Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


Farklı hayatlar süren ve kişisel yolculuklarında sanatın değiştirici, dönüştürücü yüzünü eksenlerine alan başarılı iş kadınları, kadın olmanın getirdiği içsel gücü ve duyusal zenginliği özenle geliştirdikleri koleksiyonlarına yansıtıyor.
Uzun yıllar yatırım bankacılığı yapan Ayşegül Dalokay Özyürek, “Bugün hayatım tamamen başka bir yöne evrilmiş olsa da o dönemin bana kazandırdığı metodolojik bakışın, disiplinin ve sabrın bu yolculuğun derinlerinde hâlâ var olduğunu hissediyorum” diyor. Dalokay kurumsal hayatın ardından, kurucu ortağı olduğu Adas gibi kültür-sanat platformlarıyla yolunu hep sanattan yana çizdi. Şimdilerde Tuz Gölü’nde çektiği fotoğraflardan oluşan ve yaşamı eşsiz ve en korumasız haliyle yansıtan yeni kitabının heyecanını yaşıyor.

Komet, 1983, Paris
2007 yılında Sakıp Sabancı Müzesi’nde izlediğim Abidin Dino retrospektifi, sanatla ilişkimi başlatan bir dönüm noktası oldu. Bu düşün insanının, bu özel sanatçının desenleri, mimar olan babamın çizimlerine götürdü beni. T cetveli, kalın uçlu kalem ve silgi. Çizim masasındaki o sessiz yaratım sürecinin içinde büyümüştüm. Biçim ve mekan kurgusuna aşinaydım. Estetik bakış, sadeliğin gücü o yaşlarda karşılaştığım hatta içinde yaşadığım olgulardı. Birkaç çizgi ile ne kadar çok şey aktarabildiğini fark ettiğim Abidin Dino’nun desenleri, babamın hafızamda kalan eskizleriyle birleşti zihnimde ve büyük bir uyanış yarattı. Ve ben görsel sanatlarla ilgilenmeye başladım.

Manolo Valdés
Kalbimi titreten 1900’lerin başından 1970’lere kadar olan dönemdi. İki Dünya Savaşı’nın yaşandığı, tüm değerlerin alt üst olduğu, insanoğlunun umut ve umutsuzlukla tanıştığı, yokluk ve acı dolu bir dönem ama olağanüstü bir üretim; sanatta, edebiyatta, müzikte... Büyük bir merak ile okumaya, izlemeye, anlamaya çalıştım. Farklı sanatçıları, ürettiklerini, bugüne kalanları araştırdıkça fark ettim ki onların yaşam öyküleri yapıtlarına anlam veriyordu. Aslında bir taraftan kendimi de okuyordum. Varoluşçu yazarlar, dönemin sanatçıları, birbirleriyle olan ilişkileri, mektupları, üretme tutkuları, beslendikleri kaynaklar... Bunları anladıkça, bir okuma grubu ile paylaşmaya, aktarmaya gitti yolum. 2017 yılında eşim Ömer Özyürek ile birlikte kurduğumuz, sergilere, sanat ve edebiyat alanında seminerlere ev sahipliği yapan kültür-sanat platformu Adas’ta gerçekleştirdiğim kitap toplantıları zamanla farklı çevrelerden insanların buluştuğu bir düşünme alanına dönüştü.
Ben kendimi koleksiyoner olarak görmüyorum. Sadece geçmişe ve o dönemin sanatçılarına, o saf üretim tutkusuna hayranlık duyan, meraklı bir sanatseverim.
Elbette, günümüzde de bu samimiyeti ve derinliği taşıyan sanatçılar var; onların çalışmalarını da sergi ve fuarlarda takip etmeye çalışıyorum.

Kuzgun Acar, Kuşlar
Birlikte yaşadığım eserler arasından birini seçebilmem zor ama sanırım Kuzgun Acar’a ait Kuşlar benim için özel. “Önce sevmek gerek... Karşına bir malzeme çıkar; ona sevgiyle yanaştıkça, sokuldukça tanırsın. Tanıdıkça seversin. Bir kere sevdin mi, gönlünü verdin mi, bu malzeme ile nakış da olur, heykel de, maske de” diyor Acar. Bu tutku ile yaratılan her eser zamana meydan okuyor.

İlhan Koman ve Alev Ebüzziya
Sanat ve özellikle sanata dair okumalarım zaman içinde beni başka bir yola taşıdı. Zihnimde bu sanatçılara ait eserler ile varoluşçu yazarlar konuşmaya başladı. Adas’taki seminerlerimde bunları anlattıkça kelimelerin yetmediğini hissettim ve hayatıma yeni bir ifade biçimi girdi: fotoğraf. Fotoğraf, zamanla kendimi daha iyi anlamamı sağlayan bir alan oldu. Kullandığım objektiflerin manuel olması, bu ilişkiyi daha da derinleştirdi. Ve fotoğraf bana şu soruları sormayı öğretti: Boşluk doluluktan daha anlamlı olabilir mi? Var olmayan, var olan kadar estetik algılanabilir mi? Fotoğrafın boşluğu, izleyiciyi kendi yolculuğuna çıkarabilir mi? Bitmeyen sorularla, cevaplarla, biriktirdiklerimle izlemeye başladım hayatı, evreni...
Kapak Fotoğrafında: Ayşegül Dalokay'ın kendi çalışmalarından“Dalgalar” adlı fotoğraf ve sağ duvarı süsleyen geniş Abidin Dino koleksiyonu.