Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Modanın daimi ilham arayışı reddedilemez: Bu arayışın, özellikle son on yılda global bir ölçeğe yayıldığını söylemek ise hatalı olmayacaktır. Paris, Milano ve New York gibi geleneksel anlamda kabul gören moda başkentleri 2010’ların sonuyla beraber Kopenhag’ı da aralarına alarak eko-bilinçli, minimalist çizgileri ana akım modada konumlandırdı. Yine bu son on yılda moda sahnesi gelişen Berlin, Lizbon ve Şangay gibi şehirlerin de dünya basınının merceği altına alındığını biliyoruz. Yeni yerel ilhamların ses bulduğu bugünlerde Doğu Avrupa da önemli bir söz sahibine dönüşüyor. Ukrayna Moda Haftası’nın birkaç sezondur Kopenhag ve Berlin ev sahipliğinde gayri resmi temsilciliğini üstlendiği bölge ilhamı, şimdilerde Moldovan Brands Runway ile tazeleniyor.
Geçtiğimiz ay Kişinev’de beşinci kez düzenlenen Moldova Moda Haftası, göreceli olarak yeni olmasına rağmen moda severlerin odağında. Doğu Avrupa’nın hikayelerini moda aracılığıyla anlatan platformun Kreatif ve Marka Direktörü Julia Mitereva, “Moldovan Brands Runway hiçbir zaman gösterişle ilgili olmadı” diyerek temel motivasyonu gerçek olmak şeklinde tanımlıyor. Endüstrinin, yerel stil kodlarına yöneldiği kapsayıcılık yolculuğunda Moldova menşeli markalar; MBR ile global sahnede kendilerine bir ses buluyor ve miras değerlerini küresel düzleme taşıyor. Gelenek ve geleceğin kesişiminde bulunan etkinlik, Mitereva’nın vurguladığı gerçeklik fenomenini tam da burada yakalıyor.
Moldova’nın nesilden nesile aktarılan dantel işçiliğinden post-Sovyet ilhamıyla şekillenen modern kadın figürüne; MBR’ın 2025 İlkbahar/Yaz edisyonunda karşımıza çıkan üç marka, tasarım ve işçiliğe özgün yaklaşımlarıyla global moda sahnesinde umut vaat ediyor.
Londra Moda Haftası’nın 2025 İlkbahar/Yaz sezonunda da karşılaştığımız Ok Kino; Moldova Güzel Sanatlar Akademisi’nde tanıttığı 06 koleksiyonuyla konukları stil sahibi bir zaman yolculuğuna çıkardı. Moldova’nın kırsal mimarisinden ilham alan koleksiyon, marka kurucularından Denis Caunov’un mimarlık kariyeriyle paralellik gösteriyor. Yün, ipek ve pamuk gibi geleneksel materyaller, tarihi Moldova evlerini tasavvur ediyor. Bu mimari köken, neredeyse geometrik silüetler aracılığıyla okunurken Ok Kino’nun unutulmaya yüz tutan değerleri yeniden yorumlama gayesi alışkın olduğumuz pret-a-porter görünümlerine dantel ve tül katmanları ekleyerek başarıya ulaşıyor. Markanın diğer kurucusu Darya Golnereva, 1950 ve 90’lar arası Moldova kırsallarının fotoğraflarıyla yarattığı arşivi kullanarak nostaljik bir dünya kurguluyor. Kurgulanan bu dünya, Ok Kino’nun hafif materyal kullanımı ve aydınlık renk paletiyle umutlu bir anlatı aracılığıyla sunuluyor.
Shadows of Eternity koleksiyonuyla etkinliğin açılışını yapan Julia Allert’i anlatmak için en uygun kelime, “füzyon” olacaktır. Kişinev’in Sovyet dönemi izlerini taşıyan Çehov Tiyatrosu’nda tanıtılan koleksiyon, Sovyet stil kodlarını günümüz hanımefendisine uyumlayan bir köprü niteliğinde. Parçaların temel ilhamı olan kontrast fenomeni, Allert’ın minimalist vizyonunu asimetrik siluetler ve avangarda öykünen korseler aracılığıyla bir araya getiriyor. İşte füzyon, bizi tam da burada selamlıyor: Doğu Avrupa kadınının zamane şıklığına dair çizilen portre; drama ve sadeliğin, özen ve eforsuz şıklığın, 80’ler ve 2020’lerin buluştuğu stil sahibi bir bileşim olarak bizimle.
Moderniteyle arasına mesafe çekip tümden geleneği benimseyen Kasandruta; konu sürdürülebilirlik olduğunda bu vizyonun tam aksini seçiyor. Ana akımdaki çoğu sürdürülebilir marka gibi yolunu inovatif materyal geliştirme ve kullanımından değil, ileri dönüşüm pratiğinden çiziyor. Tam yüz yıllık dantel örneklerini bir arşivde toparlayıp bunlardan elbiseler yaratan marka; ilham kaynağını geçmiş, üretim tekniklerini ise gelecekte dengeliyor. Kasandruta kuşkusuz poetik ve nostaljik ama bir o kadar da cesur. Cesareti, sahiplendiği asırlık geleneği günümüze taşımaktan geliyor. Nostalji üzerine kurulan kimlik, yine de markayı geçmişle sınırlamıyor: Zira boho-chic dönüşünü bizzat deneyimlediğimiz 2025’te dantellerin yeri büyük. Zamane trendlerini sürdürülebilir ve geleneksel mirasa destek olan bir perspektifle yakalamak isteyenler için Kasandruta, yüksek bir potansiyel taşıyor.
Tüm Fotoğraflar: Egor Tetiushev