Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yılın heyecanla beklenen filmlerini, konserlerini, sergilerini, kitaplarını ve sıradışı anlarını birlikte keşfedelim.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Sinemaseverler için 2025, heyecan verici yapımlarla dolu bir yıl olacak. Yılın en çok merak edilen filmlerinden biri, Tom Cruise’un başrolünde yer aldığı Mission: Impossible - The Final Reckoning.
Soluksuz aksiyon sahneleri ve sürükleyici hikayesiyle dikkat çeken yapım, serinin hayranlarını yine ekran başına kilitlemeye hazırlanıyor. Bilimkurgu meraklıları için 2025’in en dikkat çeken yapımlarından biri Mickey 17. Güney Koreli usta yönetmen Bong Joon-ho’nun yönettiği film, Edward Ashton’ın aynı adlı romanından uyarlandı. Başrolde Robert Pattinson’un yer aldığı bu yapım, yönetmenin Parasite filmiyle yakaladığı büyük başarının ardından merakla bekleniyor. Dinozorları özleyenler için de Jurassic World: Rebirth, önceki filmlerin gişede başarı elde etmesinin ardından, beklentileri yükseltiyor.
Gareth Edwards’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bu filmde Scarlett Johansson, Mahershala Ali ve Jonathan Bailey gibi önemli isimler yer alıyor. Hem aksiyon hem de bilimkurgu severlerin ilgisini çekecek bu yapım, merakla beklenenlerden. Müzikal severler için yılın en önemli yapımlarından biri Wicked: For Good. Film, büyüleyici bir hikayeyi müzik ve görsel şölenle bir araya getirecek. Sinemaseverlerin uzun süredir beklediği bir diğer büyük yapım ise James Cameron’ın yönettiği Avatar 3: Fire and Ash. Pandora’nın büyüleyici dünyasını keşfetmeye devam edecek olan filmin, ilk iki yapımın gişe rekorlarını kırması bekleniyor. Yıl içinde beyazperdeye taşınacak filmlerin gösterim tarihleri ise şöyle: Mickey 17 ve Opus mart ayında; A Big Bold Beautiful Journey ve Mission: Impossible – The Final Reckoning mayıs ayında; Ballerina ve F1 haziran ayında; Jurassic World: Rebirth ve Superman temmuz ayında; Bugonia ve Wicked: For Good kasım ayında; Avatar: Fire and Ash aralık ayında izleyici ile buluşacak.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Dijital platformlar, yeni yapımlar ve dizilerin devam sezonlarıyla dolu bir yıl sunmaya hazırlanıyor. Alan Alda’nın aynı isimli 1981 yapımından uyarlanan yeni dizisi The Four Seasons, bu yıl yayımlanacak yeni komediler arasında yer alıyor. Tina Fey’in yazdığı ve izleyiciyle Netflix’te 2025 yılında buluşacak dizide, her sezon beraber tatile giden çiftlerin başından geçenleri konu alıyor. David Benioff ve D.B. Weiss imzalı Death by Lightning; başrolünde Robert De Niro’ya yer veren Zero Day; Jason Bateman ve Jude Law’un başrollerini paylaştığı ve yapımcılığını üstlendiği Black Rabbit ve Claire Danes ile Matthew Rhys’ı buluşturacak The Beast in Me gibi yeni yapımlar da 2025 yılında Netflix’te
izleyiciyle buluşacak. Tüm bunların yanı sıra, Stranger Things (son sezonu), Wednesday ve Squid Game gibi çok sevilen yapımların da yeni sezonları izlenebilecek. Ayrıca ağustos ayında yayımlanması beklenen Victoria Beckham belgeseli de merak edilenler arasında. Yapım, Beckham’ın bir pop yıldızından başarılı bir iş kadınına dönüşümünü gözler önüne serecek. Sırada Lena Dunham’ın yıl içinde Netflix’te yayımlanması planlanan ancak henüz tarihi netleşmeyen yarı otobiyografik dizisi Too Much var. Dunham, bu romantik komediyi hazırlarken, İngiliz müzisyen Luis Felber ile evlendikten sonra Birleşik Krallık’a taşınma deneyimlerinden ilham aldığını açıkladı. 10 bölümlük dizide Hacks’teki rolüyle tanınan Megan Stalter, acı bir ayrılığın ardından Londra’ya taşınan New Yorklu yazar Jessica’yı canlandırıyor. Burada, The White Lotus’tan Will Sharpe’ın hayat verdiği Felix ile tanışıyor. İkisi hızla bir bağlantı kursalar da işler, birbirlerini tanıdıkça umulduğu kadar basit olmuyor. Ayrıca birçok popüler dizinin ikinci sezonları da yıla damga vuracak. Bunlar arasında Tom Hiddleston’ın başrolünde olduğu ajanlık draması The Night Manager da var. İkinci sezonun hikayesi hakkında detaylar henüz açıklanmadı, ancak ilk sezondan sekiz yıl sonrasını konu alacağı belirtiliyor. Türkiye’de dizinin hangi platformda yayımlanacağı konusunda resmi bir bilgi bulunmuyor. İlk sezon, Amazon Prime üzerinden izlenebiliyordu, bu nedenle ikinci
sezonun da aynı platformda yayımlanması muhtemel. The Last of Us dizisinin ikinci sezonunun, nisan ayında BluTV’de izleyiciyle buluşması bekleniyor. Yeni sezonda, Joel ve Ellie’nin karmaşık ilişkisi ve karşılaştıkları zorluklar derinlemesine işlenecek. Ayrıca, Abby ve grubu gibi yeni karakterler de hikayeye dahil olacak.
The White Lotus’un üçüncü sezonu Blu Tv’de izleyici ile buluşacak. Bu sezon, Tayland’da geçiyor. İkonik Jennifer Coolidge’ı kaybetmiş olsak da ilk sezondan Natasha Rothwell’in canlandırdığı Belinda geri dönüyor ve kadroya Aimee Lou Wood katılıyor. Kıyamet sonrası dramaların en görkemlisi The Last of Us da geri dönüyor. Başrolde yer alan Bella Ramsey ve Pedro Pascal’ın muhteşem performansına, bu sezon Catherine O’Hara ve Kaitlyn Dever gibi yeni isimler eşlik ediyor. HBO’da yayımlanan dizi Emmy ve Altın Küre’de ödül kazanarak, son 10 yılın en sarsıcı yapımlarından biri olduğunu kanıtladı. Ve nihayet… And Just Like That üçüncü sezonuyla seyircisiyle bir araya gelecek.
Dizinin yaratıcısı Michael Patrick King, üçüncü sezonun yeni karakterler, ilişkiler ve engellerle dolu olacağını belirtiyor. Dizide Carrie, Miranda ve Charlotte’un aşk, arkadaşlık ve kariyer yolculukları devam edecek. Patti LuPone ve Kristen Schaal gibi yeni oyuncular da diziye taze bir soluk getirecek.
Merakla beklenen bir diğer dizi ise Reacher. Lee Child’ın 2003 yılında yayımlanan Persuader adlı romanından uyarlanan dizinin üçüncü sezonunda, Alan Ritchson’ın canlandırdığı eski askeri polis Jack Reacher, tehlikeli bir kurtarma görevine gidecek ve geçmişinden gelen sorunlarla yüzleşecek. Jeremy Allen White’ın başrolünde yer aldığı Golden Globe ödüllü The Bear dizisinin 4. sezonunun da yaz aylarında yayımlanacağı tahmin ediliyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Dünya çapında ünlü müzik ve sanat festivali Coachella’nın 2025 edisyonu, 11-13 ve 18-20 Nisan tarihlerinde Kaliforniya’da Empire Polo Club’da gerçekleşecek. Lady Gaga, Green Day, Post Malone,
2025 festivalinin baş sanatçıları olarak sahne alacak. Missy Elliott, Charli XCX, Misfits, Benson Boone, Megan Thee Stallion, Mustard, Above & Beyond, Lisa, FKA Twigs, Marina, Zedd, Tyla, Clairo, Anitta, Kraftwerk ve Beabadoobee, festivalde performans sergileyecekler diğer isimler arasında. Ayrıca Travis Scott, konuk performansıyla etkinlikte yer alacak.
Primavera Sound 2025, Barcelona’da 5-7 Haziran 2025 tarihleri arasında Parc del Fòrum’da gerçekleşecek. Geniş bir müzik yelpazesiyle katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunacak olan festivalde sahne alacak müzisyenler arasında Charli XCX, Sabrina Carpenter, Chappell Roan, LCD Soundsystem, FKA Twigs, Beabadoobee, Beach House, Clairo, Aminé, Central Cee, HAIM bulunuyor.
İstanbul Müzik Festivali, 11-26 Haziran’da müzikseverleri Sınırların Ötesinde temasıyla ağırlayacak. Festival, bu yıl coğrafi sınırların ötesine geçerek komşu ülkelerimizin zengin müzik kültürlerini kutlamakla kalmayacak, farklı disiplinlerin bir araya geldiği projelerle müziğin sınırlarını da yeniden tanımlayacak. Festivalde NDR Elbphilharmonie Orchester, Camerata Salzburg, Geneva Camerata, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Tekfen Filarmoni Orkestrası, Filibe Devlet Operası Korosu, Slovak Filarmoni Korosu ile Hélène Grimaud, Frank Peter Zimmermann, Rafał Blechacz, Gautier Capuçon ve Alexandre Kantorow’un da aralarında olduğu, 45’in üzerinde sanatçı ve topluluk sahne alacak.
Glastonbury Festivali 2025 ise 25-29 Haziran’da İngiltere’nin Somerset bölgesindeki Worthy Farm’da gerçekleştirilecek. Neil Young, uzun bir aradan sonra festivalin baş sanatçılarından biri olarak sahne alacak. Diğer büyük isimlerden biri de Rod Stewart. 2002’de Glastonbury’de baş sanatçı olarak sahne alan Stewart, 2025’te festivalde efsane sanatçılar slotunda performans sergileyecek.
Glastonbury 2025’in geri kalan lineup’ı henüz açıklanmadı. Festival, kimin sahne alacağı çıklanmadan, biletleri satışa sunulan nadir etkinliklerden biri olarak biliniyor. Biletler geçtiğimiz kasım ayında satışa sunulmuş ve kısa sürede tükenmişti. Bilet alamayanlar için her yıl nisan ayında, geri iade edilen biletlerin satıldığı bir fırsat bulunuyor. Bilet almak için önceden kaydınızı yapmanız gerektiğini unutmayın. Bu yüzden her yıl yüzbinlerce müziksever bu fırsatı kaçırmamak için başvurularını erken yapıyor. Londra’da her yıl düzenlenen BST Hyde Park da prestijli bir müzik festivali. Bu yılki etkinlikler 21 Haziran-13 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Sabrina Carpenter, Olivia Rodrigo, Zach
Bryan, Noah Kahan ve Jeff Lynne’s ELO, festivalde sahne alacak isimler. Sabrina Carpenter’ın 5 Temmuz’daki konserinde Clairo ve Beabadoobee de performans sergileyecek. Yüksek talep sebebiyle Zach Bryan iki gün sahne alacak. Bilet bulamayanlar için festival her yıl nisan ayında yeniden satış dönemi gerçekleştiriyor.
Country müzik festivali Stagecoach, 25-27 Nisan tarihleri arasında Kaliforniya, Indio’daki Empire Polo Field’da gerçekleşecek. Festival, country müziği sevenler için unutulmaz bir deneyim. Zach Bryan, Jelly Roll, Luke Combs, Brothers Osborne, Lana Del Rey, Sturgill Simpson, Nelly, Midland, Sammy Hagar, Backstreet Boys, T-Pain, Creed, Goo Goo Dolls, Ashley McBryde gibi birçok değerli sanatçı festivalde sahne alacak.
Burning Man 2025 festivali de her yıl olduğu gibi Nevada’nın Black Rock Çölü’nde düzenlenecek. 24 Ağustos-1 Eylül 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan festival, çöl ortamında gece- gündüz sanat gösterileri ve müzik performansları ile katılımcılara eşsiz bir deneyim sunacak. 2025 yılında öne çıkan diğer festivallerden bazıları, yıl boyunca heyecan verici etkinlikler sunacak. 24 Mart-28 Nisan tarihleri arasında Cherry Blossom Festival, Japonya’da, Tokyo, Kyoto ve Osaka’da hanami etkinlikleriyle baharın gelişini müjdeleyecek. Mayıs-ağustos aylarında Epidaurus Festival, Yunanistan’daki Epidauros Antik Tiyatrosu’nda tiyatro, müzik ve dans gösterileri sunacak. Haziran ayında La Patum de Berga, İspanya’da renkli geçit törenleri ve ateş gösterileriyle büyük bir görsel şölen oluşturacak. 20 Eylül-5 Ekim tarihleri arasında Oktoberfest, Almanya’nın Münih şehrinde bira ve geleneksel Alman kültürünün kutlanacağı büyük bir festival olacak. Son olarak, 1-25 Ağustos tarihleri arasında Edinburgh Festival Fringe, İskoçya’nın Edinburgh şehrinde tiyatro, müzik ve komedi gösterileriyle sanatseverleri bir araya getirecek.
2025 yılı, kültür-sanat dünyası için dopdolu bir program sunuyor. Victoria & Albert (V&A) Müzesi yıl boyunca sanat ve tarih meraklılarını büyüleyecek sergilere ev sahipliği yapacak. Cartier, 12 Nisan-16 Kasım tarihleri arasında müzede büyük bir sergi düzenleyecek. Mücevher evinin tasarım ve zanaatkarlık açısından nasıl evrildiğini gösteren, tasarım evrimini yakından inceleme fırsatı sunan bir sergi olacak. Fransa’nın son kraliçesi Marie Antoinette’in yaşamı ve dönemi üzerine odaklanan Marie Antoinette Style sergisi de 20 Eylül 2025-22 Mart 2026 tarihleri arasında V&A Müzesi’nde ziyaret edilebilecek. Sergi, Marie Antoinette’in yaşamını yeniden değerlendirecek ve onun stilini, kültürel etkilerini inceleyecek.
Kostüm Enstitüsü’nün 2025 bahar sergisi, 18. Yüzyılda Aydınlanma Avrupa’sında ortaya çıkan Siyah Dandy figürünü kültürel ve tarihsel açıdan inceleyerek, günümüzde dünyanın dört bir yanındaki yansımalarını ele alacak. Misafir küratör Monica L. Miller’ın 2009 tarihli Slaves to Fashion: Black Dandyism and the Styling of Black Diasporic Identity adlı kitabından ilham alan sergi, 10 Mayıs-26 Ekim tarihleri arasında ziyarete açık olacak.
Temmuz 2025’e kadar Paris’te devam edecek olan Art Is In The Street sergisi ise sokak sanatının dinamik ve renkli dünyasını keşfetmek isteyenler için ideal bir fırsat sunacak. En yeni tasarım trendlerini görmek isteyenler için de 6-13 Nisan tarihleri arasında Milano’da düzenlenecek olan Tasarım Haftası, dünyanın dört bir yanından tasarımcıları ve tasarım tutkunlarını bir araya getirecek.
19. Venedik Mimarlık Bienali, 10 Mayıs-23 Kasım tarihleri arasında Venedik’te düzenlenecek. Küratörlüğünü Carlo Ratti’nin üstlendiği bienal, “Intelligens. Natural. Artificial. Collective.” temasıyla mimarlık dünyasının en yenilikçi projelerine ev sahipliği yapacak. Etkinlik, Giardini, Arsenale ve Venedik’in çeşitli mekanlarında gerçekleştirilecek. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nda yer alacak proje ise Ceren Erdem ve Bilge Kalfa’nın küratörlüğünü üstlendiği Yerebasan olacak. Yılın en dikkat çeken retrospektif sergileri arasında, Çığlık (The Scream) adlı eseriyle tanınan Edvard Munch’un eserleri,
Londra’daki National Portrait Gallery’de 15 Haziran’a kadar; Caspar David Friedrich’in 250. doğum yılına özel sergisi Caspar David Friedrich: Doğanın Ruhu New York Metropolitan Sanat Müzesi’nde (The Met) 11 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilecek.
Lee Miller’ın 250 fotoğrafını içeren kapsamlı retrospektifi ise Londra’daki Tate Britain’da 2 Ekim 2025-15 Şubat 2026 tarihleri arasında sergilenecek. Ünlü Japon sanatçı Yayoi Kusama’nın retrospektifi İsviçre’deki Fondation Beyeler’de 12 Ekim 2025’te başlayacak. Sergi daha sonra 14 Mart 2026’da Köln Ludwig Müzesi’ne ve 11 Eylül 2026’da Amsterdam Stedelijk Müzesi’ne taşınacak. Paris’teki Louvre
Müzesi, 21 Temmuz’a kadar sürecek bir moda sergisine ev sahipliği yapacak. Bu sergi, Chanel, Saint Laurent ve Dior gibi ünlü modaevlerinin haute couture tasarımlarını tarihi sanat eserleriyle bir araya getirecek. Efsanevi müzisyen David Bowie’nin mirasını onurlandıracak olan The David Bowie Centre, Londra’da 13 Eylül 2025’te açılacak ve sanatçının kariyerine dair kostümler, el yazmaları, fotoğraflar gibi arşivleri sergilenecek. Kasım 2025-Mayıs 2026 arasında ise Wes Anderson Retrospektifi, ünlü yönetmenin filmografisini ve görsel stilini mercek altına alacak. İsviçre’nin Basel kentinde 19-22 Haziran 2025 tarihleri arasında düzenlenecek olan Art Basel, 200’den fazla galeri ve 4000’den fazla sanatçıyı ağırlayacak. Etkinlik, sergiler, canlı performanslar ve rehberli turlar gibi zengin bir program sunarak sanat dünyasında önemli bir buluşma noktası olacak.
Londra’da ise 15-19 Ekim tarihleri arasında Frieze London, çağdaş sanatın en prestijli fuarlarından biri olarak sanatseverleri bir araya getirecek. Yüksek kaliteli sanat eserleri ve koleksiyonlarla katılımcılar, sanat dünyasının en yeni trendlerine tanıklık edecek. Madrid’de düzenlenen ARCOmadrid, 2025 yılında uluslararası galerileri ve sanatçıları bir araya getirerek, çağdaş sanatın nabzını tutacak. Etkinlik, sanat dünyasının geleceğine dair önemli ipuçları sunacak. Türkiye’nin uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul’un 20. edisyonu 24-28 Eylül tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak. CI Bloom’un ise 17-20 Nisan’da gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
2025’te müzik sahnesi hareketleniyor: Oasis, Dua Lipa, Coldplay ve daha fazlası turneye çıkıyor. Oasis kardeşlerin yıllar süren küslüğünün ardından yeniden sahnelere dönmesi, Coldplay’in yeni konser programı ve Metallica’nın devam eden dünya turnesi, yılın en çok konuşulacak olayları arasında. İşte merakla beklenen konserler ve turne takvimleri. Oasis, Live ‘25 turnesiyle 15 yıl sonra yeniden sahneye çıkıyor. 4 Temmuz tarihinde Londra’da başlayacak olan turnelerinde Birleşik Krallık ve Danimarka’nın farklı şehirlerini ziyaret edecekler. İrlanda, Dublin’de verecekleri son iki konser ile ağustos ayında turları sona erecek. Pop müziğin en büyük isimlerinden Dua Lipa ise Radical Optimism turu kapsamında 17 Mart tarihinde Avustralya’da sahneye çıkacak. Ardından Yeni Zelanda, İspanya,
Fransa, Almanya, Belçika, İngiltere, ABD gibi ülkelerde performans sergileyecek. Turne, sanatçının albümünün atmosferini sahneye taşıyacağı, görsel ve işitsel bir şölen sunacak. Coldplay Music of the Spheres turnesi kapsamında 8 Nisan’da Hong Kong’dan başlayarak, Seul, Stanford, Toronto, Boston, Miami, Hull ve Londra’da konserler verecek. Grup, eylül ayına kadar sürecek bu turneyle milyonlarca hayranına unutulmaz anlar yaşatacak. Müzik dünyasının genç yıldızı Billie Eilish’in 18 Şubat tarihinde Avustralya, Brisbane’de başlayan Hit Me Hard and Soft isimli dünya turu, temmuz ayına kadar sürecek. Dünyaca ünlü sanatçı, durakları arasında İsveç, Norveç, Danimarka, Hollanda, Almanya, Çekya, Polonya, Fransa, İspanya, İngiltere ve İrlanda’nın da yer aldığı turunda müzikseverlerle bir araya gelecek.
Ve Robbie Willliams. 31 Mayıs’ta Edinburgh’da vereceği konser ile turuna başlayacak olan ünlü sanatçı, İngiltere, Danimarka, Hollanda, Almanya, Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Avusturya, Litvanya, Letonya, İsveç, Norveç, Polonya, Macaristan gibi birçok ülkeye adım atacak. Williams’ın final konseri ise Türkiye’de, 7 Ekim tarihinde İstanbul’da gerçekleşecek. Müzikseverler, bu özel konseri büyük bir heyecanla bekliyor. Williams gibi, efsanevi rock grubu Guns N’ Roses da bu yıl gerçekleştireceği dünya turnesi kapsamında İstanbul’da sahne alacak önemli isimlerden. Because What You Want & What You Get Are Two Completely Different Things adlı dünya turnesiyle grup, hayranlarıyla buluşacak. Turne, 1 Mayıs’ta Güney Kore’nin Incheon şehrinde başlayacak ve 31 Temmuz 2025’te Almanya’nın Wacken şehrinde sona erecek. Grup, 2 Haziran’da ise İstanbul’da konser verecek. Bu performans, 32 yıl aradan sonra Türkiye’de gerçekleşecek ilk Guns N’ Roses konseri olacak. Metal müziğin dev ismi Metallica, M72 World Tour kapsamında 2025 yılında dünya genelinde konserler vermeye hız kesmeden devam ediyor. 2025 yılı turnesi, 19 Nisan’da New York, ABD’de başlayacak. Ardından grup Kanada, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’da konserler verecek. Metallica hayranları, grubun yıl içinde Türkiye’de de bir konser vermesini umuyor.
Chimamanda Ngozi Adichie, 12 yıl sonra uzun bir romanla geri dönüyor. Dream Count, dört kadının hayatına odaklanıyor; Nijerya ile ABD’deki aile dramaları, kariyer hırsları ve romantik ikilemlerle şekillenen bir hikaye sunuyor. Adichie, derinlemesine karakter analizleri ve toplumsal temalarla bezenmiş epik bir roman vaat ediyor. Bu uzun bekleyişin ardından, romanın iddialı ve heyecan verici bir anlatı olacağına dair büyük bir beklenti var.
The Hunger Games fenomeni de bir kez daha yola çıkıyor. Suzanne Collins’in Sunrise on the Reaping adlı yeni kitabı, serinin beşinci kitabı ve orijinal üçlemeden 24 yıl öncesini konu alıyor. Kitap, Panem’in 12. Mıntıkası’nda yaşayan Haymitch’in, 50. Açlık Oyunları için haraç seçilmesiyle hayatının nasıl altüst olduğunu anlatıyor. Jane Crowther’ın Gatsby adlı romanı, Muhteşem Gatsby’nin sosyal medya çağındaki modern bir uyarlaması olarak dikkat çekiyor. Hikayede, Jay Gatsby bir sosyal medya fenomeni olarak yeniden tasvir edilirken, genç mezun Nick Carraway onun dünyasına adım atıyor. İhanet, entrika ve skandallarla örülü roman, sosyal medya kültürü gibi günümüz temalarını işleyerek, sınıf ve statü kavramlarını yeniden sorguluyor.
Marie Rutkoski’nin Ordinary Love adlı romanı, Emily ve Gennifer’ın yirmi yıl sonra yollarının yeniden kesişmesini konu alıyor. Emily, iki sağlıklı çocuğa ve ona ilgi gösteren bir eşe sahip gibi görünse de evliliği sorunlarla doludur ve geçmişte yaşadığı bir kalp kırıklığını hâlâ atlatamamıştır. Bir partide lise yıllarındaki en yakın arkadaşı Gen ile karşılaştığında, eski yaraları yeniden açılır. Emily ve Gen, aralarındaki çekime rağmen, geçmişteki hatalarının gölgesinde birbirlerine temkinli yaklaşırlar. Emily, Gen’e yeniden güvenebilir mi? Roman, arzu, dostluk, hatalar ve ikinci şansların mümkünlüğü üzerine derinlemesine bir keşif sunuyor. Abdulrazak Gurnah’ın Theft adlı romanı, 2021 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonra yayımladığı ilk eser. Roman, 21. yüzyılın başlarında Tanzanya’da yetişen üç gencin hayatlarını konu alıyor. Eğitim için ailesinden uzaklaşan Karim, baskıcı ailesinden kaçmaya çalışan Fauzia ve belirsiz bir gelecekle yüzleşen Badar. Gurnah, bu üç karakterin yollarını kesiştirerek, değişen bir dünyada kimliklerini ve yerlerini bulma çabalarını anlatıyor. Japonya’da Noaki Ödülü, Oda Sakunosuke Ödülü ve Japan Booksellers’ Ödülü gibi önemli ödüller kazanan ve eserleri Endonezce, Çince, Korece, Vietnamca, İngilizce, Almanca ve İtalyancaya çevrilen yazar Shion Miura’nın bir sözlük derleme macerasını anlattığı romanı Seyrüsefer (The Great Passage) bu yıl Türkiye’de yayımlanacak. Kitap, sözlük editörü Araki’nin, eşinin hastalığı sebebiyle emekliliğe ayrılmaya karar verme ve yerine geçecek bir editör bulma süreci boyunca başından geçen olayları konu alıyor.