Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Tüm insanlığa yalın yaşam sanatının tarifini sunan Japonların ünlü Zen öğretisini hayatımıza entegre etmenin basit yollarını anlatıyoruz.
Vogue UK
Tüm insanlığa yalın yaşam sanatının tarifini sunan Japonların ünlü Zen öğretisi bir pratik olmanın da ötesinde aslında bir yaşam tarzıdır.
Zen, daha anlamlı bir yaşam için edindiğimiz alışkanlıklarımızı, seçimlerimizi ve zihnen ürettiğimiz duygu ve düşünceleri kısacası tüm hayatımızı kapsar. Günlük hayatımızda yapacağımız birkaç sübtil değişiklik ile Japonya’nın başkenti Kyoto’ya kadar gitmeden de yaşama bakışımızı yenileyebilir, daha mutlu bir perspektif yakalayabiliriz.
Uzun soluklu pandemi sürecinde her birimizin yaşamına kolaylıkla adapte edebileceği basit ve enerji artıran birkaç alternatif şöyle:
Gerçek şu ki, sabah insanı olmayanlar için yazıldığı kadar kolay okunmayan bu öneri, uzun saatler bilgisayar başında vakit geçiren herkesin hayatına dokunabilecek nitelikte. Yoğun iş programı arasında boşluk yaratmakta güçlük çekmek oldukça normal, bu durumda sabah henüz o karmaşaya adım atmadan önce kendinizle kalacağınız bir zaman yaratın. Alarmınızı 15 dakika erkene almayı deneyin. Telefondan uzak sadece kendinizle kalacağınız bu 15 dakikada gün için bir niyet koyabilir veya sadece sessizliği dinleyebilirsiniz, bu kısacık zaman diliminin gücüne inanamayacaksınız!
Zen felsefesinde apayrı bir yeri olan ev girişi o alanda süregelen yaşam hakkında pek çok şey anlatır. Eve geri döndüğünüz vakit, farkındalığınızı ayakkabılarınızı çıkarttığınız daha konforlu bir alana geçiş yaptığınız o ana getirmeyi deneyin. Bu ufak ama güçlü fark edişler sayesinde, bir sonraki adımınızın günün niyeti ile uyumlu olup olmadığını gözlemleme şansınız olacak.
21. yy sağlıklı beslenme koçlarının ısrarla altını çizdiği gibi yiyeceklerle her buluşmada tüm dikkatinizi öğünlerinize getirmek oldukça önemli bir değişim yaratıyor. Bir çoğumuzun hafızalarında yer etmiş olan ünlü Eat, Pray Love filminden aklımda kalan en etkileyici sahnelerden biri, Julia Roberts’ın iştahsız geçirdiği birkaç ayın sonunda Roma’da o spagetti dolu tabaktan aldığı ilk çatal olabilir. Tıpkı Roberts’ın tüm duyularını yeniden doğmuşçasına harekete geçiren ve gözlerinin içini parıldatan o sahnede yaptığı gibi öğününüzü kucaklamayı deneyin. Bu buluşmalar sizleri yediklerinizi özenle seçmeniz için motive ederken bir yandan da tüm duyularınızda o anda bulunduğunuz için gerçek anlamda doyurabilir.
Günün telaşından es geçtiğimiz kahvaltıları, iş arkadaşlarıyla öğle molalarında bir çırpıda tükettiğimiz atıştırmalıkları sizce de yok saymıyor muyuz? Yiyecekler birçok insanın ellerinden geçerek tabağımıza ulaştığından olağanüstü bir emek ve enerji taşırlar. Değer verme sırası bizde!
Alternatif tıpta, refleksoloji masajının temel dayanağı, ayakların bedenin bir yansıması olduğu görüşüdür. Özellikle ayağınızın baş parmağı ve işaret parmağınız arasındaki bölge ile iç organlarımızın ve zihnimizin arasında ilginç bir bağlantıya işaret eder. Bu bilgiden hareketle zen felsefesinde, yalın ayak yürüyüşler bir farkındalık pratiği olarak yer alır.
İçinde bulunduğumuz kış aylarında evde belirli sürelerle parmak arası terlik giymek, yürürken aynı zamanda kendinize zihin masajı sunmak gibidir. Her gün eve dönüş zamanınızda birkaç dakika yazdan kalma bu hissi deneyimleyebilirsiniz.