Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Doğaya tutkun, misafir ağırlamanın inceliklerinin farkında, gastronomi kaçamaklarıyla zengin bir Kapadokya tatilinin adresi Taşkonaklar.
2003 yılında kurulan Taşkonaklar’ın çok hoş bir hikayesi var: Otelin sahibi ve yöneticisi Tolga Akarcalı’nın annesi Monique’in arkadaşlarıyla geldiği bir tatilde ateşleniyor projenin fitili. “Annem buranın büyülü coğrafyasına ve Uçhisar’ın benzersiz mimari dokusuna âşık olmuştu” diye anlatıyor Akarcalı. Bu aşk, üzerinde üzüm asması bulunan tarihi bir evi restore etme isteğini doğuruyor ve Taşkonaklar’ın tohumları böylece atılıyor. Aynı üzüm asması bugün, özellikle yaz aylarında yemyeşil bir karşılama olarak özenle yaşatılıyor. Otel, bölgenin en özel Kapadokya manzarasına sahip ve yemyeşil iki bahçe etrafında toplanmış konakların birlikteliğinden oluşan küçük bir mahalleyi andırıyor. Resepsiyona adım attığınızda ilk buluştuğunuz şey, sanat: A Residence of Creation adını verdikleri bir sanatçı konaklama programı var. Taşkonaklar’ı ziyaret eden sanatçıların otele hediye ettiği eserlerden bir seçkiyle karşılaşıyorsunuz resepsiyonda. “A Residence of Creation sadece sanatla sınırlı kalmayarak, yaratıcı kişilerin araştırma yapabilecekleri, ilham alabilecekleri, pratiklerini geliştirebilecekleri ve zengin bir kültürel ve tarihi mirasa sahip Kapadokya’nın büyüleyici manzarasında yaratabilecekleri, üretim yapabilecekleri bir alan sunuyor” diyor Tolga Akarcalı.
Otele giriş yaptınız ve 25 mağara odadan birine yerleştiniz; ince detaylarla zenginleştirilmiş misafirlik deneyiminiz başlıyor. “Annemin yılın birkaç ayını geçireceği küçük, şirin bir ev olarak başlayan proje, ilhamını sıcak bir aile ortamından alan, olağanüstü misafir hizmeti ve unutulmaz bir konaklama deneyimiyle tanınan, özgün bir lüks otele dönüştü.” Özellikle haziran ve kasım ayları arasında Monique Hanım’ı otelin hemen yanında konumlanan yeşil panjurlu evinde manzaranın tadını çıkarırken görüp selamlaşmak çok
olası.
Misafirliğin, dingin Kapadokya havası ve manzaradan sonra en güzel ayrıntısı, yaşayacağınız gastronomi deneyimleri. Manzaraya karşı gündoğumunda kahvaltı, buraya gelenler için tatilin heyecanla beklenen anlarından biri. Günün geri kalan saatlerinde mağarada sevdiklerinizle yiyeceğiniz özel bir yemek ya da Kapadokya vadilerinden birinde yalnızca sizin için hazırlanmış bir masada, şef ile yaşayacağınız özgün bir deneyim, otelin güçlü gastronomi detayları arasında. Tabii bir de bahsetmeden geçemeyeceğimiz Moniq Restaurant var: Yöreye özgü lezzetlerle, tam anlamıyla bölgenin kültürel mirasının tadına varabileceğiniz bir mekan burası. Yine Moniq Restaurant’ta otelin genelinde hakimiyet süren tasarım detayları ön planda. Renk ve malzeme seçimleriyle, hazırlanan özel tabaklarla Moniq, bu coğrafyanın ve kültür birikiminin bir özetini sunuyor sofralarda.
Taşkonaklar’ın misafir ağırlarken üzerinde durduğu önemli birtakım değerler var: Özgün ve eşsiz deneyimler sunmak, samimiyet, yerel üretime destek vermek, doğaya saygılı bir tutum ve sağlıklı yaşam. Bu değerler büyüleyici Kapadokya manzaralarına güzellik katıyor; aksi halde yaşayacağınız, hoş bir manzaraya rağmen heba edilmiş bir tatil deneyimi olurdu. Otelin özverili ekipleri özellikle son üç-dört yıldır, bu kavramlara yoğunlaşmış durumda. Turizmi sürdürülebilir kılarken bir yandan unutulmaz bir Kapadokya tatili yaşatmak istiyorlar misafirlerine. Bu kültür mirası zengin bölgenin dokusunu, değerlerini, mucizevi doğasını en iyi şekilde sunmaya odaklılar.
Farklı aktivitelerle tatilinize heyecan hatta adrenalin katmak mümkün: At binebilir, unutulmaz bir balon gezisi yapabilir, ATV, bisiklet ve hiking turlarıyla bölgede heyecan verici bir keşfe çıkabilir, sevdiklerinizle neşeli bir günbatımı pikniğinin keyfini çıkarabilir, yoga derslerine katılabilirsiniz.