Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


Dijital platformlardan ve beyazperdeden kasım ayı önerilerimizi derledik.
Kasım ayında yayımlanan dizi ve filmler, yalnızca etkileyici hikayeleriyle değil, güçlü oyuncu kadroları, özgün anlatım tarzları ve yaratıcı dünyalarıyla da izleyicilerin büyük ilgisini çekiyor. Yazının devamında bu ay izleyeceğimiz yapımları inceleyin.
Türk futbol tarihinin efsane isimlerinden Lefter Küçükandonyadis’in sıra dışı yaşam öyküsünü sinemaya aktaran duygusal ve ilham verici bir biyografik film. Yönetmen koltuğunda Can Ulkay’ın oturduğu yapımın başrolünde Lefter’i, güçlü bir performansla Erdem Kaynarca canlandırıyor. Ona Deniz Işın, Aslıhan Gürbüz, Aslıhan Malbora ve Halit Ergenç gibi deneyimli oyuncular eşlik ediyor. Film, Lefter’in Büyükada’daki mütevazı çocukluk yıllarından başlayarak, zorluklara rağmen futbol tutkusunun peşinden gitmesini, Fenerbahçe’de bir efsaneye dönüşmesini ve Türk sporunun simge isimlerinden biri hâline gelmesini anlatıyor. Aynı zamanda dönemin sosyal dokusunu, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı İstanbul atmosferini ve Lefter’in aidiyet, sevgi, inanç ve cesaretle örülü kişisel yolculuğunu da gözler önüne seriyor. Lefter: Bir Ordinaryüs Hikâyesi, 14 Kasım’da Netflix Türkiye üzerinden izleyiciyle buluşuyor.
Pierre Choderlos de Laclos’nun unutulmaz klasiği Tehlikeli İlişkiler’den uyarlanan, 18. yüzyıl Paris’inde geçen etkileyici bir dönem dizisidir. Kadınların seslerinin bastırıldığı, özgürlüğün bedelinin ağır olduğu bir çağda genç Isabelle de Merteuil’in (Anamaria Vartolomei) güç, arzu ve intikam dolu hikâyesini anlatır. Isabelle, toplumun dayattığı rollere başkaldırarak kendi kaderini yazmaya karar verirken, çevresindeki herkesle tehlikeli bir oyun oynamaya başlar. Yönetmen koltuğunda Jessica Palud’un oturduğu, senaryosunu ve yaratımını Jean-Baptiste Delafon’un üstlendiği dizinin başrollerinde Anamaria Vartolomei’ye Diane Kruger, Vincent Lacoste ve Lucas Bravo eşlik ediyor. 14 Kasım’da HBO Max’te izleyiciyle buluşacak dizi, tutku, güç ve özgürlük arasındaki ince çizgiyi çarpıcı bir şekilde sorguluyor.
Guillermo del Toro’nun yıllardır hayalini kurduğu Frankenstein uyarlaması, klasik hikayeyi yalnızca bir korku anlatısı olarak değil, insanlık, yaratılış ve vicdan üzerine derin bir felsefi dram olarak yeniden yorumluyor. Film, takıntılı bir bilim insanı olan Dr. Victor Frankenstein’ın (Oscar Isaac) ölü bedenden hayat yaratma çabasını, bu uğurda Tanrı rolünü üstlenmesinin doğurduğu trajik sonuçları anlatıyor. Onun yarattığı varlık, yani popüler kültürde kendisine sık sık atfedilen adıyla 'Frankenstein' (Jacob Elordi), bilinç kazandıkça kimlik, sevgi ve kabul görme arayışıyla içsel bir yolculuğa çıkıyor. Del Toro, Mary Shelley’nin gotik atmosferini modern sinematografiyle harmanlayarak karanlık, duygusal ve görsel olarak büyüleyici bir dünya kuruyor. Mia Goth, Dr. Frankenstein’ın sevgilisi Elizabeth rolünde trajedinin kalbinde yer alırken, Christoph Waltz güçlü yan karakter Harlander’ı canlandırıyor. Filmde etkileyici efektler, makyajlar ve dramatik müzikler duygusal derinliği yüksek bir atmosfer sunuyor. Film, 7 Kasım’da Netflix Türkiye üzerinden izleyiciyle buluşuyor.
Broadway’in efsanevi müzikali “Wicked”in ikinci bölümü olan For Good, Oz Diyarı’nda geçen büyülü bir dostluk, ihanet ve kimlik hikayesine görkemli bir finalin getiriyor. Yönetmen Jon M. Chu, önceki filmde başlayan Glinda (Ariana Grande) ile Elphaba’nın (Cynthia Erivo) karmaşık ilişkisini bu kez daha olgun, politik ve duygusal bir zeminde işliyor. Film, “Oz Büyücüsü” evrenindeki olaylara açılan perdeyi aralarken, güç, özgürlük ve toplum tarafından ötekileştirilenlerin hikayesine cesur bir bakış sunuyor. Görsel olarak altın sarısı şatolarla, yeşil sislerle kaplı Oz manzaraları, yüzlerce figüranı olan müzikal sekanslarla birleşiyor. Jonathan Bailey karizmatik Fiyero olarak romantik ekseni güçlendirirken, Michelle Yeoh ve Jeff Goldblum ikilisi karanlık politik güçlerin temsilcileri olarak hikayeye giriyor. Filmdeki “For Good” adlı final şarkısı, karakterlerin kaderinde duygusal bir doruk noktası oluyor. Film, 21 Kasım’dasinemalarda izleyiciyle buluşuyor.
Seksenler nostaljisini bilim-kurgu, korku ve gençlik dramıyla harmanlayan “Stranger Things”, beşinci sezonuyla final perdesini açıyor. Duffer Kardeşler, önceki sezonlarda inşa ettikleri karakter gelişimlerini büyük bir hikayeyle sonlandırıyor. Bu sezon, 1987 yılında Hawkins kasabasının tamamen parçalandığı, “Karanlık Alem”in dünyaya sızdığı bir dönemde geçiyor. Eleven(Millie Bobby Brown) güçlerini yeniden kazanmaya çalışırken, Hopper(David Harbour) ve Joyce(Winona Ryder) çocukları kurtarmak için son bir mücadeleye girişiyor. Will Byers’ın geçmişte bastırılmış psişik bağı bu sezonda anahtar role dönüşüyor. Yeni oyuncularla (ör. Linda Hamilton) genişleyen kadro, seriye olgun bir ton kazandırıyor. Üç kısım hâlinde yayınlanacak bu final, hem karakterlerin kişisel büyümelerini hem de dostluk, fedakârlık ve travma temalarını güçlü bir duygusal kapanışla sunarak bir dönemin en ikonik dizisine görkemli bir veda niteliği taşıyor. Dizi, 26 Kasım’da Netflix Türkiye üzerinden izleyiciyle buluşuyor.
İllüzyon, adrenalin ve zeka oyunlarını harmanlayan Now You See Me serisinin üçüncü filmi Now You Don’t, izleyiciyi yine görsel bir gösteriye davet ediyor. Yönetmen Ruben Fleischer, modern sihirbazlıkla yüksek teknoloji soygunlarını birleştirerek seriyi küresel bir casusluk-gerilim düzeyine taşıyor. Mahşerin Dört Atlısı (Jesse Eisenberg, Woody Harrelson, Dave Franco ve Isla Fisher) bu kez, dünyaca ünlü bir elmasın çalınmasıyla bağlantılı dev bir komplonun ortasında buluyor kendilerini. Yeni kuşaktan illüzyonistler (Justice Smith, Ariana Greenblatt) filme gençlik enerjisi katarken, Rosamund Pike soğukkanlı bir sanat tüccarı (filmin antagonisti) olarak öne çıkıyor. Film, Paris’ten Abu Dhabi’ye uzanan uluslararası sahneleri, büyüleyici illüzyon gösterileri ve ters köşe finaliyle öne çıkıyor. Görsel efektlerin yanı sıra pratik sihir numaralarının da kullanıldığı yapım, zekice kurgulanmış plan sekanslarıyla “gerçek ve illüzyon” arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Serinin önceki filmlerinin ritmini koruyan yapım, izleyiciyi yeniden “inanmakla kandırılmak arasındaki” büyülü sınırda gezdiriyor. Film, 14 Kasım’da sinemalarda vizyona girecek.