Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Tarihi boyunca adı moda ve lüksle anılan Paris, bir süredir teknolojiyle de özdeşleşiyor. Şehir, yeni unvanını 2017’den bu yana ev sahipliği yaptığı Station F ve LVMH La Maison des Startups’a borçlu.
Paris 13. arondismanda 35 bin m2’lik bir alana yayılan Station F, dünyanın en büyük start-up kuluçka merkezi ve en iyisi olmaya da aday. Binden fazla start-up’a ev sahipliği yapan Station F’in en önemli merkeziyse “Lüksün geleceğini yeniden keşfetme” iddiası taşıyan LVMH La Maison des Startups. Station F ile aynı dönemde, 2017’de kapılarını açan Maison, her yıl dünyanın dört bir yanından umut vaat eden start-up’ları özenle seçiyor. Elemeden geçen başarılı katılımcılar bir yıl boyunca Maison’un sunduğu çeşitli programlardan faydalanma, LVMH markalarıyla tanışma ve işbirliği yapma fırsatı buluyor. Dünya devi LVMH’in çatısı altında 75 marka bulundurduğunu göz önüne aldığımızda, bu özel kuluçka merkezinde yer almak büyüme yolunda nadir bulunur bir fırsat. Maison’un bu dönem misafir ettiği 50 start-up’tan Desserto, Actronika ve Heuritech heyecan verici projeleriyle öne çıkanlar arasında
Deriye vegan kaktüs alternatifi sunan Desserto, ismiyle de kaktüsün evi çöle referansta bulunuyor. Sürdürülebilirlik, performans ve estetik açısından hayvan derisi ve sentetik ürünlerle yarışında bir hayli iddialı olan Desserto, şimdiden yeni “arzu nesnesi” olma yolunda. Bu sıra dışı start-up’ın arkasında Meksikalı ikili Adrián López Velarde ve Marte Cazarez var. İkili, projelerini; “Yakın geleceğimizin en büyük sorunu olan iklim değişikliği, kuraklık ve çölleşme, dünyada kaktüslere, özellikle de nopale (opuntia ficus-indica) karşı büyük bir ilgi yarattı. Biz de buradan yola çıktık” diyerek açıklıyor. Diğer mahsullerin büyüyemeyeceği yerlerde bile kolaylıkla yetişen nopali; “Güvenebileceğimiz tek mahsul, doğanın bir mucizesi” olarak tanımlıyorlar. Desserto moda, otomotiv, havacılık ve mobilya gibi farklı sektörlerde kullanılıyor. Guadalajara, Meksika’da bulunan ana ofisteki ekip 11 kişiden oluşsa da çiftlikten üretime ve uluslararası acentelere kadar tüm zinciri değerlendirdiğimizde, sayı yaklaşık 300 kişiye ulaşıyor.
Actronika, Maison’un en iddialı misafirlerinden. Gilles Meyer, Rafal Pijewski ve Vincent Hayward tarafından kurulan Actronika, “haptik”, yani dokunma hissi deneyimi sunan bir teknoloji şirketi. Uzaktan duygu yaratmak için gerekli tüm bileşenleri, yazılım, donanım, entegrasyon ve Ar-Ge’yi bir arada sunan Actronika’nın kullanım alanlarını “sonsuz olasılıklar” olarak tanımlıyor Meyer. Çalışmaları oyundan modaya, otomotivden elektronik aletlere pek çok alana yayılmış durumda. Moda cephesinde özellikle son kullanıcıya büyük kolaylık vaat eden uygulama, mağazaya gitmeden ya da online siparişin teslimatını beklemeden, ilgilendiğiniz ürünün dokusunu hissetmenize olanak sağlıyor. Bu da hem zaman kaybının önüne geçiyor, hem de değişim ve iadeleri azaltacağı için ekolojiye büyük katkı sunuyor. Actronika’nın Paris’in kuzeyinde yer alan ana ofisinde 25 çalışanı var.
Trend ve ürün öngörülerinde bulunan yapay zeka destekli Heuritech, umut vaat eden bir diğer start-up. Dijitalleşme hızlandıkça modaya dair çokça analiz yapıldığını görüyoruz. Öte yandan tüm bu veri fazlalığı işleri de karmaşıklaştırıyor, hangi veriyi ne zaman dikkate alacağımızı bilemez hâle gelebiliyoruz. Heuritech de işte tam bu noktada devreye giriyor; moda oyuncuları için somut verileri topluyor, analiz ediyor ve rapor sunuyor. Bu raporları oluştururken temel olarak sosyal medya ağlarını alıyor, “çünkü modern tüketicinin kendini en rahat ve sık ifade ettiği yer orası”. Her gün milyonlarca fotoğrafı analiz eden Heuritech ekibinin misyonu, “markalara 360 derecelik bir pazar analizi ve trend öngörüsü sunmak”. Tüm bunlar dünyanın önde gelen moda markalarının kendini doğru pozisyonlandırmasına, dolayısıyla hem satışlarını artırmasına hem de israfı engellemesine yardımcı oluyor. Heuritech’in kurucuları Tony Pinville ve Charles Ollion, bu fikri Sorbonne Üniversitesi’nde yapay zeka üzerine yazdıkları tez sırasında geliştirmiş. Pinville; “Heuritech, yalnızca moda odaklı olarak yola çıkmadı, tüm endüstriler için genel bir yapay zeka hizmet sağlayıcısı olarak başladık” sözleriyle anlatıyor yolculuklarını ve devam ediyor: “Sonrasındaysa teknolojimizin moda endüstrisi için ne kadar değerli olabileceğini ve taşıdığı yüksek potansiyeli fark ettik. O andan sonra da sadece modaya ve perakendeye odaklandık.” Heuritech, yarısı teknoloji, yarısı moda uzmanlığına sahip 50 kişilik bir ekibe sahip. Ekipteki bu yarı yarıya dengenin önemine de vurgu yapıyor Pinville.
Söz LVMH La Maison des Startups’a geldiğinde herkes aynı fikirde: Burada yer almak eşsiz bir fırsat. Farklı sektörlerde ve coğrafyalarda faaliyet gösteren ekiplerden geribildirim alma, iş deneyimlerini paylaşma ve birlikte proje geliştirme fırsatı sunan kuluçka merkezi, katılımcılara pazarı daha iyi anlama imkanı veriyor. Hem diğer girişimlerle diyalog kurmak hem de LVMH markalarıyla etkileşime geçmek için alan sunan Maison, farklı ve yenilikçi çözümler üretmek için harika bir başlangıç noktası.