri çıkarmayın, onlara eklemeler yapın. Örneğin, normalde ne yiyorsanız aynısını yiyin ama öğle ve akşam yemeğinin başına bir tabak sebze ekleyin. Çünkü bunu yaptığınızda, sebzelerdeki lifle bağırsaklarınızı kaplamış, yemekten sonra büyük bir glikoz artışını önlemiş olursunuz.”
Bu prensip Inchauspé’nin belki de en ilginç tavsiyesiyle bire bir orantılı: “Karbonhidratlarınızı giydirin.” Ekmek, makarna, pirinç, patatesin yanı sıra yulaf gibi nişastalar ve tatlı gıdaların tamamını kapsayan kural için, “Bunları tek başına yerseniz, karbonhidratlarınızı çıplak yiyorsunuz demektir” diyor ve ekliyor: “Karbonhidratlar çıplak yendiğinde anında glikoza dönüştüğünden, kan şekerinizde ani ve anormal bir artışa sebep olur. Glikoz artışını yavaşlatmak için her karbonhidrata yağ veya lif gibi bazı giysiler ekleyin. Örneğin, bir kurabiye yiyecekseniz, yanında bir kase süzme yoğurt ya da 10 tane badem olsun. Ekmek yemek istiyorsanız, üzerine biraz peynir, fıstık ezmesi ya da bir dilim jambon koyun.”
Inchauspé’nin birçok danışanı gibi keyfine düşkün, beslenme biçimini değiştirmemeye kararlı, inatçı bir aile büyüğüyle mi cebelleşiyorsunuz? Öyleyse bu dahiyane çözüm tam size göre: “Kan şekerinin ani artışını önlemek üzere tek yapmanız gereken yemekten önce büyük bir bardak su içine bir çorba kaşığı sirke ekleyip shot’lamak. Zira, bilimde süper güç dediğimiz asetik asit adı verilen bir molekül içeren sirke, vücuttaki nişasta parçalanmasını yavaşlatır ve kandaki glikoz artışını yüzde 30 oranında önler. Mucizevi değil mi sizce de?”
Tüm bu pratik tüyoları bir yana, yaşam biçimini değiştirmek isteyen veya istemeyen herkes için geliştirdiği el emeği göz nuru bir takviyesi de var. “Anti-Spike Formula, glikozu tam yüzde 40 oranında dengelediği bilimsel olarak kanıtlanmış bir ürün” diyor Inchauspé gururla ve ekliyor: “Bunun için tek yapmanız gereken, günün karbonhidrat ve şeker oranı en yüksek öğünlerinden, örneğin, akşam yemeğinden 10 dakika önce iki adet almak.” İddiası büyük takviyenin formülünü, en güçlü, klinik olarak üzerine en çok çalışılmış bileşenlerle oluşturmuş. “Örneğin, dut yaprağı özütü, yediğiniz yemeklerdeki şekerin yüzde 40’ının kana karışmasına izin vermeden yakalıyor ve mikrobiyomunuza getiriyor. Yani ani glikoz artışını anında azaltan bir bileşen bu. Bir diğeri, limondan elde edilen, iltihaplanma, insülin direnci ve prediyabet üzerinde uzun vadeli etkiler yaratan polifenol özü. Bunlara, etkinliği çok uzun süredir tekrar tekrar kanıtlanan tarçın ve yeşil sebzelerden elde edilen, uzun ömürle ilişkilendirilen antioksidanlar ekledim.” Çeşitli rahatsızlıkları veya hastalıkları olan bireyler için de güvenli mi, peki? “Yasal kurallar gereği, herhangi bir rahatsızlığınız varsa, her takviyede olduğu gibi Anti-Spike Formula’yı da kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanızı tavsiye etmeliyim” diyor Inchauspé. “Öte yandan, içeriği tamamen bitkisel bu ürünü binlerce insan üzerinde test ettik. Bu yüzden bu ürünün hem güvenli olduğunu hem de var olan kan şekeri dengeleyici takviyelerin en iyisi olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.”