Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Hayat akışında ilerlerken; gün batımının renklerini, sabah kahvenizin kokusunu, rüzgarın teninize dokunuşunu ve yaz bitmeden favori dondurmanızdan aldığınız ilk ısırığın tadını tüm duyularınızla hissedin.
Fotoğraf: Tuğberk Acar, Moda editörü: Ece Öğütoğulları
Carl G. Jung’a göre; duygularımız, bizi bilincin üst katmanlarına taşıyan öyle önemli rehberlerdir ki: “Duygu olmadan karanlığı aydınlığa, uyuşukluğu harekete dönüştürmek mümkün olmaz” der analitik psikolojinin büyükbabası.
Günümüz terapi anlayışı da; duyguların kişisel dönüşüm üzerindeki etkisine yoğunlaşarak, ruhumuza bu yolculukta ışık tutar. Bilinçaltına nüfuz etmiş duyguları yeniden hissedebilmek için bedensel hareket; sahip olduğumuz en değerli yetkinliklerden biridir. Beden özgürleştikçe, duyguları fark etmek ve sansürsüzce ortaya koymak mümkün olur.
Maalesef dünya üzerinde birçok kültürde duygusal tepkileri ortaya koymaktansa; hisleri yok saymak onaylanan bir toplumsal davranış haline gelmiş durumda.
Fotoğraf: Tuğberk Acar, Moda editörü: Ece Öğütoğulları
Üst bilince ulaşma, kendi özünü yakından tanıma arzusunda olan günümüz insanının; bu düşüncenin tam aksine coşku dolu, yaratıcı, canlı ve haza açık bir yaşam sürebilmesi için duygularına, hislerine kulak vermesi gerektiğini iyi bilen bizlerin içindeki en büyük güç ise; sakral diğer bir deyişle ikinci çakra merkezi.
Turuncu renkle temsil edilen ikinci çakra; sağlıklı çalıştığında, bizi hissizleşmenin aksine daha hassas olmaya davet ederken; ihtiyaçlarımızı dinlemeyi hatırlatır ve böylece yüksek bilince doğru giden o çok basamaklı yola ışık tutar.
“Hissetme” hakkımıza sahip çıkacağımız bu yolculukta; aydınlık yönlerimize kucak açarken, gölgelerimizi de kabul ederek bütünlüğümüze yöneliriz.
Fotoğraf: Tuğberk Acar, Moda editörü: Ece Öğütoğulları
Hepimiz şunu iyi biliriz ki; kendimizi sıkışık hissettiğimiz zamanlarda yaşam gücümüz kısıtlanırken; akışla bir olup uyumlanmayı seçtiğimizde hayat enerjimiz aktive olur ve kendimizi canlı hissederiz. Akışla uyumlu, coşku dolu bir hayat yaşamanın yollarından biri belki de haza açık olmaktır. Ne dersiniz?
Asıl konunun; zihinlerimizde yer alan kısıtlı haz tanımının ötesinde, bize yaşamla keyifli bir buluşma anı sunan deneyimler buketi olduğunu sezdiğinizi düşünüyorum.
Bugün batıda da rüştünü ispatlamış çakra sistemi uzmanları; yaşam enerjimize sahip çıkmanın ve hayatımızda haza yer açmanın yolunun; bedeni harekete davet ederek ikinci çakrayı aktive etmekten geçtiğini söylüyorlar.
İstikrar ve değişimin dansını andıran bu enerji merkezini aktive etmek için önerilerden bazıları şöyle;
Sergilere katılıp, eserlerin sizde uyandırdığı hislere kulak vermeyi deneyin. Özellikle içinden geçtiğimiz pandemi süreci nedeniyle dünyaca ünlü sanat fuarlarının kapıları sanal dünyada sınırsızca açıkken güney yarım kürede bir sanat turuna çıkmak zihin açan yepyeni bir deneyime dönüşebilir.
Sakral çakrayı aktive edecek yoga pratiklerini günlük rutininize katmak iyi bir fikir olabilir. Çakra dengeleyici pozları ile favorimiz Alissa Kepas’ın alomoves uygulaması üzerinden ulaşabileceğiniz pratikleri.
Daha kısıtlı vakti olanlar için ise; güne başlarken önerimiz 5 dakikalık Cat – Cow pose olarak bilinen kedi – inek duruşları… 5 dakikalık yatırımın yaşamınıza kattıklarına inanamayacaksınız.
Ve son olarak gün içinde yaşadıklarınızın bedeninizde uyandırdığını duyusal yansımaları aktaracağınız bir günlük tutmaya başlamak; belki de yaratıcılığın turuncu tonlarına yapacağınız bu yolculuğa ışık tutacak alternatiflerden en naif olanı…
Hayat akışında ilerlerken; gün batımının renklerini, sabah kahvenizin kokusunu, rüzgarın teninize dokunuşunu ve yaz bitmeden favori dondurmanızdan aldığınız ilk ısırığın tadını tüm duyularınızla hissedin.
Belki de zaman; Fritz Perls’ün de söylediği gibi “Aklınızı yitirip, hislerinize ulaşma zamanıdır.”