Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
76'ıncı Venedik Film Festivali'nden Altın Aslan ödülüyle dönen Joker filminin 8 bilinmeyenini açıklıyoruz.
Son dönemin en çok konuşulan filmi Joker hakkında 8 gerçeği listeledik.
Joaquin Phoenix, henüz Joker rolüne ısınma turlarındayken Buster Keaton ve Ray Bolger gibi ikonik sessiz film yıldızlarından jest ve mimik tüyoları aldı. Başarılı oyuncu aynı zamanda The Wizard of Oz filmindeki Korkuluk karakterinden de ilham aldı. Todd Phillips’in referans aldığı filmler arasında ise Taxi Driver, The King of Comedy, Serpico, Raging Bull ve One Flew Over the Cuckoo’s Nest gibi dönemin karakter odaklı filmleri yer alıyor.
Başarısız komedyen Arthur Fleck’in metamorfozu, yönetmen ve yazar Todd Phillips’in kafasının sağ üst köşesinde beliren bir düşünce baloncuğunda geçiyor. DC Comics evreninde Batman’in ezeli düşmanı Joker’in geçmişi hakkında kimsenin en ufak bir fikri yoktur. The Dark Knight Rises filminde, Heath Ledger’ın suratındaki yarayla ilgili her seferinde farklı bir hikaye anlatması bundan kaynaklıdır. Fakat, Tod Phillips kendi Joker sürümünü, New York Times’a yaptığı açıklamada, “Tıpkı Shakespeare’in Macbeth’i gibi, karaktere herkes kendi yorumunu katıyor” şeklinde yorumlayarak tüm bu tartışmalara son vermiştir.
23 yaşında hayatını kaybeden ünlü oyuncu River Phoenix ve Joaquin Phoenix'in tek ortak noktaları soyadı benzerliği değil elbette. Sık sık James Dean'e benzetilen başarılı oyuncu River Phoenix, Joaquin'in kardeşiydi. Genç yaşta aşırı dozdan hayatını kaybeden oyuncu, küçük kardeşi Joaquin'e şöyle bir kehanette bulunmuştu: "Bir gün öyle bir filmde rol alacaksın ki, ünün benimkini gölgede bırakacak."
Robert de Niro ile Oscar’lık bir filmde başrolü paylaştığınızı bir düşünün. Fakat kendinizi o kadar rolüne kaptırmışsınız ki, karşınızda Hollywood’un en güçlü oyuncularından biri dursa bile diyalog kurmuyorsunuz. İşte Phoenix’in de Robert de Niro karşısında büründüğü tavır tam olarak buydu. Dolayısıyla birazdan okuyacağınız cümleler Phoenix’e değil de Joker’e ait: “Bana kalırsa, o anda içinizden geldiği gibi hareket etmek gerekir; karakter o an sizden ne istiyorsa, ona istediğini vermelisiniz."
Jack Nicholson’dan Heath Ledger’a, Jared Leto’dan Joaquin Phoenix’e, Joker her defasında farklı bir maskeyle çıktı Gotham sahnesine. Arthur Fleck’in makyajı sıradan bir palyaçonunkinden farksızdı. Fakat karakterindeki kırılmalar onu Joker olmaya ittikçe palyaço makyajında gözle görülür değişiklikler meydana geldi. Emmy ödüllü makyöz Nicki Ledermann’ın fikriydi bu keskin dönüşüm: "En başından beri aklımda iki farklı makyaj fikri vardı: Biri işten kovulmuş ve dayak yiyen bir palyaço, ve sonrasında Joker.”
Hollywood’un acımasız ve otoriter kuralları, oyuncuları kimi zaman ‘sıkı’ diyet programlarına sokuyor maalesef. Christian Bale’in Makinist’teki anoreksiya dönüşümü bunun en büyük kanıtı. Joaquin Phoenix, her ne kadar Christian Bale’in 29 kiloluk rekorunu kıramasa da, Joker rolü için 23 kilo vererek kişisel rekorunu kırdı sayılır sonuç olarak. Todd Philips ile çekimlere 6 ay kala böyle bir karar aldıklarını söyleyen Phoenix, kilo kaybındaki ani düşüşün akli dengesi üzerinde de ciddi etkileri olduğunu dile getiriyor.
Todd Phillips, müzisyen Hildur Gudnadóttir'nin bestelerini nihilistik bir set atmosferi oluşturmak adına film boyunca sık sık kullandı. Phoenix'in, banyo sahnesindeki doğaçlama lirik performansı sırasında da arka fonda yine Gudnadóttir çalıyordu. Arthur Fleck'in o sırada banyoya koşup, silahını sakladıktan sonra yüzünü yıkaması gerekirken Phoenix anlık bir kararla senaryonun tamamen dışına çıktı. Neden mi? Kendini tamamen Gudnadóttir'e kaptırdı!
Bir tarafta Ejderha Dövmeli Kız, öteki tarafta Hollywood'un kötü repertuarlı anti-kahramanı Joker... Evet, Joaquin Phoenix ve Rooney Mara'dan bahsediyoruz. Ünlü çift, ilk olarak 2013 yılında ‘Her’ filminin setinde tanışarak ilişkilerindeki ilk adımı attı. Fakat beraber rol aldıkları 'Mary Magdalene' filmine kadar aralarındaki ilişki aynı frekansta sürmeye devam etti. Ta ki ikili, Cannes Film Festivali kırmızı halısında beraber katılana kadar.