Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Baharın gelişi, doğanın uyanışıyla birlikte yeni başlangıçları ve taptaze hikayeleri de beraberinde getiriyor.
Dilimize peş peşe çevrilen Booker uzun ve kısa liste kitapları heyecan yaratmaya devam ederken son olarak ödülün sahibi Yörüngede'ye de kavuştuk. Bu ay, hem edebiyat dünyasında ses getiren yeni çıkışlar, hem de Booker adayı eserler arasından ilham verici bir seçki hazırladım.
Fotoğraf: @1kitap.1mekan
Başladığım gibi bitti Geri Verilen Kız; yazarın kalemi su gibi akıp gidiyor ve siz kendinizi hikayeye bırakıyorsunuz. Ferrante tadında ama daha nahif bir anlatıydı. Belki de hikayeden dolayı ben böyle hissettim, bilmiyorum. Okuduğum her cümle kelimesi kelimesine gözümde canlandı, Arminuta'nın kendini arayışı, aile bağları, yalnızlık hissi, özellikle kız kardeşiyle kurduğu bağ beni çok etkiledi. Aslında bir kimlik ve aidiyet hikayesine tanık oluyoruz. Henüz 13 yaşındayken yuvası sandığı yerden koparılan bir kızın, geçmişiyle ve yeni ailesiyle kurduğu kırılgan bağlar yazarın yalın ama etkileyici anlatımıyla kalbimize dokunuyor, devamını heyecanla bekliyorum.
“Ben ve küçük kız kardeşim kendi dünyamızın yıkıntılarında birbirimize arka çıksak da protestolarımız dünyamızı korumaya yetmedi çünkü annemler şikayetlerimize hiç oralı olmadılar.”
Çok arada kaldığım hala da hislerimden emin olamadığım bir kitap Yörüngede… Dokunduğu yerleri çok sevdim, çokça cümlenin de altını çizdim ama bir o kadar da yüzeysel buldum. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda görev yapan altı astronot, Dünya'nın yörüngesinde dönerken sadece bilimsel görevlerini değil, kendi varlıklarını ve insan olmanın anlamını da sorguluyor. Harvey, uzayın sınırsız boşluğunda bireysel kaygılar, ilişkiler ve insan ruhunun kırılganlığı üzerine bir anlatı sunuyor. Bir yandan insan olmanın karmaşıklığını yüzümüze çarparken diğer yandan zaman algımızla ve uzay boşluğunda bile yeryüzüne olan bağlılığımızla da yüzleştiriyor bizi.
“İkimiz de birbirimiz için farklı biçimde ama aynı oranda bilinmeziz. Senin zihnin sözcüklerin baş harflerinden oluşan kısaltmalarla, benimki koyun hastalıklarıyla dolu. Evet, ikimiz de karşıdaki için eşit ölçüde bilinmeziz.”
Fotoğraf: @1kitap.1mekan
2024 Booker kısa listede yer alan bu kitap aynı zamanda bir ilk roman ve benim çevrilmesini heyecanla beklediğim kitapların başında yer alıyordu. Bir ilk romana göre oldukça başarılı bulsam da kurgudaki karmaşa beni biraz mutsuz etti ama konusunu ve yazarın dilini çok sevdim. 1961 yılının Hollanda kırsalında geçen romanda ailesini kaybeden üç kardeşin hem kendileriyle hem de birbirleri ve çevreleriyle olan ilişkilerine tanık oluyoruz. Yazarın derinlikli kalemi, okurken tüm o duyguları bize geçiriyor. Aşkın yasaklı da olsa her boyutunu, zayıflıklarımızı ve en kırılgan halimizi odağa alan bu roman, ortaya çıkan karanlık aile sırlarıyla İkinci Dünya Savaşı’nın rüzgarında bambaşka yerlere savruluyor.
“Aşkın, ona doğru atılan her adım için insanı cezalandıran hastalıklı bir şey olduğunu anladı.”