Cova CEO’su Paola Faccioli: “Pasticceria Cova İstanbul bizim en son büyük dönüm noktamız.”

Yeni bir yıl, yeni umutlar, yepyeni deneyimler ve tadılacak eşsiz lezzetler demek. Yakın zamanda İstinyePark'ta kapılarını açan Cova'nın ışıl ışıl vitrininden göz kırpan rengarenk şekerlemeler, el yapımı pralinler, yumuşacık dokulu maritozzo ve günlük çıkan taze yılbaşı temalı pastalar sadece yılbaşı ruhunu yaşatmıyor, yeni yılda tatmanız gereken eşsiz lezzetlere de referans veriyor. 

19. yüzyılda Milano'da kapılarını açan Cova, bugün dünyanın dört bir yanındaki şubeleriyle niş kafe kültürünü İtalyan mirası ve yenilikçi uygulamalarıyla sürdürüyor. Biz de Cova CEO’su Paola Faccioli ile İtalyan köklerini, Cova kültürünü ve kendi liderlik anlayışını konuştuk. 

Cova, 1817 yılında Milano'da kapılarını açmış ve seçkin sanatçıların zaman geçirmekten hoşlandığı bir edebiyat kafe olarak ün kazanmış. Food&Beverage (F&B) sektöründe pek çok farklı ve ilgi çekici konseptin bulunduğu günümüzde kafe kültürü sizce insanlar için neyi temsil etmeli?

Bugünün hızlı dünyasında bir kafe, günümüz insanının hak ettiği keyifli anları yaşayabileceği bir yer olmalı: Yenileyici bir ara, bir arkadaşla geçirilen özel bir zaman, güne başlamak için hızlı bir sabah rutini... Her zaman yüksek lüks bağlamlarında yer alsa da Cova kafeleri, konukları için biraz da “ev” olma arzusuna sahiptir. Burası mükemmeliyet ve zarafete rağmen kendinizi evinizdeymiş gibi hissedebileceğiniz büyülü bir yer. Rahatlatıcı, şımartıcı ve sıcak, davetkar bir ortam sunuyoruz. 

Cova, zengin bir kültürel geçmişe ve mirasa sahip. Aynı zamanda da daima sanat, zarafet ve rafine bir yaşam tarzını temsil etmiş. Bu değerler, mevcut iş stratejinize nasıl yansıyor?

Bizim değerlerimiz ve mirasımız, hem gelişim stratejisi hem de marka konumlandırma açısından her iş kararını yönlendiren temel taşlardır. Yeni bir Cova kafeyi açmadan önce titizlikle değerlendirme yapıyoruz: Mekan, coğrafi konum, yerel kültür... Her şey, mükemmeliyet ve en yüksek misafirperverlik standartlarına dayanan lüks bir F&B markasını kabul etmeye hazır olmalıdır. Bu başarı, ürünlerimizin ve hizmetimizin mükemmeliyetine dayanmaktadır.

Cova CEO’su Paola Faccioli

Markanın uzun tarihi boyunca en gurur verici anlarını saymak isteseniz neleri söylersiniz?

Cova’nın uzun tarihinde bahsedilmeye değer birçok anı var, bunları şöyle sıralayabilirim: 1817 yani kurulduğu yıl, bu da 200 yılı aşkın bir tarihe sahip olduğumuzu gösteriyor. 1993 yılı, babamın Hong Kong’da yerel bir ortakla açtığı, İtalya sınırları dışında açılan ilk Cova kafe. 2013 yılı Cova markasının, küresel lüks lideri LVMH Grubu'na katılması. 2017 yılı markanın 200. yılı için bir kutlama yılı. Ve daha birçok önemli an... Yeni bir yere ulaştığımız her an markamızın dünyanın yeni bir yerinde sevildiğinin ve tanındığının teyidi olarak gurur verici bir an.

Cova, klasik İtalyan geleneklerini korurken aynı zamanda yenilikçi bir marka olarak tanınıyor. Markanın yenilikçi yönlerini nasıl tanımlarsınız?

Gelenek, misafirlerimizi geçmişin sıcaklığı ve zarafetiyle karşılama biçimimizde, klasik ve zamansız tariflerde kendini gösteriyor. Ancak yenilik, üretim süreçlerinde benimsenmeli ve değişen tüketici trendleriyle uyum sağlamalıdır. Cova kafelerin mimari konsepti de en güncel unsurları alarak evrilir ve bulunduğu farklı konumlara uyum sağlar.  

Panettone

Cova'da özel bir yeni yıl geleneğiniz var mı, varsa nelerdir?

Panettone her zaman iyi bir fikirdir! Ancak, yeni yıl için en iyi dilekleri iletmek amacıyla en değerli ve yakın daimi misafirlerimize özel bir kek hediye ederiz. Bu kek, bolluk ve iyi şansın simgesidir.

Yeni şubelerinizin lokasyonlarını nasıl seçiyorsunuz?

Global lüks merkezlerini değerlendirip “Made in Italy” kültürünü göz önünde bulunduruyoruz ve olası yerel ortağımızın çok belirgin bir lüks F&B konseptine uyum sağlamaya olan istekliliğini dikkate alırız.

Son derece niş bir hizmet sunuyorsunuz. Bu hizmetin dünya çapındaki tüm şubelerinizde aynı kalitede sunulmasını nasıl sağlıyorsunuz?

Dünya çapında herhangi bir Cova kafeye girmek, zamanın ötesine uzanan bir seremoniyi yaşamak gibidir; deneyimli şeflerin özenle hazırladığı zarif ürünler, sıcak bir karşılama hissi veren şık garsonlar tarafından sunulur. Burada, moda dünyası ile iş dünyası, kozmopolit bir tüketici kitlesiyle buluşur ve hepsi, Cova'nın benzersiz atmosferini soluma arzusuyla hareket eder. Cova, her köşesinde, İtalyan mükemmeliyetinin tadını ve yemek ile pastacılık sanatını temsil eder. 

Asya'da genişlemeye başladığımız ilk günden itibaren globalleşmenin zorluklarıyla karşılaşıyoruz. Burada karşılaştığımız zorluklardan biri, sadece çay içen insanlara kahve kültürümüzü aktarmaktı. Orta Doğu’da ise lüks ve kaliteye değer veren bir dünya bulduk; kültürel olarak farklı olmalarına rağmen bizleri çok iyi karşıladılar. Hatta, Milano'ya özgü olan bar tezgahında kahve içme tarzımızı bile oraya taşıdık. Şimdi, örneğin Şanghay ve İstanbul’daki bazı misafirlerimiz bar tezgahının önünde ayakta kahve içiyorlar.

Pasticceria Cova İstanbul

Bir süre önce, İstanbul İstinyePark’ta bir Cova kafe açtınız. İstanbul, Cova'nın yolculuğunda nerede konumlanıyor? Bu lokasyon için hedefleriniz nelerdir?

Pasticceria Cova İstanbul bizim için en son büyük dönüm noktamız. Derin köklü kültür ve geleneğe sahip bir ülkede, muazzam ve kozmopolit bir şehirde gurur verici bir açılış... Amacımız, yerel halkın markamıza ve sunduğumuz hizmetlere aşık olmasını sağlamak ve şehirdeki diğer önemli noktalarda da genişlemek. İstanbul’da, bu çok sevilen destinasyonun “olunacak yeri” haline gelmeyi hedefliyoruz.

Sizce Cova İstanbul'u dünyadaki diğer Cova kafelerden farklı kılan nedir?

Her Cova kafede aynı ortamı ve deneyimi yeniden yaratmayı hedeflesek de her ülke kültür ve tatlar açısından benzersiz. Cova kültürü, yerel gelenek ve alışkanlıkları göz önünde bulundurarak tarifleri ve standartları gözden geçirmeye açıktır, böylece yerel talebe uyum sağlar. Bu, her lokasyonda Cova’nın kendine has atmosferini korurken lokal misafirlerimize en iyi şekilde hitap etmemizi sağlar.

İstanbul'u ziyaret ettiğinizi varsayıyorum. Şehirle ilgili deneyiminiz nasıldı? İstanbul'la ilgili anılarınız var mı? 

Evet, İstanbul'u ziyaret etme zevkini yaşadım ve inanılmaz bir deneyimdi. Şehir, onu gerçekten eşsiz kılan tarih, kültür ve modern yaşamın büyüleyici bir karışımı. Renkler, kokular ve canlı atmosfer daha önce deneyimlediğim hiçbir şeye benzemiyordu. En sevdiğim anılarımdan biri, şehrin hem Avrupa hem de Asya yakasını görebildiğim Boğaz'da bir vapur yolculuğuydu. İstanbul, sıcakkanlı, misafirperver insanları ve zengin mirasıyla bende gerçekten kalıcı bir izlenim bıraktı.

Bir CEO olarak, yönetim tarzınız hakkında konuşmak istiyorum. Çalışanlarınız ve ekibinizle nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?

Ekiplerime “Cova Ailesi” diyorum. Başka bir şey değil. Hep birlikte aynı yöne bakarak aynı hedefler ve aynı çaba ile hareket ediyoruz. Her durumda pozitif bir örnek olmak çok önemlidir; her şeyin ön safında yer alarak, sorunlarla kararlılıkla yüzleşmek ve her zaman başkalarına ve onların işlerine saygı göstermek gerekir. Aile gibi hareket etmek, birbirimizi desteklemek ve güçlendirmek, Cova'nın başarısının temel taşlarından biridir.

Liderlik felsefenizi nasıl tanımlarsınız? 

Liderlik felsefem esas olarak örnek şekilde liderlik etmek etrafında döner. İyi bir liderin güven aşılaması, işbirliğini teşvik etmesi ve insanların tam potansiyellerine ulaşmaları için desteklendiklerini hissettikleri bir ortam yaratması gerektiğine inanıyorum. Ekibimden inisiyatif almalarını, birlikte çalışmalarını ve ortak başarıya ulaşmalarını istiyorum.

Cova'daki yıllarınızda sizin için en gurur verici an neydi? 

Her yeni Cova kafenin açılışı mutlu ve gurur verici bir an açıkçası. Hem marka hem de benim için büyük bir başarı.

Bir Cova müşterisi olarak sizi en çok ne cezbediyor? Cova'da en sevdiğiniz lezzet veya tadını çıkardığınız şey nedir? 

Cova'nın sabah rutini her zaman favorim olmuştur: Brioche ile coffee macchiato. Basit bir ikili ama güne bundan daha iyi bir başlangıç düşünemiyorum. Ve sonra, tabi ki Panettone! Sadece yılbaşında değil her mevsimde...

Cova'da tipik bir gününüz nasıl geçiyor? Bir CEO olarak günlük rutininizdeki temel unsurlar neler? 

Ben alışılmışın dışında bir CEO'yum, “ellerimi işin içine sokmayı” seviyorum. Gün boyu masamda oturmuyorum, ancak sıklıkla işimizin kalbinin attığı mağazada ve laboratuvarda oluyorum. Misafirlerimizle tanışmak, çalışanlarla konuşarak ihtiyaçları ve görüşleri anlamak ve her şeyin kusursuz bir şekilde ilerlediğinden emin olmak istiyorum.

Cova'nın geleceği için hangi hedeflere odaklanıyorsunuz? Önümüzdeki yıllarda markayı nasıl şekillendirmeyi planlıyorsunuz? 

Geleceğe yönelik hedeflerimiz, dünyadaki en popüler ve büyüyen destinasyonlara ulaşarak uluslararası varlığımızı güçlendirmek, böylece özümüzü ve benzersizliğimizi ihraç etmek. Tabi ki tüm bunları kalite ve mükemmelliğin, işimizin her alanında ve her aşamasında her zaman korunduğundan ve garanti edildiğinden emin olarak gerçekleştirmek.

Sürdürülebilirlik günümüzde giderek daha da önemli hale geliyor. Cova'nın çevresel ve sosyal sorumluluğa yaklaşımı nedir? 

Çevresel ve sosyal sorumluluğa karşı çok hassasız. Cova'da, çevre üzerindeki etkiyi mümkün olduğunca düşük tutmak için tüm üretim süreçlerini ve lojistiği optimize ediyoruz. Hediye kutularımıza ve ambalajlarımıza ikinci bir hayat veren çevre dostu ambalajlar geliştirme eğilimindeyiz. Gıda konusunda sıfır atık felsefesini benimsiyoruz.

Gelecekte başka şehirlerde veya ülkelerde daha fazla Cova kafe açmayı planlıyor musunuz? Hangi pazarlara odaklanıyorsunuz? 

Genellikle neredeyse somut olduklarında bir şeyler söylemeyi severim. Bu yüzden size sadece birçok fırsatı değerlendirdiğimizi söyleyeceğim: Bazıları evimize daha yakın, diğerleri gerçekten uzak ülkelerde... Değerlendirme kriterleri her zamanki gibi aynı; şehirden, bölgeden, konumdan başlıyor ve son olarak detaylara giriyoruz.