Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2025’in yeni otelleri seyahat dünyasının trend topic’leri olmaya aday.
Seyahat, bu yıl da hayatımızın en önemli parçalarından biri olacak. Dünya devasa bir harita ve bazı destinasyonlar hep bir adım önde olmayı başarıyor. Yılın trendlerini incelediğimizde görüyoruz ki 2025’te Avrupa şehirleri popülaritesini korurken tropikal adalar ve doğa destinasyonları zirveyi zorlamaya devam ediyor. İşte Vogue penceresinden bakarak aralarından seçtiklerimiz ve misafir ağırlama sanatına katkıda bulunacak otel açılışları…
Dünyanın en çok turist çeken ülkelerinden İtalya 2025’te de gezginlerin en sık seyahat ettiği destinasyonlardan biri olacak. Ülkenin dört bir yanından gelen otel haberleri turizmcilerin hummalı çalışmalarını sürdürdüğünün kanıtı. Görkemli ve sıradışı açılışlardan biri, Puglia’da gerçekleşiyor. Casina Cinquepozzi, Putignano kasabasının kalbindeki 40 dönümlük geniş bir arazide yer alan, 18. yüzyıldan kalma bir malikane. Napoliten ve Nijeryalı sahipleri, ünlü bir mücevher tasarımcısı olan Thelma West ve Stefano Liotta, Casina Cinquepozzi’yi gördükleri an âşık olduklarını ve bu unutulmuş evi hayata döndürmeye karar verdiklerini anlatıyor. Kırsal yaşam ve sürdürülebilirlik tutkusuyla baştan çıkan çift, iki yıllık restorasyon projesini başarıyla yürüterek bu çok özel tarihi mülkü restore etti. Sadece 10 yatak odasından ibaret malikane üç kata yayılıyor ve 24 kişi ağırlayabiliyor. Nijerya ve Napoli kültürlerine derinden bağlı olan Stefano ve Thelma, sanatı, kültürü ve gastronomiyi kutlayacakları otelde bir de ‘Sanatçı Rezidansı’ yaratmışlar. Geniş arazide ayrıca açık yüzme havuzu, Pilates alanı ve şarabevine dönüştürülmüş eski bir domuz ahırı bulunuyor.
Duyulara hitap eden hizmet anlayışıyla tanınan Six Senses otelleri dünyaya yayılmaya devam ediyor. 2025’in ikinci yarısında moda ve turizmin başkenti Milano’da açılacak olan Six Senses Milan, markanın 2023’te açtığı Six Senses Rome’un ardından İtalya’daki ikinci mülkü olacak. Six Senses Milan, sanatsal Brera semtinin kalbindeki Via Brera 19’da şahane bir lokasyona sahip. Daha açık anlatmak gerekirse, otel, misafirlerini arabescato mermerden antika pirinç detaylara, el yapımı füme camlara, dokulu tavanlara ve mozaik bordürlere kadar zanaatkarlık ve zamansız stil aracılığıyla bir keşif yolculuğuna çıkarmak için oldukça iyi bir konumda. Via Brera’nın etrafındaki galeriler ve Pinacoteca Müzesi’ndeki şaheserler, Milano’nun yüksek enerjili ritmlerinde bir mola sunuyor. Otelde 15’i süit 68 misafir odası, son teknoloji spa ve iki yüzme havuzu bulunuyor.
Aristokrat İtalyanların yazlık evlerinin bulunduğu Forte dei Marmi’de açılacak olan Pensione America, sadece yetişkin misafir kabul eden 18 süitli özel bir butik otel. 19’uncu yüzyıldan kalma yazlık villaların renove edilmesi sonucu ortaya çıkan otel Birinci Dünya Savaşı sırasında Amerikalı askerlerin tedavi olduğu bir hastane görevi gördüğünden Pensione America ismini taşıyor. 1940’ların İtalyan ‘dolce vita’ yaşam tarzını ve mimarisini günümüze taşıyan beş yıldızlı proje prestijli The Leading Hotels of the World üyesi.
İtalya’nın Sardinya Adası bu yıl özellikle “yavaşlamak” isteyenlerin seyahat planları arasına girecek destinasyonlardan. Henüz kapılarını açan Le Dune Piscinas sıradışı bir konaklama seçeneği. Bir yanınızda deniz diğer yanınızda kum tepeleriyle adeta dünyadan uzak bir noktada sessizliğin ve rüzgarın enerjisiyle yeniden hayat bulacaksınız. Bu büyülü mekandaki her şey doğayı tatilinizin kahramanı yapıyor. 28 odalı otelin iç tasarımı Sardinya mermeri, dökme demir, ahşap mobilyalar ve yerel tekstiller kullanılarak gerçekleştirildi ve her adımında doğanın zenginliklerinden faydalanma ilkesiyle hareket edildi.
İtalya’dan heyecanla beklenen bir başka açılış haberi de ünlü Aman Resorts’tan. Yaz başında yeni çehresine kavuşacak olan Dolomitler’deki Aman Rosa Alpina, dünyaca ünlü mimar Jean-Michel Gathy tarafından kapsamlı bir dönüşümden geçiyor. Mevcut 52 oda ve süit yeniden dekore edilirken iki yeni Presidential Suite ve 280 metrekarelik Chalet Zeno, otelin sunduğu yenilikler arasında benzersiz bir lüks vaat ediyor. Spa alanını genişleten ve jakuzilerle donatan Aman Rosa Alpina yeni bir yüzme havuzuna da kavuşacak.
Çizme’de tüm bunlar yaşanırken Casa Costa 1956 grubu, 7 Mart’ta ülkenin ikonik otellerinden Albergo Posta Marcucci’nin La Posta adıyla yeniden açılacağını duyurdu. Aylar süren kapsamlı bir dönüşümün ardından sahneye geri dönen bu tarihi işletme, modern lüksü zengin mirasıyla harmanlayan beş yıldızlı bir otel olarak küllerinden doğacak. UNESCO korumasındaki Val d’Orcia’da yer alan La Posta, 35 odası, termal havuzları, Toskana'nın güzelliğini ayaklar altına seren bahçeleri ve açık yaşam alanlarıyla tatilde huzur arayanların cenneti olacak.
Dünyaca ünlü Belmond otelleri de eski bir efsaneyi yeni çehresiyle sunmaya hazırlanıyor. İtalyan sinemasına pek çok kez fon oluşturan güneşli Portofino’nun eşsiz adreslerinden Splendido bir Belmond oteli olarak 2025’te konuklarını bekliyor. 16’ncı yüzyıldan kalma bir manastırın otele dönüştürülmesiyle 1950’lerden beri hizmet veren Splendido, Belmond markası tarafından devralındı ve ciddi bir renovasyondan geçti. Tüm odaları yenilenen, barları, restoranları yeniden projelendirilen ve bir de Dior spaya kavuşan otelde ayrıca daha fazla mahremiyet arayan konuklar için yaratılan yeni Villa Beatrice haziranda misafir ağırlamaya başlayacak.
Yazlık diyarlara demir atan yeni otel markası OKU, komşu Yunanistan’ın Kos adasındaki başarısının ardından rotayı karşı kıyıya, Bodrum’a çevirdi. Yarımadanın kuzey kıyısındaki muhteşem konumuyla OKU Bodrum, önümüzdeki yazın en çok konuşulan adreslerinden biri olacak. OKU Bodrum’un en önemli özelliği, bir yetişkin oteli olması ve enfes manzaralar sunması olacak. 58 oda ve süitten oluşan OKU Bodrum, Japon füzyon restoranıyla da yarımadanın renkli gece hayatına hükmetmeye hazırlanıyor.
Hazır yazlık mekanlardan söz açılmışken Four Seasons’ın Mykonos’ta eşsiz bir resort açmaya hazırlandığını belirtelim. Haziran ayında kapılarını açacak olan Four Seasons Resort Mykonos, Ege Denizi’nin muhteşem manzaralarına sahip 94 odasıyla misafirlerini ağırlayacak. Beyaza boyalı avluların ve rengarenk çiçeklerle süslü bahçelerin arasından yükselecek olan otel, sürdürülebilir tasarıma odaklanarak geleneksel Kiklad tarzında inşa edilecek. Tenha plajlarla çevrili Four Seasons Mykonos, mahremiyet peşindeki VIP müşterilerini fazlasıyla mutlu edecek.
Ege’den Akdeniz’e geçiyoruz ve İspanya’da heyecanla beklenen bir otel açılışından bahsetmek istiyoruz. Ünlü Vestige Collection bünyesine katılan, aynı araziyi paylaşan Son Ermità ve Binidufà, köklerini tarihten ve topraktan alan çok özel iki proje. Balear Adaları’nda, el değmemiş Menorca’da 800 hektarlık bir arazide yükselen bu ikiz finca’lar şehir yaşaımdan kopmak, zeytin ağaçlarının gölgesinde toprağın nimetlerine sığınarak adeta yeniden doğmak isteyenler için yaratıldı. Her iki otelde toplam 21 oda ve süit bulunuyor ve gerek odaların gerekse ortak yaşam alanlarının dekorasyonunda, doğayla uyumlu toprak tonları, restore edilmiş antikalar ve çağdaş sanat eserleri dikkat çekiyor.
Henüz kimse detoks, aralıklı oruç, medikal diyet gibi kavramlara ve sağlıklı yaşam planlarına aşina değilken Avrupa’da eşsiz bir destinasyon asırlardır bu alanda hizmet veriyordu. Dünyaca ünlü Oetker Collection çatısı altında yer alan Brenners Park-Hotel & Spa, Almanya’nın kaplıcalarıyla ünlü Baden-Baden kasabasında 1872 yılından beri mucizeler yaratıyor. 100 odalı otel, bünyesindeki Villa Stéphanie ile 18 aylık renovasyonun ardından ilkbaharda kapılarını açacak ve tıbbi uzmanlığını muhteşem yeni dekoru ve yenilenen sağlık merkezlerinde sunmaya devam edecek.
Londra ve Amsterdam, 2025’in en çok ziyaretçi çekmesi beklenen Avrupa şehirleri arasında. Rosewood Amsterdam’ın açılışının Hollanda’nın kozmopolit başkentine farklı bir renk katacağı kesin. UNESCO korumasındaki kanal bölgesinde 1665’te inşa edilen tarihi Adalet Sarayı’nda konumlanan otel şimdiden tarihi değeri ve mimarisiyle bir efsaneye dönüştü bile. 10 yıllık özenli bir restorasyonla Studio Piet Boon tarafından baştan yaratılan yapı, hücre blokları ve mahkeme salonları gibi orijinal özellikleri korumuş olmasıyla takdir topluyor.
Londra’da ise dünyaca ünlü pek çok zincir otel art arda açılışlarını kutlarken bağımsız bir butik otel devlere adeta meydan okuyor. The Newman Hotel, şehrin yaratıcı merkezlerinden Fitzrovia’da yer alıyor. The Preferred Hotels üyesi, 81 odalı bu lüks butik otelin şık tasarımı, sanat koleksiyonu ve zarif mobilyalarıyla Londra’nın zengin kültürel hayatına sıradışı bir yaklaşım getirmesi bekleniyor. The Newman Hotel’in İngiliz mutfağının ender tariflerine ağırlık verecek restoranı ve bu çapta bir otelden beklenmeyecek büyüklükteki spası ise heyecanla bekleniyor.
Paris, son birkaç senedir sayısız lüks otelin açılışına sahne oldu. 2025’in ilk günlerinde açılışını kutlayan Maison Barrière Vendôme da bunlara eklenen adreslerden. Otelin 16’sı süit 26 odası; aralarında Marie Curie, Simone de Beauvoir, Josephine Baker, Simone Signore, Bette Davis, Agatha Christie gibi dünyaca ünlü 26 ikon kadından ilhamla yaratıldı. Place Vendôme ve Tuileries Bahçeleri arasında yer alan otelin ressam Frida Kahlo’dan esinle tasarlanan Frida adlı restoranı ve Daniel Jibert imzasını taşıyan spası, Paris’in bu yıl en çok konuşulacak adresleri arasında.
Avrupa gezintimizi biraz kuzeye çıkarak sonlandırmak istiyoruz. Son yıllarda özellikle nefesleri kesen Kuzey Işıkları’nı görmek için kıtanın bu bölgesine akın eden gezginleri yeni otel açılışları bekliyor. Bunlar arasında öne çıkan Hobo Hotels’in Helsinki, Kopenhag ve Oslo’da açacağı lüks butik oteller özellikle yüksek sezonda konaklama sıkıntısı çekenler için iyi birer seçenek olacak.
Maldivler ve Seyşeller bu yıl da balayı çiftlerinin ve romantizm arayanların radarında olmaya devam edecek. Maldivler’in yeni adreslerinden Veligandu Maldives Resort Island, son dönemde bölgede yaratılan suni adaların aksine, gerçek ve doğal bir Maldiv adası; sahip olduğu yemyeşil zengin bitki örtüsü ve büyülü resifler bunu fazlasıyla kanıtlıyor. Birbirinden şık 100 villası bulunan otelin dalış ve su sporları alanında sundukları da takdire şayan. Otelde sadece 10 dakikalık tekne yolculuğu mesafesindeki Big Blue Point, Maldivler’de çekiç başlı köpekbalığı görebileceğiniz en doğru adres. Ayrıca otelin bulunduğu Kuzey Ari Atolü, esşiz sualtı zenginlikleri sunan 18 dalış noktasıyla ada tatiline renk katıyor.
Baştan sona yenilenerek yılın ilk günlerinde misafir kabul etmeye başlayan W Maldives ise Fesdu Adası’nda her biri havuzlu 77 su üstü ve plaj villasıyla takımadalara taze bir hava getiriyor.
LVMH grubunun eşsiz konaklama markası Cheval Blanc sıradışı destinasyonlarda açtığı ultra lüks otellerle genişlemeye devam ediyor. Geçtiğimiz yılın son günlerinden hizmete giren Cheval Blanc Seychelles, Hint Okyanusu’nda lüksün yeni adresi. Eski Banyan Tree otelini satın alarak renove eden, yüksek tasarım ve lüks anlayışıyla bambaşka bir konaklama seçeneği yaratan Cheval Blanc, hepsi havuzlu 52 villası, gastronomide rakip tanımayan beş restoranı ve dört dörtlük Guerlain spası ile Seyşeller’de çıtayı olabildiğince yükseğe koydu.
Herkesten ve her şeyden uzaklaşmak, kendini doğanın kucağına bırakmak isteyenler için bir Afrika safarisinden daha iyi bir tatil seçeneği yoktur. Sahra Altı Afrika’nın yaban hayatı açısından zengin topraklarında her yıl birbirinden şık safari kampları açılıyor. İşte bunlardan biri, pandemi sonrası Amerika’da kurduğu çadır konaklamalarla büyük başarı yakalayan Under Canvas şirketinin Güney Afrika’da lanse ettiği Few & Far Luvhondo. Geleneksel safariyi yeniden yorumlayacak deneyimler sunmak üzere el değmemiş Limpopo bölgesinde kapılarını açan safari kampı, ülkenin en büyük baobab ağaçlarıyla çevrili. Beş yıldızlı şehir otellerini aratmayan altı misafir çadırı bulunan Few & Far Luvhondo’da standart safari sürüşlerinin yanı sıra hava teleferiği deneyimi Solfari dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz yıl aşırı yağışlara maruz kalan Doğu Afrika ülkeleri 2025’e çok güçlü bir giriş yapıyor. Kenya’nın belgesellere fon oluşturan milli rezervi Maasai Mara’da sellerden etkilenen Ishara, baştan sona yenilendi ve maceraya devam ediyor. Yerel Swahili dilinde ‘işaret’ anlamına gelen Ishara, hepsi kanvas yedi nehir süiti, iki aile süiti, bir villa süiti ve bir starbed'den oluşuyor ve muhteşem doğa olayı Büyük Göç’ü izlemek isteyenleri en ideal noktalardan birinde ağırlıyor.
Doğa deneyimini daha ekstrem noktalara taşımak isteyen maceraperestler Rwanda’da goril safarisini deneyebilir. Dünyada sadece bin birey kadar kalan nesli tehlike altındaki dağ gorillerinin yaşadığı Volcanoes Milli Parkı’nın görkemli fonunda yer alan Wilderness Bisate Reserve hem çevresinin ihtişamını hem de kültürel mirasının derinliğini kutlayan, sıradışı bir safari kampı olarak kapılarını açtı. Bu çok özel, sekiz kişilik inziva, tasarım, sürdürülebilirlik ve yerel zanaatkarlığın bir araya geldiği eşsiz bir doğa ve kültür deneyimi sunuyor.
Uzaklara, çok daha uzaklara doğru gitmek isteyenler, dünyaca ünlü Silverse Cruises tarafından hayata geçirilecek olan ve dünyanın en güneyindeki otel olarak fark yaratmaya hazırlanan Silversea Lodge’a bakmak isteyebilir. 150 odalı bu özel proje Şili, Patagonya ve Antarktika’ya gidenlerin yol üstünde soluklanma ihtiyacı düşünülerek planlandı. Beagle Kanalı manzaralarıyla misafirlerini büyülemeye hazırlanan otelde birbirinden lüks restoranlar ve büyük bir fitness salonu planlanacak.
Hazır Amerika kıtasına geçmişken yazımızı her dönemin favorisi New York şehriyle bitirelim. Miami’de bir ikona dönüşen Faena, ülkedeki ikinci otelini New York’ta açacağını duyurdu. Manhattan, Chelsea’de konumlanan 120 odalı Faena New York, sanat dolu tasarımını şehirlilere sunarken sıradışı barları ve restoranlarıyla New Yorklular’a hareketli bir gece hayatının da sözünü verecek.
Şehrin ikonik otellerinden Waldorf Astoria New York ise yıllar süren renovasyonun ardından bahar aylarında sahneye geri dönecek. 1400 odalı otel yeni versiyonunda sadece 375 oda ve süit içerecek; antikalarla süslü tarih kokan lobisi, efsane balo salonu, son teknoloji fitness merkezi ve spasıyla Waldorf Astoria New York başlı başına bir yaşam merkezi olarak şehrin kalbinde yükselecek.