Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Tatlı buruk ve turuncu hurma sonbahara çok yakışıyor. Olduğu gibi yemesi de keyifli, salatası, tatlısı da.
Bazı meyve ve sebzelerin mevsim renkleriyle ahenkli olmalarına bayılıyorum. Sanki doğa bize gösteriyor hangilerini yememiz gerektiğini. Sonbaharda ağaçlar çıplak kalmadan evvel son bir renk değiştirirken çıkıveriyor ortaya kıpkırmızı nar, turuncu balkabağı. Rengarenk elmalar, armutlar.
‘Modaya’ uyan bir başka lezzet de hurma. Trabzon hurması, cennet elması diye de bilinen bu meyve binlerce sene evvel ilk Çin’de yetiştirilmeye başlanmış. Japonya’da da çok seviliyor ve tazesi kadar kurusunu da yiyorlar. Hatta hurmanın hikayesini çok güzel anlatan ‘Red Persimmons’ diye meşhur bir Japon belgeseli bile var.
Hurmanın en çok tüketilen iki çeşidi hachiya ve fuyu. Hachiya aynı zamanda çikolatalı hurma diye de biliniyor. O ağızda bıraktığı burukluğu unutturmak için midir bilmem, ben çikolatadan çok kayısı ve bal tatları alıyorum. Bu tip hurmayı iyice olgunlaştıktan sonra yemek en doğrusu. Fuyu ise elma gibi kıtır kıtır yenebilir.
Hurma çiğ olarak da keyifli ama mutfak deneylerini de iyi kaldıran bir meyve. Örneğin, ızgarada közleyin ve renkli salata yapraklarının arasına gizleyin. Üzerine bir kaç nar, biraz da fındıkla şahane bir sonbahar salatası oluyor. Peynir de çok yakışıyor bu salataya. Tuzlu ve ekşinin arasında hurma hem tadı hem rengiyle insanı şaşırtıyor.
Ya da muhallebinin üzerini vişneyle değil hurma püresi ile süsleyin. Olmuş hurmanın etli kısmını ezin, bir adet mandalinanın da suyunu sıkın içine. Dilerseniz biraz şeker de katıp karıştırın. İster kaşık kaşık yiyin ister muhallebinin üzerine sos yapın.