Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


Köklerinden beslenen estetikleriyle dünyayı fetheden Türk tasarımcılar, Vogue Türkiye’ye özel kutlama mesajlarıyla 15’inci yıldönümümüz şerefine kamera karşısında.
Ben her zaman tedavisi olmayan bir romantik oldum ve bir tasarımcı olarak en büyük arzum, güzelliği kendi yolumla aramak ve tanımlamak oldu. Benim için moda sadece giysilerden ibaret değil... Ruhun dili, kelimelere ihtiyaç duymadan dünyayla konuşmanın bir yolu. Tasarım dilim gelenek ve deneyselliğin bir karışımına dayanıyor. İlk fikirlerim her zaman çocukluk anılarım ya da annem gibi çok kişisel bir yerden doğar. Büyürken etrafım el işiyle doluydu. Teyzem ve büyükannem hobi olarak harika el yapımı danteller ve kroşeler yaratırlardı.
Geride bıraktığım 15 yıllık yolculuk bana, bu vizyona sadık kalmanın küresel moda sahnesindeki yerimi şekillendirdiğini gösterdi. Benim için en önemlisi başarıların kendisi değil çalışmalarımın insanların duygularına dokunabilmesi ve güzelliğin özünde kırılgan, kişisel ve derinlemesine insani olduğunu hatırlatması.
Moda endüstrisi köklü biçimde değişti. Benim için en büyük zorluklardan biri, yaratıcılığı koruyup bir iş inşa ederken aynı zamanda sürdürülebilirlik konusunda daha bilinçli olmanın dengesini bulmaktı. Artık mesele sadece daha fazla üretmek değil. Sorumluluk bilinciyle üretmek: daha az kaynak kullanmak, daha az atık yaratmak ve farkındalık yaratarak tüketici davranışlarını da olumlu yönde etkilemek. Bu sürecin bir parçası olarak birkaç sezon önce yeni üretilmiş kumaşlar yerine üreticilerin reddettiği eski stok kumaşları aramaya başladık. Üreticilerin arka odalarındaki gizli hazineleri keşfetmek ve bu stok kumaşları koleksiyonun bir parçası haline getirmek süreçte çok önemli bir yere sahip oldu. Bulduğumuz bazı stok kumaşlar 20-30 yıl öncesine kadar gidiyor.
Artık çok farklı zamanlarda yaşıyoruz ve uyum sağlamak hayati önem taşıyor. Ben inanıyorum ki modanın özünde bağlantı ve uyum vardır. Başka kültürleri tanımak, onlardan öğrenmek ve yaratıcılıkla köprüler kurmak bu endüstrinin en güzel yönlerinden biri. Moda, sınırları aşarak sevgi, anlayış ve diyalog yaratma gücüne sahip. Aynı zamanda modanın yaşadığımız dünyaya karşı daha nazik olması gerektiğini düşünüyorum. Moda büyük bir güzellik yaratıyor ama bazen bu güzelliğin ardında çevresel ya da sosyal açıdan gizli bir sertlik yatıyor. Benim rolüm, farkındalıkla üretmek, modanın taşıdığı kültürel zenginliği hatırlatmak ve yaratıcılıkla sorumluluğun el ele yürüdüğü bir geleceğe katkıda bulunmak.
Aslında sayısız özel an var ama bazı önemli olanları saymak gerekirse: 2012 yılında Kraliçe Elizabeth tarafından İngiliz moda endüstrisine katkılarımız için Buckingham Sarayı’na davet edilmem; 2024’te British Fashion Council’in Good Wood Ödülü’nü kazanmam ve Florence, Keira Knightley, Anya Taylor-Joy, Elle Fanning, Emily Blunt, Rachel McAdams, Lucy Boynton, Lily Allen gibi ilham verici sanatçılar için özel tasarımlar yapmam.
Büyürken eski Vogue sayılarını toplamaya başladım. Zamanla bu, 1970’lerden 2000’lere uzanan oldukça geniş bir arşive dönüştü. Her dönem kendi enerjisini ve estetik dilini taşıyor. Bazen cesur ve deneysel, bazen zarif ve zamansız. Vogue’un beni en çok etkileyen yanı, her zaman sadece modayı değil aynı zamanda kendi döneminin kültürel ruhunu da yansıtabilmesi. Bu sayılar benim için birer dergiden çok daha fazlası haline geldi; adeta yaşayan bir kütüphane gibiler. Onlara araştırmalarımda sık sık geri dönüyorum ve her seferinde yeni bir şey keşfediyorum —bir görsel, bir siluet, bir detay— ki bunlar bana yeni fikirler veriyor. Bana yaratıcılığın asla doğrusal bir süreç olmadığını, geçmiş, bugün ve gelecek arasında sürekli bir diyalog olduğunu hatırlatıyor. Bu anlamda Vogue modayı hem bir sanat biçimi hem de kültürel bir arşiv olarak görme biçimimi derinden şekillendirdi.
15. yıldönümünüzü kutlarım! Son 15 yıl boyunca yalnızca modayı değil aynı zamanda yaratıcılığı, kültürü ve yeni bakış açılarını da kutladınız. Derginin küresel vizyonu yerel kimlikle buluşturan, köklü isimlerle yeni yeteneklere eşit alan açan güçlü bir ses haline geldiğini görmek ilham verici.

