Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Mayıs ayı boyunca rotanıza ekleyebileceğiniz ilham veren güncel sanat sergilerini derledik.
Gördüklerimiz: Türkiye’nin en özel mekanlarına Hollanda’nın önde gelen fotoğraf sanatçılarından Scarlett Hooft Graafland’ın gözünden farklı bir bakış sunan özel seçki, sanatçının en son projesinde yer verdiği Tuz Gölü ve Kapadokya’daki çekimlerine odaklanırken, Bolivya’daki yüksek rakımlı tuz düzlükleri, İzlanda’daki çiftlik barakaları, Yemen ve Madagaskar sahilleriyle Hollanda’nın Gorinchem Köyü gibi yerlerden ilham alan çalışmalarını sanatseverlerle buluşturuyor.
Serginin Özü: Fotoğraf sanatçısı Scarlett Hooft Graafland “zıtlık eleştirisi” olarak tanımladığı çalışmalarında kültürel kodlar, gelenekler ve davranış kuralları gibi kavramların arasındaki ayrımı sorgularken, bizi şekillendiren eylemlerin etkilerini ve dünyadaki yerimizi araştırıyor.
İlginç Detaylar: 212 Photography Istanbul’un 7. yılı özelinde gerçekleştirdiği sergilerin dördüncü edisyonunda yer alan özel seçki, sanatçının Türkiye - Hollanda diplomatik ilişkilerinin 100. yılı kapsamında Kapadokya, Göreme Milli Parkı ve Tuz Gölü’nde yürüttüğü projesinde geleneksel kültürlerin kayboluşu ve doğanın kırılganlığı gibi temalara değinerek bölge sakinleriyle işbirliği içinde yürüttüğü çalışmalarıyla coğrafyanın ve atmosferin hem yabancısı hem de bir parçası olabilen figürleri gerçeküstü manzaralarla buluşturuyor.
Düzenleyen: 212 Photography Istanbul
Tarih: Hollanda Konsolosluğu ve Mondriaan Fonu tarafından desteklenen projenin 212 Photography Istanbul’un dördüncü edisyonunda sergilenen özel seçkisi 13 – 21 Mayıs 2024 tarihleri arasında Taksim Sanat’ta ziyaret edilebilir.
Gördüklerimiz: Arter’in 2. katına yerleştirilen "Göründüğü Gibi" başlıklı sergide sanatçı Şakir Gökçebağ’ın farklı zaman aralıklarında ürettiği yerleştirme, heykel ve fotoğraflarını bir arada görüyoruz. Sanatçının eserlerinde sıklıkla yer verdiği mandal, kemer, şemsiye, bahçe hortumu gibi nesnelerin mekanla bütünleşen geometrik formlara dönüşmesinden yola çıkan ve nesneyi sanatsal temsilin dayatmacı bir referans noktası olmaktan çıkardığı yaklaşımla kendine özgü, eğlenceli bir evren yaratıyor.
Serginin Özü: Şakir Gökçebağ’a göre her nesnenin içimizdeki yaratıcı yönü kışkırtan bir potansiyeli var ve en güçlü söylemlerin en sade biçimlerde dile getirilebilmesi mümkün. Bundan yola çıkarak Gökçebağ’ın yalınlığı vurgulayan "Göründüğü Gibi" isimli sergisinin evrensellik ve ulaşılabilirlik gibi ilkeler üzerinde temellendirildiğini söyleyebiliyoruz. Günlük yaşamın akışında sıkça rastladığımız nesnelerin zihninde yarattığı çağrışımlardan ya da uyandırdıkları biçimsel benzerlikler ve zıtlıklardan yola çıkan Gökçebağ, izleyiciye daha ilk bakışta tanıdık gelen ve orijinal formlarına hâlen soyut bir göbek bağıyla bağlı olan öğelerle kurguladığı yerleştirmelerinde alelâde olanı yaratıcı ve oyunbaz kompozisyonlar aracılığıyla yeniden yorumlayarak nesnelerin birincil niteliklerinden ve işlevselliklerinden özgürleştiği şiirsel bir dünya kuruyor.
İlginç Detaylar: Gökçebağ’ın perspektifinden eksiltme-çoğaltma, boşaltma-doldurma, kesme-birleştirme, uzatma-kısaltma gibi zıt müdahaleler ve oyuncul jestler aracılığıyla yeniden yorumlanan, günlük hayatta sıkça rastlayıp belki dikkatimizi bile vermediğimiz nesneler beklenmedik biçimlerde karşımıza çıkıyor. Eğlenceli seçkinin eserleri kendilerini izleyicilerin hayal dünyasına bırakıyor.
Düzenleyen: Arter
Tarih: Pazartesi günleri ziyarete kapalı olan galerinin sergisi Salı – Pazar günleri saat 11:00 – 19:00, Perşembe günleri saat 11:00 – 20:00 arasında, 10 Kasım 2024 tarihine kadar görülebilir.
Gördüklerimiz: Sanatçı Kerem Giriş’in “Her Şeyin Başladığı Yer” isimli solo sergisi camın çağrıştırdığı ilksel tınısı, kırılgan ve naif doğasına göndermede bulunarak, camın katı ve sert formunu ehlileştirip onu çeşitli nesnelere evirir.
Serginin Özü: Sanatçı Kerem Giriş, çocukluğunda oynadığı kimlik, ırk, etnisite, din gibi unsurları gözetmeden bir araya getiren oyunlardan yola çıkarak oyunu yeniden kuruyor ve belleğini kaybetmek üzere olup tek tipleşme yolunda emin adımlarla ilerleyen bir mahalleye yeniden bakma isteğini sunuyor.
İlginç Detaylar: Giriş’in sergisinde camın bardak, sürahi, pencere gibi akla ilk gelen tarihsel kullanım amacı bir kenara bırakılarak, camın geçirgenliğini yansıtırken farklılıkları görünür kılan cezbedici bir nesne olmasından yola çıkılarak ona sınırlarını aşan yeni formlar kazandırılıyor. Giriş, oyuna bıraktığı yerden tekrar başlama arzusunu “ilerleme” adıyla parçalara ayrılmış çok sesli oluşuna duyulan özlemi aktarıyor.
Düzenleyen: Art On Istanbul
Tarih: Pazartesi ve Pazar günleri ziyarete kapalı olan galerinin sergisi Salı – Cumartesi saat 10:30 – 18:30 arası 11 Mayıs 2024’e kadar görülebilir.
Gördüklerimiz: Seramik ve heykel sanatçısı Tuba Önder Demircioğlu, Present başlıklı 13. kişisel sergisinde Ming porselen ve stoneware çamuru gibi malzemelerle oluşturduğu, duygu ve düşüncelerin insan bedenindeki yansımalarından ilham alıp mutluluğu, sevinmeyi ve anı keyifle yaşamayı sembolize eden yaklaşık 50 eserini sanatseverlerin ilgisine sunuyor.
Serginin Özü: 30 yılı aşkın süredir porselen ve stoneware çamuru gibi malzemeleri kullanarak yarattığı ve daha çok duvar heykellerini odağına aldığı eserlerinden oluşan sergisinde Demircioğlu, artistik serbest teknik ile malzemenin olanaklarının sınırlarını zorlayarak büyük boyutlarda ortaya koyduğu konstrüksiyonları ilgilisiyle buluşturuyor.
İlginç Detaylar: Present'ın yanı sıra sanatçının seramik sanatına ilgi duyan ve seramik sanatçısı olma yolunda ilerleyen 25 öğrencisinin eserlerinden oluşturulan “Black Sergi” isimli seçki de görülebilir.
Düzenleyen: Gama Gallery
Tarih: Pazar günleri hariç her gün saat 12:00 – 19:00 arasında, 14 Haziran 2024 tarihine kadar 42 Maslak AVM Galeri 6 – 7’de ziyaret edilebilir.
Gördüklerimiz: Emre Celali’nin “Doğaya Uygun Yaşamak” isimli kişisel sergisinde ortaya koyduğu çalışmaları Aristoteles’in insanın en yüksek ve iyi durumunu nitelendirdiği “eudaimonia” felsefesinden yola çıkarak ortaya günlük yaşam, yollar, araziler, yerleşim yerleri, ulaşım araçları ve yapıların tasviriyle yaşama sanatını sürdürebilme yetisine sahip insana ait manzaraların gerilimli dingin atmosferine bakış getiriyor.
Serginin Özü: Aristoteles’in “eudaimonia” düşüncesinin ekseninde kurgulanan sergideki resimler doğal olan ile doğaya uygun yaşamak arasındaki ayrıma odaklanırken, kainatın ve zamanın kapsamlı ilişkisine eğiliyor. Öyle ki insanlar çağlar boyu birbirleriyle bağ kurmak amacıyla pek çok iletişim yollarını oluşturmuş olup, bireylerin ve toplumların bir arada kalma ve yaşama çabaları asırlardır birbirlerine üstün gelme yarışını aşarak bir arada barındıkları doğaya karşı üstünlük kurma raddesine gelir. Celali’nin eserleri aracılığıyla aktarmak istediği mesaj, tüm insanların doğa karşısında eşit olup doğanın birer ürünü olduklarını hatırlatma yönünde.
İlginç Detaylar: Emre Celali’nin sergisi, modern hayatın insanları olarak sıkışıp kaldığımız, beton şehirlerde sürdürmeye çalıştığımız yaşamlarımız ve hızla tükettiğimiz vaktimizin arasında Aristoteles’in eudaimonia düşüncesinin ekseninde tarihte doğaya uygun yaşamayı tercih eden toplumların kendini yenileyip ilerlediğini hatırlatmayı amaçlayarak sanatseverleri insan doğasını yeniden düşünmeye zarifçe davet ediyor.
Düzenleyen: Labirent Sanat
Tarih: Pazartesi ve Pazar günleri ziyarete kapalı olan galerinin sergisi Salı – Cumartesi saat 11:00 – 19:00 arasında, 1 Haziran 2024 tarihine kadar görülebilir.
Gördüklerimiz: “Bilim-kurgu ekspresyonizmi” olarak nitelendirilen soyutlamayla figürasyon arasında esnek bir tarzı temsil eden André Butzer’ın serginin merkezine yerleşen beyaz yüzey üzerine fırçayla sade renk paletiyle çizgiler çekerek büyük gözlü ve kafalı altı tane karakter yerleştirdiği ve sergiye dahil olan sanatçı dostlarını temsil eden eseri; hem görsel yönden hem de tarzlarıyla Butzer’la benzer bir dili paylaşan sanatçı ikilisi Mehmet & Kazım’ın 2022’de geliştirmeye başlayıp 2024 yılında üretilen, karakterlerin ifadeleriyle üzerinde taşıdığı sembollere odaklanan çalışmaları; John Newsom’ın heybetli, güçlü ve etkileyici kuş portreleri; genellikle bilgisayar oyunları, emoji ikonları ve photoshop araçlarını kullanarak kendi imge evreniyle yarı-dijital manzaraları yaratan Hell Gette’nin eserleri Pilevneli’nin katlarına yayılan seçkide bizleri karşılıyor.
Serginin Özü: Romalı düşünür Cicero’nun “Hiçbir şey, doğaya dostluktan daha uygun değildir.” sözünden yola çıkılarak “Eğer dostlarımız aynı zamanda meslektaşımızsa; benzer kaygılar, hayaller veya ideallerle hayatımıza eşlik ediyorlarsa, bu bağlar aynı zamanda profesyonel bir zeminde de bizi dönüştürerek yaptığımız işi geliştiren bir alış-veriş ilişkisine evrilir,” mesajının ekseninde geliştirilen sergi, birbirlerine yakın tarzlarda çalışmalar ortaya koyan 6 sanatçının eserlerini dostça bir araya getiriyor.
İlginç Detaylar: “Ben Beyinsiz Bir Aptalım”: Dostluğun Özgür Dünyası başlıklı sergide André Butzer, Mehmet & Kazım, John Newsom, Hell Gette ve Adrian Altıntas’ın eserleri Amerikan pop kültürüyle ekspresyonizmi bir arada kullanan Alman sanatçı André Butzer’la dostluk ilişkisi içinde olan sanatçıları kapsayarak Pilevneli’de bir buluşma atmosferi yaratıyor. Hiphop, breakdance ve grafitiyle kurdukları dünyaya dair ürettikleriyle tanınan sanatçı ikilisi Mehmet & Kazım’ın önerisiyle Newsom, Gette ve Altındas’ın dahil olmasıyla ortaya çıkıp Butzer’ın seçkiye özel yaptığı eserin etrafında kurgulanan sergi ilgi çeken başlığını Butzer’ın seçimiyle The Meat Puppets grubunun “I’m a mindless idiot” adlı şarkıdan alıyor.
Düzenleyen: Pilevneli Gallery
Tarih: Pazartesi ve Pazar günleri ziyarete kapalı olan galerinin sergisi Salı – Cuma günleri saat 10:00 – 18:00 arası, Cumartesi günleri saat 11:00 – 18:00 arası 25 Mayıs 2024 tarihine kadar görülebilir.