Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Chanel’in tüvit ceketlerinden Hermes’in palto olarak geri dönen yün-kaşmir battaniyelerine, moda dünyasının en ikonik parçaları tazelenen versiyonlarıyla gündemde.
Fotoğraf: Richard Burbridge
Chanel’in tüvit ceketlerinden Hermes’in palto olarak geri dönen yün-kaşmir battaniyelerine, moda dünyasının en ikonik parçaları tazelenen versiyonlarıyla gündemde.
Donatella Versace, kardeşi Gianni’nin 1990’larda tasarladığı o cesur, büyük desenlere geçtiğimiz yıl yeniden hayat verdi. Özellikle 90’ları yakalayamamış gençler tasarımlara büyük ilgi gösterdi ve sonuçta Versace, sezonu büyük başarıyla kapadı. Beklenileceği üzere, Donatella, sonbahar için de modaevinin bu renkli mirasından faydalanmaya devam kararı aldı ve bu kez birbirinden göz alıcı, canlı desenlere yöneldi. Çiçekli, Medusa başlı ekose kumaşlar modelleri baştan ayağa sardı. Görünümler, kimi yerde Versace karakteristiğinden beklenmeyecek sadelikteydi; oysa, çarpıcı desenleri ön plana çıkarmak için zekice bir uygulamaydı bu.
Vela, dayanıklı ve su geçirmez Pocono naylonundan tasarlanmış, kullanışlı bir sırt çantası. 1984’te Miuccia Prada tarafından tasarlanıp piyasaya sürüldüğünde zamanın en popüler çantalarından birine dönüşmüştü. Bu dayanıklı malzeme, otuz yıl sonra hâlâ modern ve fütüristik duran görünümüyle Prada’nın sonbahar/kış koleksiyonunda karşımıza çıkıyor. Sportif-bilim kurgu havalı koleksiyonun bir bölümü naylona ayrılmış; korseler, etekler, elyaflı kabanlar… Birçoğunun üzerinde, markanın orijinal üçgen logosu var. Miuccia Prada’nın tasarladığı parçalar, tıpkı koleksiyonlarının müdavimleri gibi: Güçlü, pratik ve cüretkar.
Coco Chanel, 1920’lerde, o dönem İngiltere’sinin en zengin adamı II. Westminster Dükü ile büyük aşk yaşamıştı. Bu ilişki sırasında, sevgilisinin balık tutarken ve avlanırken giydiği karde İskoç yününden kıyafetlerinden esinlenerek, meşhur Chanel tüvit kumaşını yarattı; sonrasında da bu kumaştan yapılmış Chanel ceketi. Karl Lagerfeld, Chanel’deki onlarca yıl süren kariyeri boyunca bu ceketi olabilecek her şekilde yeniden tasarladı. Bu sonbaharsa tam anlamıyla markanın köklerine, o çok bilindik haute-bourgeois stiline döndü. Yarattığı rafine takımlar, onlara uygun çantalar ve inci kolyelerle, ikonik Coco görünümü tekrardan bizimle.
Terzilikte isim yapmış bir ailenin oğlu Achille Maramotti, 1951’de zarif kıyafetlerin seri üretimini yapmak amacıyla Max Mara’yı kurdu. Dış giyim, kuruluşundan itibaren İtalyan markanın başarısının yapıtaşı oldu. Max Mara 1980’lerde, Almanya’da peluş çocuk oyuncakları için üretilen uzun tüylü kumaşı kullanarak, sıcaklığı ve rahatlığıyla öne çıkan oversize mantoları piyasaya sürdü. Teddy Bear (oyuncak ayı) adı verilen manto, o dönem birçok moda düşkününü sarıp sarmaladı. Mantonun bu sezon için tasarlanan yeni versiyonu, siyah tişört ve ekose yün etek üzerinde, modelin dumanlı göz makyajı eşliğinde Max Mara podyumunda fırtına gibi esti.
Rosita ve Ottavio Missoni, 1953’te evlendikten hemen sonra Milano yakınlarındaki Gallarate’de bir atölye açarak kendi örme koleksiyonlarını yarattılar. Tasarımları ilk andan itibaren, renkleri ve cesur desenleriyle dikkat çekti. Efsanevi moda editörü Diana Vreeland, çiftin yarattığı modelleri gördüğünde hayranlıkla, “Kim demiş gökkuşağının yedi rengi var diye!” buyurmuştu. Missoni, rengarenk dinamizmini yıllar içinde yitirmedi. Bu yıl, markanın 65. yaşını kutlamak üzere, Missoni çiftinin kızı ve modaevinin kreatif direktörü Angela, dokularla renkleri çiçek dürbününden bakar gibi karıştırdığı tasarımlarla karşımızda.
Hermés, Avrupa’nın soylu aileleri için şahsına münhasır, yüksek kaliteli eyerler tasarlayan Thierry Hermés tarafından 1837 yılında kuruldu. Yıllar içinde bir moda devine dönüşen marka, binicilik mirasını hiç unutmadı. 2018-19 Sonbahar/Kış sezonunda, kadın koleksiyonları artistik direktörü Nadége Vanhee-Cybulski, modaevinin kültür miraslarından yararlandı ve kaşmir-yün karışımı at battaniyelerini şık kabanlara, büyük çantalara dönüştürdü. Koleksiyon, temayı vurgulamak amacıyla, Paris’te Mart başında yarı-açık bir mekanda görücüye sunuldu ve defileyi izlemeye gelenlere ısınmaları için bu battaniyelerden verildi.
Dior’un 2000 İlkbahar/Yaz sezonunda piyasaya sürdüğü kol çantasının yaratacağı isteriyi herhalde kimse tahmin etmemişti. Sex and the City’nin baş karakteri Carrie Bradshaw ve Paris Hilton tarafından taşınan, binicilikten esinlenen bu çantadaki D harfi, üzengiyi çağrıştıracak şekilde yandan sarkıyordu. Dönemin “it bag”i buydu. Yakın geçmişte Bella Hadid ve K-pop yıldızı CL, vintage Saddle Bag’leriyle görüntülenmeye başlayınca, Dior fırsatı değerlendirmekte gecikmedi. Sonbahar için farklı materyallerden tasarlanan, boncuklu ve aplikeli versiyonları da bulunan bu klasik Dior çanta, yeniden kollarımızda.