Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bu diyet doğru uygulandığında, sağlık durumunu iyileştirir ve hücresel denge sağlar.
1950'lerde Alman biyokimyacı Dr. Johanna Budwig tarafından geliştirilen Budwig diyeti, kansere mücadelede doğal bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Dr. Budwig, keten tohumu yağı ve lor peynirinin benzersiz kombinasyonunun, hücrelerin omega-3 yağ asitlerini daha verimli kullanmasını sağladığına inanmıştır. Bu diyet aynı zamanda da kanserin büyümesine engel olabilecek bir potansiyel taşımaktadır.
Budwig diyetindeki temel bileşenler yüksek lifli keten tohumu yağı ve organik lor peyniridir. Bu diyet, şeker, işlenmiş ya da hidrojenize yağlar, çoğu süt ürünü, kabuklu deniz hayvanları, işlenmiş etler ve rafine tahıllar gibi zararlı kabul edilen gıdaları yasaklar. Yalnızca taze meyve, sebze ve bol miktarda lif içeren gıdaları teşvik eder.
Dr. Budwig, hastalarına her gün en az yirmi dakika güneşlenmelerini ve doğada yürüyüş yapmalarını önerirdi. Güneşin sağladığı vitaminlerin bağışıklık sistemini güçlendirdiğine ve kan basıncı, kolesterol ile vücut pH dengesine yardımcı olduğuna inanırdı. Ayrıca, güneş ışığının doğal D vitamini sağlaması sayesinde kemik sağlığının desteklendiğini ve depresyon riskinin azaldığını düşünürdü.
Budwig diyetinin herkes için uygun olmayabileceği unutulmamalıdır. Özellikle bağırsak sorunları, diyabet ve kanama bozuklukları gibi durumları olan bireyler, diyeti uygulamadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalıdır. Keten tohumu, bazı ilaçlarla etkileşime girebilir ve ilaçların emilimini engelleyebilir.
Sağlıklı bir yaşam biçimi için, Budwig diyetinin kişiye özgü olarak uyarlanması ve bir diyetisyen eşliğinde planlanması önerilir. Dr. Budwig'in bu yenilikçi yaklaşımı, onun ilaç ve nükleer endüstriler tarafından engellenmesine rağmen pek çok kanser hastasına umut olmuştur. Budwig diyeti, doğru uygulandığında, vücuttaki hücresel dengenin sağlanmasına ve genel sağlık durumunun iyileştirilmesine katkıda bulunabilir.