Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
İstanbul’da sanat sezonu oldukça hızlı başladı. Eylül ayı bitmeden mutlaka ziyaret etmeniz gereken sergileri derledik.
İstanbul’un 2025 sonbaharı kuşkusuz sanatla anılacak. Christine Tohmé’nin küratörlüğünde üç yıla yayılan bir program sunacak 18. İstanbul Bienali, 20 Eylül itibarıyla ziyaret edilebilecek. Bienale paralel sergilerse sanatseverlerin ziyaretine açılmaya başladı.
Eylül ayı bitmeden görmeniz gereken sergileri derlediğim bu yazıda kadın sanatçıların ağırlığının dikkatinizi çekmemesi imkansız. Bu seçkide, yüzyılın en önemli feminist sanatçılarından 80 yaşındaki Suzanne Lacy de var, naif seramikleriyle kadın emeğini işaret eden Elif Uras da var, imzası olan balmumu perdelerle bizi sabun kokulu bir hamama davet eden 1992 doğumlu Fransız sanatçı Juliette Minchin de var.
Yeni medya sanatı, üçüncü edisyonuyla şehre gelen Noise_Media Art ile; çağdaş sanat ise bu yıl 20. yaşını kutlayan Contemporary Istanbul ile bu listede yer alıyor.
Günler kısalsa da gidilecek sergiler, sanat etkinlikleri listesi uzuyor. Şehre dönüşün bir yolu da kesinlikle sanattan geçiyor.
Fısıltı, Dalgalar, Rüzgâr, 1983 - 1984, Performans © Suzanne Lacy
Amerikalı sanatçı ve eğitimci Suzanne Lacy, yüzyılın en önemli feminist sanatçılarından biri. Sanatçının Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Birlikte/Togæther sergisinde sergilenen 7 işi, Lacy’nin uzun soluklu üretiminden bir seçki sunuyor.
Suzanne Lacy, katılımı, dayanışmayı ve birlikte öğrenmeyi bir sanat biçimine dönüştüren bir sanatçı. Dünyanın çeşitli ülkelerinde başta kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun farklı kesimlerinden çok sayıda gönüllüyü buluşturduğu performanslarında kimlik, özgürlük, şiddetin türlü biçimleri, ekonomik zorluklar, yaş alma gibi olguları gündeme getiriyor. Bu sergide söz konusu performansları video enstalasyonlar aracılığıyla görüyoruz. Müze müdürü Ahu Antmen serginin basın toplantısında “Bu sergideki video enstalasyonların amacı, yapılmış işlerin duygusal hafızasını yeniden canlandırmak” ifadesiyle geniş zamana yayılan ve toplumun her kesiminden insanı bir araya getiren performansların müze gibi kurumsal çatıların altına girdiğinde farklı sergileme biçimleriyle yeni bir sanatsal nitelik kazandığını vurguladı.
Fotoğraf: Dilan Saray
Sanata yönelmeden önce tıbba hazırlık ve zooloji eğitimi alan Suzanne Lacy’nin erken dönem işlerinde anatomiye duyduğu merakı çağrıştıran detaylar bulunuyor. Serginin kronolojik kurgusu sayesinde sanatçının işlerinde bireysel performanstan toplumsal pratiğe geçişi rahatlıkla takip edebiliyorsunuz. Ayrıca, farklı kuşaklardan kadınların eğitim, istihdam, aile, göç gibi olgular etrafında sohbetlerine dayanan Kapıyla Sokak Arasında (2013) eserine ait “Bugün feminizm ne demektir?”, “Toplumsal cinsiyet önemli midir?”, “Neden kadınlar daha az kazanır?” gibi soruların müzenin farklı yerlerinde ziyaretçileri durdurması çok etkileyici.
Sakıp Sabancı Müzesi
Sergiyi 14 Aralık 2025 tarihine kadar Pazartesi hariç her gün 10.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Kapak fotoğrafı eser künyesi:Performans Kıyafeti, 1974, Boyanmış mayo © Suzanne Lacy
Fotoğraf: Dilan Saray
Elif Uras’ın Galerist’teki dördüncü kişisel sergisi olan Ellerinde Toprak başlıklı sergisinde sanatçının New York’ta torna ve elde şekillendirme teknikleriyle ürettiği seramik işleri, Osmanlı’dan bu yana Türk çiniciliğinin tarihi merkezi olan İznik’te döküm yöntemiyle ürettiği eserleriyle ilk kez bir araya geliyor. Sergide Uras’ın hacimli ve kadın bedeninden esinlenen tanıdık vazolarının yanı sıra tabak ve tabletleri de yer alıyor.
Sergideki eserler kadın emeği, dayanışma ve destek temaları etrafında bir araya geliyor. Elif Uras, Anadolu kadınları ile altının tarihsel bağını izleyerek, bu değerli madeni ataerkil güçlerin simgesi olmaktan çıkarıyor ve kadınların görünmeyen, karşılıksız emeğinin sembolü olarak tasavvur ediyor. Yaldızla boyanmış kadın figürleri, vazoların yüzeylerinde, ev içi emekten tarıma, dokumacılıktan çömlekçiliğe kadar uzanan geleneksel kültürel pratiklerin taşıyıcısı olarak beliriyor.
Sanatçı Elif Uras, Fotoğraf: Dilan Saray
Serginin bitişinde sizi bir duvar üzerinde sarmal olarak dizilmiş 200’e yakın irili ufaklı seramik sikke karşılıyor. Yakından baktığınızda bu sikkelerin üzerinde tanrıça benzeri figürleri fark edebilirsiniz. Bu sikkelerden bazılarında ise ilk defa 1971 yılında basılan ve 1989’a kadar tedavülde kalan 50 kuruşluk madeni paranın üzerinde yer alan Sabiha Tansuğ çizimi var. Uras, ataerkil bir ekonomik düzenin geçer akçesine alternatif sunduğu bu sikkelerle bambaşka bir ekonomik düzen öneriyor olabilir mi?
Fotoğraf: Dilan Saray
Galerist (Kale Grubu’nun “İyi Bak Dünyana” yaklaşımıyla hayata geçirilen Kale Tasarım ve Sanat Merkezi desteğiyle)
Sergiyi 8 Kasım 2025 tarihine kadar Pazar günleri hariç her gün 11.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Fotoğraf: Dilan Saray
1992 doğumlu Fransız sanatçı Juliette Minchin’in Minchin’in İstanbul’daki ilk sergisi olan Where the River Burns, sanatçının mekâna özgü eserlerinden oluşuyor. Anlam de Coster küratörlüğünde gerçekleşen sergi, , 16. yüzyıldan kalma hamam yapısının yakın zamanda gün yüzüne çıkarılan Bizans Sarnıcı, soğukluk bölümleri ve bahçeye yayılıyor. De Coster’ın davetiyle Minchin, hamamın mimari belleği ve zamana direnen ritüelleriyle diyalog kuran ve balmumu, kalay ve kâğıt gibi malzemelerin dönüşümüne dayanan eserler üretmiş.
Fotoğraf: Dilan Saray
Sergi, geleneksel bir hamam ziyaretinin ritüel akışından esinlenerek kurgulanmış. Minchin’in imzası haline gelen balmumu perdeler, dış katmanların ve toplumsal kimliklerin geride bırakılarak ritüel alanına geçişin yapıldığı hamamın soğukluk mekânlarına referans veriyor.
Minchin, bu sergisinde kehanet amacıyla erimiş metallerle uygulanan kadim bir yöntem olan molybdomancy (kurşun dökme) pratiğinden de ilham almış. Sanatçının İstanbul’da ürettiği yeni kalay yerleştirmeler, sarnıcın uhrevi atmosferinde akışarak danteli andıran yansıtıcı formlara dönüşüyor. Bu formlar, nehirleri, kalıntıları ve eriyik maddeden işaretler okuma ritüelini anımsatıyor. Kalaydan işlerin bazıları ise hamamın restorasyonuyla doğrudan diyaloğa giriyor, arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkarılan tarihi objelere gönderme yapıyor.
Fotoğraf: Dilan Saray
Zeyrek Çinili Hamam
Sergiyi 18 Ocak 2026 tarihine kadar Pazartesi günleri hariç her gün 10.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Fotoğraf: Dilan Saray
Çağdaş sanatın en yenilikçi isimlerinden biri olan Peter Kogler’in 40 Yıllık Retrospektif başlıklı sergisi, sanatçının 1980’lerdeki erken dönem bilgisayar destekli işlerinden 2000’lerin psikedelik video projeksiyonlarına ve güncel üretimlerine kadar uzanan 40 yıllık yolculuğunu bir araya getiriyor.
Kogler, bilgisayar destekli üretimlerin öncülerinden kabul ediliyor. 1959 doğumlu sanatçı, 1980’lerden itibaren bilgisayarı sanatsal pratiğinin merkezine yerleştirmiş; grafik, mimari ve yeni medya arasında kurduğu köprülerle teknolojiyi yalnızca bir araç değil, sanatının üretim dili hâline getirmiş.
Fotoğraf: Dilan Saray
Sergide yer alan eserlerde karıncalar, beyin kıvrımları, damarlar ve tüpler gibi tekrar eden figürler mutlaka dikkatinizi çekecektir. Bu figürler, bireyin toplumsal ağ içindeki rolünü, zihinsel süreçlerin karmaşık yapısını ve modern dünyanın görünmez veri akışlarını temsil eden güçlü metaforlar olarak işlev görüyor.
Sevil Dolmacı Istanbul
Sergiyi 17 Ekim 2025 tarihine kadar Pazar ve Pazartesi günleri 10.30 - 18.00 saatleri arasında randevu ile, Salı - Cumartesi ise 10.30 - 18.00 saatleri arasında Villa Ipranosyan'da ziyaret edebilirsiniz.
Eser: Erdal İnci, Karga Bar on Kadife Street, Kadıköy, İstanbul, 2023.
Dünyanın sayılı medya sanatı etkinliklerinden biri olan Noise_Media Art, üçüncü edisyonuyla Yapı Kredi bomontiada’da gerçekleşiyor. Uluslararası sanatçılar, öncü dijital eserler, interaktif enstalasyonlar, elektronik müzik performansları ve medya sanatının önemli temsilcilerini bir araya getiren etkinlik, izleyicilere kapsamlı bir deneyim vadediyor.
Noise_Media Art bu edisyonuyla sanat, teknoloji ve müzik ekseninde disiplinlerarası bir deneyim sunarak medya sanatının küresel sahnesine ev sahipliği yapıyor. Etkinlik bu yıl yine dünyanın farklı kentlerinden öncü galeri ve inisiyatifleri bir araya getiriyor. Aralarında Anna Laudel, Art On, Zilberman Gallery, Sanatorium, Siyah&Beyaz gibi Türkiye merkezli önemli temsilcilerin yanı sıra Berlin, Paris, Zürih, Viyana, Kinshasa ve Dallas gibi merkezlerden gelen galeriler de bulunuyor.
Berlin merkezli Denis Leo Hegic Projects, bu edisyonun öne çıkan katılımcılarından. “Sanat sizi kurtaracak” vaadiyle yola çıkan galeri, yeni medya sanatının kural tanımaz temsilcisi olarak tanınıyor ve Noise_Media Art kapsamında, Yapı Kredi bomontiada’yı dijital ve analog algıların çarpıştığı bir kültür üssüne dönüştürüyor. G10 numaralı stantta dünyanın dört bir yanından altı çarpıcı sanatçı yer alıyor.
Piksel. Creative Solutions prodüksiyonu olan Noise_Media Art, Yapı Kredi bomontiada’nın 4. katında gerçekleşiyor.
21 Eylül 2025 tarihine kadar 10.00 - 18.00 arası ziyaret edebilirsiniz.
İlk kez 2006 yılında düzenlenen Contemporary Istanbul, 2025 edisyonuyla 20. yaşını kutluyor. Bu sene 16 farklı ülkeden 51 çağdaş sanat galerisiyle 579 sanatçının 931 sanat eserinin sergileneceği fuarın her sene bir ülkeyi konuk eden Focus programında bu yıl Amerika’nın çağdaş sanat sahnesine odaklanılıyor. Bu programda Amanita, Revolver Galería, Pontone / Friedrichs Pontone, Leila Heller Gallery ve Heft Gallery gibi önemli galeriler yer alıyor.
Judy Chicago featuring Nadya Tolokonnikova, What If Women Ruled the World?, Katılımcı Yorgan, 2023
Contemporary Istanbul Vakfı, Tersane Istanbul ortaklığıyla bu yılın küratöryel odağı olan Amerika’nın en önemli feminist sanatçılarından 1939 doğumlu Judy Chicago’nun What if Women Ruled the World eserini Türkiye’de ilk defa sergiliyor. Biletsiz görülebilecek olan eser “Kadınlar dünyaya hüksetseydi ne olurdu?” sorusuna kadınların verdiği cevaplardan oluşan nakışlı bir yorgan.
Basın toplantısında Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rabia Bakıcı Güreli’nin aktardığı üzere eseri ziyaret edenlere de eserin sorduğu söyleşi sorularını yanıtlama ve verdikleri cevaplarla bir sonraki eserin parçası olma fırsatı sunulacak.
Dağılan Koordinastlar başlığıyla CI Dialogues bir dizi söyleşiden oluşan bir programa sahip. The Pavilion, Tersane Hall B’de gerçekleşecek olan panel programı, önümüzdeki 20 yılın çağdaş sanat deneyimlerini, kurumlarını, sanatçılarını ve üretim tekniklerini tartışmaya açacak. Marina Abramović’in çevrimiçi gerçekleştireceği söyleşi şimdiden merakla bekleniyor.
Tersane İstanbul
25 - 28 Eylül 2025
Beşiktaş - Kabataş - Karaköy ve Kadıköy’den ücretsiz tekne seferleri düzenlenecek. Kara trafiğini azaltmayı ve İstanbul’un su ile ilişkisini öne çıkarmayı amaçlayan bu seferlerin detayları CI web sitesinden öğrenilebilir.