Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Hem cinsiyet ayrımına hem de fast fashion’a karşı bir duruşla hayata geçen Jorah Closet’ı, Setenay Uçar ve Ecenaz Aytemur’dan dinliyoruz.
Markanın kurucuları Setenay Uçar ve Ecenaz Aytemur, modanın herhangi bir cinsiyet ayrımına ihtiyaç duymadığına inanarak Jorah Closet’ı yaratmışlar. Eğer henüz markayla tanışmadıysanız, detaylarını sizler için öğrendik.
Jorah Closet’ın nasıl bir kimliği var?
Jorah’yı yaratan iki kadının genlerinden beslenerek cinsiyetsiz bir duruşla yoğrulmuş DNA’ya sahip. Özgür, rahat, doğaya ve insana saygılı ve en önemlisi farkındalık sahibi biri.
Markayı kurarken size ilham veren şey ne oldu?
Bu oluşumu yaratmadan önce Setenay ve Ecenaz olarak ikimiz de moda ve sanat alanlarında güçlü bir geçmişe sahibiz. İlk pop-up koleksiyonumuzda ilham kaynağımız, kesinlikle bu zaman diliminde tanıştığımız kalabalık ve birbirinden özel insanlardan oluşan yakın arkadaş grubumuz oldu. Zaten çekim hikayemiz ve renklerimiz, her biri farklı ve özel olan #jorahcrew üyelerinden doğdu diyebiliriz.
Moda dünyasında cinsiyetsiz tasarımların sayısı giderek daha da artıyor. Siz de marka dahilinde böyle bir duruş sergilemeye nasıl karar verdiniz?
Jorah’nın en belirgin özelliklerinden biri cinsiyetsiz oluşu. Tasarımları sunarken de kullandığımız dilde de cinsiyetsiz kelimeler kullanmaya dikkat ediyoruz. Jorah’nın dolabındaki herhangi bir parçayla kendini özleştirebilen bir insana cinsiyeti yüzünden sınır koymak bizim duruşumuz dışında kalıyor. İçinde mutlu hissedecekse bir insan dilediğini giyebilmeli. Çünkü dünyanın mutlu ve anlayışlı insanlara ihtiyacı var.
Maskülen ya da feminen gibi tanımlamalara da mesafeli bir duruşu mu var Jorah Closet’ın?
Genel olarak tanımlamalara karşı duran biri diyebiliriz Jorah için. Doğadaki her varlık, Jorah’a göre tanımlamalarla sınırlandırılamayacak kadar özel ışıklara sahip. Bu ışıkların önü kesilmediğinde ne kadar parlayabileceğini biz çok merak ediyoruz. Herkes hikayesini giydikleriyle destekleyebilir ve konuşmadan bile bize anlatabilir. Bu yüzden Jorah’nın amacı ürün odaklı olmak değil de ürünün arkasındaki vizyon ve duruşu simgeleyen koleksiyonlar çıkarabilmek.
Bu kapsamda tasarım süreciniz nasıl ilerliyor?
Tasarım süreci bizim için en yoğun dönem. Çünkü her bir noktasıyla tek tek ilgileniyoruz. Kumaşları buluyoruz, terziliğine sonsuz güvendiğimiz ustalarımızla konuşuyoruz, bir koleksiyon hikayesi yaratıp oluşturulan tasarımları buna uyarlayarak yeni düzenlemeler yapıyoruz. En çok dikkat ettiğimiz şey, uzun ömürlü kalıplar, kumaşlar ve terzilik… Çünkü sınırlı sayıda üretim yapan bir markayız ve dayatılan tüketimlere dur diyebilmek ve hayat boyu parçalar kazandırabilmek bizim için önemli bir nokta.
Yeni bir koleksiyon tasarlarken hikayenizi nasıl kurguluyorsunuz?
Koleksiyon hikayesi bizim için en önemli şeylerden biri. Her koleksiyon sonrasında hikayemizle bağdaştırdığımız sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz. Her yeni koleksiyon Jorah için yeni bir farkındalık demek. Kensho koleksiyonunda doğamızda onu yok etmek isteyen ama her şeye rağmen tek başına binlerce yıl ayakta durabilen, dünyadaki en eski ağaçların bilgeliğinden esinlendik. Baştan sona özgüvenle, tek kumaşla takım oluşu ama aynı zamanda diğer kumaşlarla da detaylandırılması hala birbirimize olan umudu simgeliyor.
“Fast Fashion” kavramıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bize göre Fast Fashion, evimizde, zihnimizde, doğamızda dağ olmuş tekstil ve eşya çöplüğüne her saniye yenisini ekleyen bir anlayış. Jorah tamamen bu anlayışın karşısında duran, farkındalığı özümseyen bir marka. Az ve öz kullanımı öneren, sınırlı sayıda üretim yapan, “Tüketmeyin, kullanın!” diyen bir marka. Sürekli el altında olan indirimlerin yarattığı sonsuz tüketimi, ürünlerin arka yüzündeki değersizliği ve büyük resme bakıldığında kendimize zarar verdiğimizi biraz olsa da gösterebilmek, en büyük hedefimiz.
Jorah Closet dendiğinde insanların aklında nasıl bir imaj canlanması gerek sizce?
Jorah insanı; kıyafet seçimlerinde rahatlığa dikkat eden, takım elbisenin getirdiği güçlü özgüveni over size sevgisiyle mütevazi hale getiren, aktif yaşantısında girdiği zıt ortamlarda bile aynı kombinle sahip olduğu özgün ruhunu yansıtabilen, cinsiyetsiz markalara açık görüşlü olan ve içinde eğlenirken şık görünebilmeyi seven biri.
İlerleyen zamanlarda farklı parçalar doğrultusunda markanın sınırlarını genişletmeyi planlıyor musunuz?
Tabi ki neden olmasın. Giyim alanında dokunamadığımız ruhlara, sınırları aşıp başka noktalarda değinebilmek Jorah’nın en büyük hedeflerinden. Yerli markaları önemli bir konuma getirebilmek ise yolumuzdaki en özel şeylerden biri. Ve biz inanıyoruz ki yeni bir marka olmasına rağmen, gelen pozitif geri dönüşler bizi asla sınırlı bir alanda bırakmayacak.