Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Dışarı çıkmadığı zamanlarda nasıl göründüğüne pek dikkat etmeyenlerden misiniz, yoksa sokaktaki özeninizi ev haline de gösterenlerden mi? Artık evde ne giydiğimiz eskisinden çok daha önemli; özellikle de o gün bizi bekleyen bir Zoom toplantısı varsa.
Fotoğraf: Gorka Postigo
İnsanları ev hallerine göre iki ayrı kategori altında inceleyebiliriz. Evde geçirdikleri zaman boyunca giyim konusunda özen ve hassasiyetinden taviz vermeyenler ve karantinayı üniforma haline getirdikleri “salaş” ev kombinasyonlarıyla geçirenler. Eğer kendinizi ikinci gruba ait görüyorsanız, muhtemelen gün boyu son kullanım tarihi geçtiği için sokaklardan eve atanan bol bir tişört ve diz izi çıkmış eşofman altı düetini tecrübe ediyorsunuz.
Yoğun iş temposunda ve sosyal aktivitelerimizin tam gaz devam ettiği dönemlerde evde geçirdiğimiz sınırlı saatlerde, çok da gurur duymadığımız bu parçaların içinde olmakla ilgili bir problemimiz yoktu. Ancak ne zaman haftanın günlerini karıştırabilecek kadar uzun süre dışarı çıkmadık, işte o zaman sempatik bulduğumuz pamuklu pijamayla aramız bozuldu. O sınırsız konfor vaat eden parça, ruh halimizi ve enerjimizi aşağıya çeken bir unsur haline geldi. Liana Satenstein, Vogue Amerika’nın internet sitesi için kaleme aldığı yazıda, pandemi döneminde üniversiteden kalma eşofman altı ve Boston’lı bir müzik grubunun tişörtünü günlerce üzerinden çıkarmadığını söylüyor. Ta ki, patronuyla yapacağı Zoom toplantısına kadar.
Etrafımdaki birçok arkadaşıma ev stillerinin –daha doğrusu ev hallerinin– ajandamıza eklenen Zoom toplantılarıyla nasıl değiştiğini sordum. Aldığım yanıtların çoğuna göre geçirdiğimiz evrim süreci şöyle seyrediyor: Başlarda sınırsız konfor vaat eden parçalarla geçirilen her saat keyfi katlıyor. Ancak sonra saç taramama, sporu atlama, karbonhidratı abartma ve ardından kendini beğenmeme gibi belirtiler baş gösteriyor. Tam bu noktada gelen Zoom davetlerine, önce rahat rutinimizi bozacağı için olumsuz bakılıyor; ancak çok hafif makyaj, derlenip toparlanan saçlar ve üzerimize geçirdiğimiz ütülü gömleğin yüksek motivasyona nasıl kapı araladığını görünce işler değişiyor.
Bazılarımız bu sanal toplantılara neredeyse her gün düzenli olarak katılıyor. Yazının en başında yaptığıma benzer bir kategorizasyonu bu kişiler için de yapmak mümkün: Altında pijamasıyla kalıp toplantıdan önce sadece üzerini değiştirenler, üzerine özen gösterip altına daha gösterişsiz bir parça geçirenler ve son olarak gezegende nadir bulunan bir tür: Baştan aşağı ofise gidecekmiş gibi giyinenler.
İlk gruba dahil edebileceğim bir arkadaşım, dışarıda giydikleri konusunda oldukça titiz olsa da konu izolasyon ve Zoom toplantılarına geldiğinde bir değişiklik yapıp sütyen takarak rastgele seçtiği bir üst giydiğini söylüyor. Bu grubun mensupları altlarındaki pijamayı çıkarmayı reddediyor, Zoom’un sadece belden yukarısını göstermesini avantajlarına çeviriyorlar. Tabii ki bu bir risk; eğer ekran başından kalkmanız gerekirse, ardınızda kalan toplantı katılımcılarının küçük sırrınıza ortak olabileceğini unutmamakta fayda var. Bu gibi durumlar için giydiğiniz parçanın nispeten daha tertipli, ütülü, örneğin sokağa adapte ettiğimiz pijama akımından olması görünümünüzü terfi ettirecektir. Üzerinizdeki tişört ve bluzu yeterince itinalı şekilde seçmediyseniz, küpe kozunu oynayarak doğru bir hamle yapabilirsiniz. Giydiğiniz bol kesim bir erkek tişörtü bile olsa, belki sımsıkı toplayacağınız saçlar ve takacağınız büyük ama gösterişsiz küpe ev halinizi güncelleyecektir.
Gelelim, farklı ülke, şehir ve meslek gruplarından arkadaşlarımın olduğu WhatsApp gruplarından topladığım dataya göre çoğunluğun seçimi olan ikinci gruba. Bu topluluğun alt için genellikle tercih ettiği parçalar “yıpranmamış” eşofman altları ve “gıcır gıcır” taytlar. Yani konforu elden bırakmayan ama bireysel stili de riske atmayan parçalar. Bu kategorinin dezavantajı, bir araya getirilen parçaların uyumsuzluğunun yaratacağı özensizlik hissi. Yani altınıza geçirdiğiniz eşofman ne kadar yeni olsa da, üzerinizdeki o şık gömlekle uyum yakalayamadığında kendinizi yine özensiz hissedeceksiniz. Çözüm; eşofman altlarınızı sportif tişörtlerle, taytlarınızıysa tıpkı sokak stilinizde yaptığınız gibi uzun gömlekler ya da bluzlarla eşleştirmek. Bu arada, bol kesim ince triko pantolonların da en az eşofman kadar rahat olduğunu ve çok daha şık durabileceğini hatırlatalım. Bu parçalara gardırobunuzda henüz şans vermediyseniz, bir adet edinmek için şu an ideal zaman. Kombinasyonu bir adım öteye taşımak istiyorsanız saç bandı ya da toka gibi aksesuarlardan da destek alabilirsiniz.
Motivasyonları takdire şayan son kategoriyse, Zoom toplantısı için siluetini baştan aşağı değiştirenler, makyajını bile ofise gidecekmiş gibi yapanlar. Bu grubun ekran yansımaları, toplantıdaki diğer katılımcıların da enerji ve isteğini yükseltiyor, bir sonraki görüşmede daha özenli giyinmeleri için teşvik ediyor. Bu gruptakilerin potansiyel dezavantajı, karşı tarafa abartılı görünme ihtimali. Bunu bir risk unsuru olmaktan çıkarmak için takip edebileceğiniz bazı kurallar var. Giysilerinizde açık renkleri ya da pastel tonları tercih etmek gösterişin dozunu daima dengeler. Kırmızı, fuşya ya da neonlardan kaçınmanızı tavsiye ederiz. Makyajınızda sizi doğal görünümünüzden uzaklaştırmayan ürünlere yönelmek, toplantı sırasında istenmeyen şekilde dikkat çekmenizi engeller.
Yukarıda bahsi geçen farklı kategorilerden hangisine yakın hissettiğinizin ötesinde, gün içinde nasıl göründüğünüzün ruh haliniz üzerindeki etkisi aşikar. Aynaya baktığınızda şevkinizi yitirmemek, bedeninizde dışarıdan içeriye ve içeriden dışarıya yayılacak bir iyimserlik hissine bürünmek, yediklerimiz, içtiklerimiz, izleyip dinlediklerimizle olduğu kadar, giydiklerimizle de mümkün. Zihninizi ikna edin ve bir sonraki Zoom toplantınız için gardırobunuzdan sevdiğiniz parçalar seçin, ütüleyin, askıda bekletin. Özenli giyindiğinizde hissettiklerinizi görmezden gelmeyin.