Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


25-26 Ekim hafta sonunda izlemeniz için dijital platformlardan ve beyazperdeden önerilerimizi derledik.
Hafta sonu yaklaşırken, gündelik koşturmacanın yorgunluğunu üzerimizden atmanın en iyi yollarından biri de, kendimizi etkileyici bir yapımın atmosferine bırakmak olabilir. Bu hafta sinema ve dijital platformlarda öne çıkan yapımlar, yalnızca hikayeleriyle değil, oyuncu kadroları ve yaratıcı dünyalarıyla da dikkat çekiyor. Gerilimden komediye, dönem dramasından bilimkurguya kadar her zevke hitap eden önerileri sizin için derledik. Hâlâ “Ne izlesek?” diye düşünüyorsanız yazının devamında sizin için radarımıza takılan, kaçırılmaması gereken yapımları bir araya getirdik.
Hikayeyi kendi hayatından ilham alarak kaleme alan yaratıcı Erin Foster, dizinin 2. sezonunun Netflix üzerinden 23 Ekim 2025’te yayınlanacağını duyurdu. Dizinin başrollerinde Kristen Bell (Joanne) ve Adam Brody (Noah) yer alıyor. İlk sezonda Joanne, modern aşk ve cinsellik üzerine açık sözlü yorumlarıyla dikkat çeken bir ilişki podcast’i sunucusu olarak karşımıza çıkarken; Noah, geleneksel bir haham adayı olarak bambaşka bir dünyayı temsil ediyordu. Bu sezon, klasik bir romantik komedinin ötesine geçiyor. İlk sezonda “Nasıl bir çift olmalı?” sorusuna yanıt arayan Joanne ve Noah, şimdi “Birlikte bir hayat nasıl kurulur?” sorusuyla yüzleşiyorlar. Yeni sezonda hikayeye Leighton Meester, Joanne’ın ortaokul düşmanı Abby rolüyle katılıyor. Bu kez aşkın ilk heyecanı değil, asıl sınavı sahnede. Farklı dünyalardan gelen iki insanın “biz” olma yolculuğu hem eğlenceli hem de düşündürücü bir şekilde anlatılıyor.
Stephen King’in 1986 tarihli romanından uyarlanan IT serisi, korku sinemasının öne çıkan hikayelerinden biri olarak iz bırakmaya devam ediyor. Hikaye, Maine eyaletinin Derry kasabasında çocukları avlayan, korkularından beslenen şeytani bir varlık olan Pennywise adlı palyaçoya karşı duran “Losers Club” adlı çocuk grubunun etrafında dönüyor.1990’daki orijinal mini dizi (yönetmen Tommy Lee Wallace), Tim Curry’nin unutulmaz Pennywise performansıyla klasikleşmişti. 2017’de Andy Muschietti’nin yönettiği modern uyarlama It ve onun devamı It: Chapter Two (2019), görsel anlatımı ve karakter derinliğiyle, seriyi yeni bir kuşağa tanıttı. Bu iki filmde Pennywise’ı Bill Skarsgård canlandırmış; Losers Club’ın çocukluk hâllerinde Jaeden Martell, Sophia Lillis ve Finn Wolfhard gibi oyuncular parlamıştı.
26 Ekim 2025’te yayınlanacak It: Welcome to Derry dizisi ise bu evrenin kökenine, Pennywise’ın nasıl doğduğuna ve Derry’nin neden lanetli olduğuna ışık tutacak bir hikayeyle geliyor. Henüz yeni yapım yayınlanmadan, seriyi yeniden hatırlamak veya atmosferine tekrar girmek için önceki filmleri gözden geçirebilirsiniz.
Başrollerde Barış Arduç ve Tuba Büyüküstün’ün yer aldığı aksiyon filmi Dehşet Bey, 21 Ekim’de Prime Video üzerinden izleyiciyle buluştu. Film, yazar Murat Menteş’in aynı adlı çizgi romanından uyarlanırken yönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin üstleniyor. Konusu ise şöyle: Dehşet Engiz, bir tetikçi örgüt olan Fedailer Ocağı'nın sevilen bir üyesidir; ancak örgütün katı kurallarına rağmen gönlünü Doktor Abide’ye kaptırır. Bu yasak aşk, onu tüm sistemi sorgulamaya ve karşısına almaya sürükler.
Film, Oscar’lı yönetmen Kathryn Bigelow tarafından yönetildi; senaryo ise Noah Oppenheim tarafından kaleme alındı. Başrollerde Idris Elba ve Rebecca Ferguson yer alırken; Gabriel Basso, Jared Harris, Tracy Letts, Anthony Ramos ve Moses Ingram gibi isimlerin bulunduğu zengin oyuncu kadrosu da dikkati çekiyor. Hikaye, sıradan bir sabahın bir anda kabusa dönüşmesiyle başlıyor. Her şey normal seyrindeyken, ABD’ye doğru kimliği belirsiz bir kıtalararası balistik füze fırlatılıyor. Beyaz Saray’dakiler, askeri üsler ve savunma sistemleri; “kimin ne kadar kontrolü var?” sorusunu sormaya başlıyor. Bigelow, filmde yalnızca “füze geliyor” gerilimini değil; aynı zamanda nükleer silahlanmanın paradokslarını, “savunma” kavramı altındaki gerçeklikleri ve insanların hayatlarının askeri-stratejik mekanizmalar içinde ne kadar kırılgan olduğunu da sorguluyor.
Ünlü gerilim yazarı Harlan Coben'in kaleminden çıkan bu yapımın başrollerinde Sam Claflin (Joel Lazarus) ve Bill Nighy (Dr. Jonathan Lazarus) yer alıyor. Adli psikolog Joel Lazarus, babasının ölümü üzerine evine dönüyor ancak eski cinayetler ve çözülmemiş sırlarla yüzyüze geliyor. Bu geri dönüş, bir aile meselesi olmayı aşıp, Joel'in kendi kimliği, geçmişi ve travmalarıyla yüzleşme sürecine dönüşüyor. Hikayede Joel'in kardeşi Jenna (Alexandra Roach) gibi farklı karakterler de önemli rol oynuyor. Yapım, klasik suç-gerilim kalıplarının ötesine geçerek psikolojik katmanları ve karakter derinliklerini güçlü bir şekilde işliyor.