Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kadınların moda endüstrisindeki yaratıcılığını ve önemini vurgulamak için The Met “Women Dressing Women” sergisini duyuruyor.
New York Metropolitan Müzesi, 2023 Sonbahar'da Costume Institute ile yepyeni bir sergiye imza atmaya hazırlanıyor. 7 Aralık 2023’te başlayacak olan ve 3 Mart 2024’e kadar sürecek Women Dressing Women sergisikadın tasarımcıların yaratıcılığını ve sanatsal mirasını kutluyor. 70’den fazla tasarımcının çalışmalarına ev sahipliği yapan yaklaşık 80 eserden oluşan sergi, 20. yüzyıldan günümüze kadar kadınların öncülüğündeki öne çıkan moda evlerini ve onlara liderlik eden tasarımcılara dikkat çekiyor. AralarındaMiuccia Prada, Vivienne Westwood, Gabriel Chanel ve Jeanne Lanvin’den ikonik parçaların yer aldığı sergide, Ann Lowe ve Anfia Mveumba gibi daha az bilinen tasarımcılara ve Hillary Taymour gibi daha çağdaş tasarımcılara yer verilecek.
“Delphos” gown, Adèle Henriette Elisabeth Nigrin Fortuny (French, 1877–1965)
Dört temel kavramın (anonimlik, görünürlük, aracılık, eksiklik) keşfi yoluyla Women Dressing Women sergisi moda tarihinin geleneklerinin yeni bir yorumunu sunuyor. Öte yandan moda endüstrisinin kadınlar için sosyal, finansal ve yaratıcı özerklikleri açısından güçlü bir araç olarak hizmet ettiğini vurguluyor. Tarih boyunca kadın yapımcılar arasındaki kimlikler, mentorluk geçmişleri ve bağlantılar keşfedilirken yeni iç görüler ve çalışmalarına ilişkin gelişmiş bir anlayış sunuyor.
Morgan Stanley tarafından hazırlanan sergi, isimsiz bir terzinin bir tür kollektif ata rolünden başlayarak, günümüzün isimsiz tasarımcılarına uzanan anonimlikdurumu ele alınarak açılacak. Carl ve Iris Barrel Apfel galerisi, Costume Institute'un 20. yüzyılın başlarından kalma koleksiyonunda haute couture endüstrisinin tarihi merkezi olan Paris’te çalışan kadın tasarımcıların bir panteonunu tanıtacak. Görünürlük kavramı, modacıların yükselişini ve tasarımın kolektif doğasını vurgulayarak modanın kadınlara finansal, sosyal ve yaratıcı özerkliğin ilk biçimlerini sağlamak için nasıl bir araç olarak hizmet ettiğini inceleyecek.
“Kinshasa” elbise - Rei Kawakubo
Lizzie ve Jonathan Tisch galerisi, nesiller arası geçişlerin kadınlar için yeni fırsatlara nasıl yol açtığını ortaya çıkarmak içinaracılık öncülünü kullanarak kadın tasarımcıların ortaya çıkışını zaman ve coğrafya boyunca genişletecek. Tasarımlar ve yapımcılar, sanat alanları, bağımsız mağazalar ve butik kültürünün yükselişiyle moda endüstrisine farklı giriş noktaları gösterecek. 1960'lardan günümüze çalışan çağdaş tasarımcıların giysileri, modanın siyasi ve bedensel bir ifade alanı olarak hizmet ettiği yolları vurgularken kimlik ve seçim kavramlarıyla ilişki kuracak. Sergi, Jacqueline Bouvier'nin o zamanki senatör John'la evliliği için giydiği gelinliği tasarlayan Ann Lowe gibi, çalışmaları yakın zamanda geniş çapta itibar görmeye ve tanınmaya başlayan tasarımcıların nesnelerinin sunumuyla yokluk ya da ihmal hikayelerini vurgulayarak sona erecek.