Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Venedik Bienali’nin 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin Türkiye Pavyonu’nda bu yıl Neyran Turan’ın küratörlüğünde “Ölçü Olarak Mimarlık” başlıklı proje yer alıyor. Proje, yaşadığımız iklim krizi ışığında, mimarlığın kendi işleyişine dair alternatif tartışmalar yaratmayı amaçlıyor.
İKSV Fotoğraf: RMphotostudio
Dünyanın en önemli mimarlık etkinliklerinden Venedik Bienali’nin 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi bu sene 22 Mayıs-21 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu yürüttüğü Türkiye Pavyonu’nda bu yıl Neyran Turan’ın mimarinin iklim krizi ışığında nasıl yeni bir bakış sunabileceğini araştıran Architecture as Measure/Ölçü Olarak Mimarlık başlıklı projesi yer alıyor.
Küratörlüğünü Neyran Turan’ın üstlendiği “Ölçü Olarak Mimarlık” projesi, yaşadığımız iklim krizi ışığında, mimarlığın kendi işleyişine dair alternatif tartışmalar yaratmayı amaçlıyor. Ayrıca E. Ece Emanetoğlu, Melis Uğurlu, Betsy Clifton ve Samet Mor da projede küratör yardımcısı olarak görev alıyor.
Proje, fiziki enstalasyonu ve sürekli güncellenen web sitesiyle, Türkiye’de inşaattan bakıma, kaynak kullanımından tedarik zincirine uzanan süreçlerin çevreyle ilişkisine odaklanıyor. Fiziki enstalasyon dört diyoramadan oluşacak.
Projenin çıkış noktası ise, “Tasarımın rolünü basitçe iklim değişikliği sorununa çözüm üretmeye indirgemek yerine, mimarlığı, çevrenin yeniden tahayyül edildiği bir ölçü olarak düşünebilir miyiz?” sorusu. Proje ilk olarak, mimarlığın gezegene yönelik potansiyelini, kendi gündelik iç işleyişlerine bakarak değerlendirmenin önemine vurgu yapmasıyla dikkat çekiyor.
Adını Neyran Turan’ın Mart 2020’de İngilizce olarak yayımlanan Architecture as Measure isimli kitabından alan “Ölçü Olarak Mimarlık” projesi, mimari sözleşmelerin, imar kanunlarının, teknik standartların, şartnamelerin veya maden çıkarımının, tedarik zincirlerinin, inşaat montajlarının, emek gücünün, bakım-onarımın ya da teftiş teamüllerinin yalnızca mimarlığın fiziksel pratiğinde derin izler bırakmadığının, aynı zamanda mimarlık için çevrenin ne anlama geldiğine ilişkin değer ve varsayımlarımızı da yansıttığının altını çiziyor.