Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Cannes’dan Saint-Tropez’e, Côte d’Azur tatil rehberi
Bir tatil düşünün; fonda masmavi bir Akdeniz, solgun pembe şampanya kadehleri, güneşin altın tonlarına bürünmüş tarihi şehirler, film yıldızlarının izleri, deniz kokan küçük sokaklar ve her adımda bir zarafet… Burası, Fransız Rivierası.
Nice’ten Monaco’ya, Saint-Tropez’den Antibes’e kadar uzanan bu büyülü sahil şeridi, yıllardır hem jet-set’in hem sanatçıların hem de romantik kaçamak arayan gezginlerin favorisi. Fakat burası sadece bir tatil destinasyonu değil; bir yaşam biçimi. Sabah Dior’un beach lounge’unda güneşlenip akşam bir yattan galaya geçmek burada mümkün. Fransız zarafetinin kıyıya yansıdığı bu parıltılı coğrafyada, Vogue kadını için zaman yavaşlar, güzellikler yoğunlaşır.
Fotoğraf: Alamy
Her yıl Mayıs ayında, küçük bir sahil kasabası olan Cannes, bir anda dünyanın moda, sinema ve lüks başkenti haline gelir. Cannes Film Festivali, sadece ödül törenleriyle değil, aynı zamanda bir stil defilesi, networking maratonu ve yaratıcılığın kutlaması olarak öne çıkar.
1. Palais des Festivals et des Congrès
Festivalin merkezi. Kırmızı halının hemen önünde yer alan bu yapı, sinema tarihine tanıklık eden bir mabet gibi. Bilet bulmak zor ama dışardaki atmosfer bile yeterince büyüleyici. Sabahın erken saatlerinde paparazzilerle dolu bu alan, akşamları adeta bir gala geçidine dönüşüyor.
2. Beach Lounge’lar ve Stil Durakları
Festival boyunca Cannes sahilinde adeta bir zarafet haritası çiziliyor. Sahil şeridi, gün doğumundan gün batımına kadar moda evlerinin, güzellik markalarının ve kreatif ajansların özel olarak kurguladığı lounge alanlarına dönüşüyor. Her biri kendi evrenini yaratan bu beach lounge’lar, gün boyu süren davetlerden özel koleksiyon sunumlarına kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Kuma gömülü minderlere uzanmış yaratıcı yönetmenler, elinde kahvesiyle not defteri karalayan yeni nesil sinemacılar, tekneyle gelen stil ikonları… Hepsi bu sahil çizgisinde, denizin birkaç adım ötesinde bir araya geliyor.
3. Gündüz için Stil Notları:
Cannes’ın gündüzleri kırmızı halıdan daha sofistike olabilir. Düşünün: beyaz keten tulumlar, altın halka küpeler, “minimum effort, maximum elegance” görünümü. Oversize gözlükler ve hasır çanta; Cannes sabahlarının en zarif tamamlayıcısı.
4. Geceye Hazırlık:
Festival boyunca her gece en az üç büyük davet var. Giyimin altın kuralı: Işıltı. Transparan detaylar, derin sırt dekolteleri, saten dokular ve couture havası Cannes gecelerini tanımlar. Bazen ay ışığından çok, elbiseler parlar.
Hotel du Cap Eden-Roc, Ağustos 1976. (Fotoğraf: Slim Aarons/Hulton Archive/Getty Images)
5. Nerede Kalınır?
Hôtel Barrière Le Majestic: Palais des Festivals’e yürüme mesafesinde, balkonlu odalarıyla tercih edilen yer.
Hôtel du Cap-Eden-Roc: Antibes’te ama Cannes’ın kalbine ulaşım kolay. Şehirden kaçış ve festivalden sonra nefes almak isteyenler için mükemmel.
Fotoğraf: Alamy
Brigitte Bardot’nun 1950’lerde keşfettiği ve sonsuza dek ikonik hale getirdiği Saint-Tropez, bugün hâlâ yaz lüksünün kalesi. Deniz kokan dar sokakları, pastel renkli evleri, yat limanındaki yansımalarıyla bir yaz romansının sahnesi gibi.
1. Club 55:
Pampelonne Plajı’nda yer alan bu efsanevi beach club, casual chic kavramını ilk bulan yer olabilir. Plajda yalın ayak yürürken gözlüğünüz Valentino, keten gömleğiniz Jacquemus olabilir. Öğle yemeklerinde domates-mozzarella kadar sipariş edilen şey: “kimlerle geldin?”
2. L’Opéra:
Yemekle başlayıp dansla biten akşamlar için. Dansçılar masaların arasında, dekor film seti gibi. Şıklık seviyesi: Haute Couture after dark.
Fotoğraf: Alamy
3. La Tarte Tropézienne:
Adı bir tatlıdan fazlası. Brigitte Bardot’nun film setinde keşfettiği bu krema dolgulu brioche tatlısı, Saint-Tropez’nin sembolü. Mutlaka sabah kahvesiyle denenmeli.
4. Liman ve Butikler:
Louis Vuitton’un Saint-Tropez özel koleksiyonunu sadece buradaki butiklerde bulabilirsiniz. Aynı şekilde Dior’un Jardin Dior Saint-Tropez mağazası, adeta çiçekli bir rüya gibi.
5. Akşam Stili:
Saint-Tropez’de akşamlar bohem bir ihtişamla geçer. Yüksek bel, dökümlü pantolonlar, parıltılı body’ler, altın sandaletler... Saçlar doğal dalgalı, bronz ten fondötensiz.
Fotoğraf: Alamy
Nice, Riviera’nın kültürel başkenti gibi. Matisse Müzesi, deniz manzaralı Promenade des Anglais, tarihi pazarları ve antikacılarla dolu dar sokaklarıyla keşfe değer. Nice’te, Cours Saleya Pazarı’nda sabah çiçekleri ve lavantalara karışın. Denizin üstünde, bir kayalıkta inşa edilmiş Le Plongeoir’da akşam yemeği yiyin.
Fotoğraf: Alamy
Pablo Picasso’nun bir dönem yaşadığı şehirde, Musée Picasso’da hem sanatçının eserlerini hem de Riviera’nın ilhamını hissedebilirsiniz. Cap d’Antibes’te yürüyüş yapın, ardından Hôtel Belles Rives’te bir espresso içerek yüzyılın başlarına ışınlanın.
Keten takımlar (gündüz için)
Işıltılı gece elbiseleri (en az 2!)
Büyük güneş gözlükleri
Düşük topuklu zarif sandaletler
Chanel No.5 ya da Dior J’adore – çünkü kokunun da bir kıyafet olduğu yerdesiniz.
Editörün Notu: Côte d’Azur’da dikkat çeken değil, kendinden emin olan fark edilir. Abartıya değil zarafete yatırım yapın. Minimalist bir kesim, dengeli bir parıltı ve biraz Fransız gevşekliği ile her daim şıksınız. Côte d’Azur size şunu fısıldar: stil gösterişten değil seçimlerden doğar.