Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


Kendine has dokusuyla Avantgarde Refined Caves of Cappadocia, gastronomiden sanata, kültürel keşiften wellness’a uzanan, çok katmanlı bir lüks konaklama deneyimi vaat ediyor.
Kapadokya’nın taş dokusuna yaslanan bir otelde doğanın akışını hissedebiliyorsanız, doğru yerdesiniz. Ürgüp’ün katmanlı coğrafyasında, geleneksel külünk tekniğiyle oyulan kayaların modern bir mimariyle yeniden yorumlandığı Avantgarde Refined Caves of Cappadocia; doğaya saygılı, estetikle harmanlanmış, rafine bir lüks anlayışını benimsiyor. Mağara formunun dinginliği, çağdaş sanatın enerjisi ve Kapadokya’nın kendine özgü ritmi burada benzersiz şekilde harmanlanıyor.

Otele adım atar atmaz hissedilen şey, modern tasarımın yöresel mirasa duyduğu incelikli saygı. Avantgarde Refined’ın kurucusu İsmet Öztanık’ın Studio Efe Aydar’a emanet ettiği mimari vizyon, “katmanları açığa çıkarma” felsefesini merkeze alıyor. Organik mağara oluşumlarını takip eden özel üretim mobilyalar modern formlarla bütünleşiyor; loş ışık oyunları, topraksı tonlar ve eskitilmiş ahşap yüzeyler bölgenin büyüleyici aurasını konforun merkezine taşıyor. Kayaya koyulmuş özel odaları ve süitleri öne çıkan, 12 farklı tipte, toplam 46 oda ile hizmet veren Avantgarde Refined Caves of Cappadocia, beşi tescilli yapıda olmak üzere özgün mağara mimarisiyle yorumlanmış, kendi avlusu olan konaklama alanları da sunuyor.

Wellness tarafında, 600 m²’lik REA Well-Being Spa & Wellness, doğadan ilham alan ritüelleriyle gerçekten dinlendirici. Bununla beraber sıcak havuzun ortamın dokusuyla kurduğu uyum, Kapadokya’nın termal enerjisini dinlendirici bir spa deneyimine dönüştürüyor. Masaj odalarındaki taş yüzeyler, aromaterapinin sakinleştirici kokusuyla birleşince zamansız bir dinginlik hissi yaratıyor. Bölgenin 'mağara' atmosferini modern bir iyileşme ritmine dönüştüren bu deneyim, seyahatin temposunu yavaş bir noktaya getirerek sizi günlük hayatın koşturmacasından uzakta tutuyor.
Daha sakin bir ritim arayanlar için Serenity Garden, doğayla yeniden bağ kurma hissini kusursuzca yaşatan bir durak. Otelin Courtyard Bar & Lounge’ı ve süit misafirlerine özel The Refinery Club House’u, sohbeti ve dinlenmeyi destekleyen alanlar olarak öne çıkıyor. Lavanta karışımlı özel bitki çayı ve geleneksel kış içeceğini modern bir tatla birleştiren matcha'lı salep sizi bambaşka dünyalara götürmeye muktedir. Birbirinden zarif açık hava oturma alanları, gece serinliğinde bile sıcak bir atmosfer yaratıyor.

Otelin açık etkinlik alanı olan The Avantgarde Valley, gün içinde meditasyon ve nefes çalışmaları için ideal bir sakinlik sunuyor; vadiye yayılan sessizlik, günü huzurlu geçirmeyi mümkün kılıyor. Güneş yükseldikçe alan daha sosyal bir atmosfere sahip oluyor; hafif yürüyüşler, yaratıcı buluşmalar veya küçük etkinlikler için ferah ve doğal bir zemin oluşuyor. Gün batımına gelindiğinde, ışığın kayaların üzerinde yarattığı altın tonlar, yerel üzümlerin aroması ve manzaranın sakinliği çok daha özel bir ambiyans yaratıyor.

Gastronomi tarafında Avantgarde Culinary Experiences’ın (ACE) vizyoner mutfak yaklaşımı ilk anda hissediliyor; ACE Restaurant’ta yerel tatların küresel gastronomi teknikleriyle buluşması, yemeği kültürel miras ile yenilik ve zarafetin iç içe geçtiği bir lezzet yolculuğuna dönüştürüyor. Şef İlker Erdoğan’ın, kült tarifleri yerel lezzetlerle buluşturduğu yaratıcı menüsü hem dikkati hem de damağı cezbediyor. Örneğin kabak çekirdekli humus yorumu, karşınıza çıkan büyük sürprizlerden biri. Kremamsı yapısı, derinden gelen sıcak aroması onu bambaşka bir boyuta taşımış. Beef Wellington’ın kuzu sırtıyla yorumlanmış versiyonu ise ACE Restaurant’taki gastronomik yolculuğun doruk noktası. İçerisinde kullanılan malzemelerin bölgeden tedarik edilmesi lokal mutfağa saygı duruşu niteliğinde.
Avantgarde Refined Caves of Cappadocia yalnızca konaklama ve gastronomiden ibaret değil; bölgeye çağdaş bir sanat rotası kazandırmayı hedefleyen güçlü bir kültür projesinin merkezinde duruyor. Artists & Collectors işbirliğiyle oluşturulan açık hava heykel parkı, dijital sanat projeleri ve sanatçı atölyeleri sayesinde Kapadokya’ya sanatsal bir katman ekleniyor. Çağdaş sanatın önemli isimlerinden Emrah Önal’ın geri dönüşüm materyallerinden yaptığı Köklerimiz heykeli ya da sanatçı Tuğçe Diri’nin yerel taş ustalığından ilham alan çalışmaları, bu coğrafyanın ruhuna yeni bir ifade biçimi sunuyor. Dünyanın pek çok önemli koleksiyonunda eserleri bulunan Burçak Bingöl, Kapadokya’nın jeolojik katmanlarından ve bölgenin spiritüel atmosferinden ilhamla ürettiği Unit Terrenum Rosa adlı kamusal heykeliyle yalnızca Frieze London’ın prestijli Frieze Sculpture kamusal programına katılmakla kalmadı; aynı zamanda coğrafyalar arası bir köprü kurdu. Avantgarde Refined Caves of Cappadocia’nın sanatçıya sunduğu art residency desteğiyle şekillenen bu eser, Kapadokya’nın dönüşen taş dokusundan Londra’nın Regents Park’ındaki yüksek kil içerikli toprağa uzanan, iki bölgenin malzeme hafızasını buluşturan bir yaratım sürecinin ürünü olarak konumlanıyor.

Avantgarde Refined Caves of Cappadocia, Kapadokya’nın eşsiz dokusunu çağdaş bir bakışla yeniden kurgulayan bir deneyim alanı. Rafine tasarımın dinginliği, yerel tatların global tekniklerle kurduğu köprü ve sanatın dönüştürücü gücü hepsi burada aynı vadide, benzersiz bir lüks anlayışıyla buluşuyor. Avantgarde Refined Caves of Cappadocia’da sunulan konaklama deneyimi hem geçmişe hem geleceğe aynı anda bakabilen bir vizyonun parçası hâline geliyor.