Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi, 20 Nisan Cumartesi günü kapılarını açtı.
İki ana sergi mekanı olarak Giardini ve Arsenale'de düzenlenen Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi'nin küratörü, bu rolü üstlenen ilk Latin Amerikalı olan Adriano Pedrosa. 2014 yılından beri São Paulo Sanat Müzesi'nin sanat direktörlüğünü yapan Pedrosa'nın bienal için belirlediği başlık Foreigners Everywhere, Yabancılar Her Yerde. Adriano Pedrosa, bu ifadenin iki anlamı olduğunu açıklıyor. İlk olarak, nereye giderseniz gidin ve nerede olursanız olun her zaman yabancılarla karşılaşacaksınız - yabancılar, her yerde bulunurlar. İkinci olarak, kendinizi nerede bulursanız bulun, derinlerde her zaman bir yabancısınızdır. Yani, göç, sürgün, mültecilik, ötekileştirme kavramlarının yanı sıra insanın kendi kendine ve bulunduğu ortama yabancılaşması, ana kavramsal çerçeveyi çiziyor.
Bienalde Hong Kong, Filistin ve Porto Riko gibi ülkeler de dahil olmak üzere 80 ülkeden toplam 331 sanatçı ve kolektif yer alıyor.
Fotoğraf: İKSV
Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, sanatçı Gülsün Karamustafa’nın mekâna özel yeni yerleştirmesi Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli’ne evsahipliği yapıyor.
50 yılı aşkın süredir güncel sosyopolitik ve kültürel meseleleri odağına alan Gülsün Karamustafa, dünyanın farklı coğrafyalarındaki yıkıcı savaşlar, depremler ve çevre felaketleri karşısında, içinde bulunduğumuz suskunluk ve çözümsüzlük hâlinin insanlarda yarattığı boşluk, oyukluk ve kırıklık hissini bir enstalasyonla mekâna taşıyor.
Gülsün Karamustafa’nın, Türkiye Pavyonu’na özel ürettiği Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli adlı eserinde, farklı malzemelerin kullanıldığı, heykelleri andıran çalışmalara, bir film ve bir ses kompozisyonu eşlik ediyor.
Fotoğraf: İKSV
Karamustafa’nın, boyutlarını İstanbul’daki tarihi Hipodrom’a benzettiği sergi mekânına girildiğinde, ziyaretçileri, Venedik’in ünlü Murano camlarından yapılmış, tavandan asılı duran üç etkileyici avize karşılıyor. Avizelerin her biri Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam olmak üzere birer tek tanrılı inancı temsil ediyor. Dikenli telle sarılan bu ışıklı sembolik objeler, dinler arasındaki tarihi gerilimleri ve çekişmeleri simgeliyor.
Pavyonda ayrıca farklı yüksekliklerde içi boş, plastik sütun kalıpları yer alıyor. Ancak destekler yardımıyla ayakta durabilen bu kalıplar, geleneksel olarak zafer ve dayanıklılığı çağrıştıran sütunlarla tezat oluşturarak serginin ele aldığı boşluk ve kırıklık duygularını somutlaştırıyor. Mekânda ayrıca, atık Murano camı parçalarıyla yüklü vagonlar bulunuyor.
Fotoğraf: İKSV
Fahrelnissa Zeid, Semiha Berksoy, Güneş Terkol ve Nil Yalter, Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi'nde bulunan diğer Türk sanatçılar. Güneş Terkol, kumaş üzerine nakış tekniğiyle ürettiği Dünyaya Bir Şarkı isimli iki pankart çalışmasıyla bienalin ana sergisinde yer alıyor. Nil Yalter ise Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor işi ile bienalde Altın Aslan Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü aldı.
Fotoğraf: Getty Images
Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor, Nil Yalter'in 1970’lere tarihlenen, üzerinde aynı sloganı taşıyan bir dizi göçmen posterinin yer aldığı, devam eden bir projedir. Eser, ismini uzun yıllar Rusya'da sürgünde kalan Nâzım Hikmet'in bir şiirinden alır.
Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi ve Türkiye Pavyonu, 24 Kasım 2024’e kadar ziyaret edilebilir.