Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
NFT Biennial kurucu direktörü ve multimedya sanatçısı Rahim Ünlü, 6 Ocak'ta kapılarını açan proje hakkında konuştu.
Dünya üzerinde pek çok “ilk”i kaçırsak da bu kez şanslıyız. Dünyanın ilk NFT Bienal’i 6 Ocak 2023 tarihinde İstanbul’da Zorlu PSM’de kapılarını açtı. 2023’ün ilk iki ayı boyunca İstanbul dahil Berlin, Amsterdam, Londra, Bogota, Brüksel, Los Angeles ve Tokyo gibi dünyanın en ikonik sanat başkentlerinde sergilere ve performanslara ev sahipliği yapan NFT Biennial, Metaverse’de gerçekleşecek sergileriyle de tam bir fijital deneyime dönüşüyor.
Ziyaretçilerin ekranlar ve projeksiyonlar aracılığıyla katılımcı olarak yer alabilecekleri bienalde; medya sanat performanslarından, hibrit söyleşilere, VR/AR deneyimlerden immersive sergilere kadar pek çok etkinlik bulunuyor. Doğa, insan ve teknoloji üçgeni etrafında dokuz pavilyon sunacak bienalin kavramsal çerçevesinde “İnsanlığın teknolojiyi ne kadar içselleştirebildiği” yer alıyor ve ziyaretçilere “Doğru soruların peşinde miyiz?” sorusunu yöneltiliyor. Üç noktalı bir soru işaretiyle sembolize edilen bu yaklaşım her izleyenin kendi cevaplarını bulabilmesine imkân sağlamayı hedefliyor.
NFT Biennial kurucu direktörü ve multimedya sanatçısı Rahim Ünlü’den Bienali dinledik.
Dünyanın ilk NFT Bianel’ine ilk olarak İstanbul ev sahipliği yapacak. Bize NFT dünyası ile ilişkinizi, bienalin ortaya çıkış sürecini nasıl şekillendiğini anlatır mısınız?
NFT dünyası ile ilişkim bir dijital sanat bienaline sanat eseri üretmek üzere davet almamla başladı. Dijital sanatın kayıt ve dağıtımı adına birçok kolaylık sağlayan NFT’ler, şahit olduğumuz gibi 2021 yılında büyük bir çıkış yakaladı ve bu popülerlik, kavramsal birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. NFT Biennial fikri aslında bu dönemde zihnimde olgunlaştı diyebilirim. Sonrasında küçük bir ekiple birlikte çalışmalara başladık üzerinde çalıştığımız kavramsal yapı şekillenmeye başladı. Amacımız en baştan beri küratöryel bütünlüğün web 3.0 değerleriyle birleştiği kolektif bir yapı inşa etmekti. Sonrasında, gayet organik bir şekilde birçok küratörün, sanat kurumunun, merkeziyetsiz organizasyonun, galeri ve partnerin katılımıyla bu hayal gerçeklik zeminine oturmuş oldu. Tezos Vakfı ve ekosistemi de dünya çapında bir organizasyon geliştirmemize büyük katkıda bulundu. Aynı zamanda, Türkiye’nin öncü kültür sanat kurumlarından biri olan Zorlu PSM’nin NFT Biennial’e alan açması ve destek sağlaması en büyük motivasyonlarımızdan biriydi. Dijital dünyanın ve yaratıcı endüstrilerin bir araya geldiği multidisipliner alanların çoğalmasına büyük ihtiyacın olduğu bugünlerde, Zorlu PSM ile bu sergiyi gerçekleştirmek, bizim için de harika bir başlangıç oldu.
Bienal kapsamında 100’ü aşkın sanat NFT eserinin sergileneceğini biliyoruz. Bu eserleri nasıl belirlediniz?
“Tuhaf bir Kehanetin Katarsisi” başlığını taşıyan ilk edisyonumuz doğa, insan ve teknoloji üçlüsü etrafında şekillendi. 12 kişilik küratör ekibimizde her küratör bağımsız olarak kendi sanatçılarını seçti ve aynı zamanda, birkaç ay önce yayınladığımız açık çağrı üzerinden yapılan başvurularla da bienalde yer alacak eserler şekillendi. MoMA (Museum of Modern Art) koleksiyonunda eserleri bulunan, Lumen Prize listesine girmiş dünyaca ünlü sanatçıların yanında yeni yükselen çok yetenekli sanatçılarda kürasyonda yer alıyor.
Bienalin kavramsal çerçevesini “İnsanlığın teknolojiyi ne kadar içselleştirebildiği” oluşturuyor. Bu temayla ilgili neler söyleyebilirsiniz, sizce ne kadar içselleştirebildik?
Aslında bu çok kişisel bir soru ve herkesin teknolojiyle olan deneyimi açısından özel yanıtlar içeriyor. Onun için bu soruya doğrudan bir cevap vermek yerine NFT Bienal’in kavramsal çerçevesinin de üstünde şekillendiği açık uçlu ve soyut soru yapısına gönderme yapmayı tercih ederim.
NFT Biennial’in amacı insan ve teknoloji ilişkisini irdeleyen açık uçlu sorular sormak, teknolojiyle ilişkisi içinde hızla değişip dönüşen sanata bu soruları çoğaltıp geliştirmek için alan açmaktı. Aslında NFT Biennial’in gerçekleşmesi başlı başına insan teknoloji ilişkisini ve bu ilişkinin yol açtığı yeni ilişki biçimlerini ne kadar içselleştirdiğimiz sorusuna verilmiş güzel bir yanıt oldu ve olmaya da devam edecek. Bienalin resmi olarak başlamasıyla birlikte küresel NFT ve sanat dünyasından daha fazla insana ulaşılacak, daha fazla insan bu organizasyonun parçası olarak ona yeni bir yön verecek. Bu projenin en büyük başarısı Web 3 değerleriyle bu tür bir organik ve kolektif büyümeye olanak verebilmesi, teknoloji aracılığıyla çağın insanlarını sanat etrafında bir araya getirmesi. Seyircinin de bizim bienali hazırlarken yaşadığımız heyecanı paylaşarak bu büyüyen küresel kolektifte aktif olarak yer alacağını ve bu yanıtın bir parçası olacağını düşünüyoruz.
Bienal kapsamında ziyaretçiler nelerle karşılaştı ve süreç boyunca neler göreceğiz?
NFT Biennial kapılarını 6 Ocak’ta Zorlu PSM’de açtı ve 15 Ocak’a kadar sergi devam edecek. İlk iki günde çesitli medya performansları ve alanlarında uzman isimlerin yer aldığı hibrit söyleşiler yer aldı. Bunun sonrasında NFT Biennial Şubat sonuna kadar farklı noktalarda seyahat edecek. Aralarında Los Angeles, Londra, Berlin, Bogota, Amsterdam, Tokyo ve Brüksel’in de bulunduğu şehirlerde, fiziksel sergilerin yanında VR/AR ve immersive deneyimlerle birlikte devam edecek. Aynı zamanda, halen açıklamadığımız dünyanın farklı noktalarında 2 mekanımız var ve özellikle Şubat ayı içinde, daha fazla sanatçıyı davet etmek istiyoruz. Bunun yanında metaverse ve fiziksel galerilerimizi ziyaret edenlere NFT’ler dağıtıyor olacağız. Bunun için bir oyunlaştırma tasarımı yaptık ve daha çok galeriyi deneyimleyen ziyaretçilerimize farklı ödüller dağıtacağız. Bunun ilk aşaması Zorlu PSM’deki sergi esnasında dağıttığımız sınırlı sayıdaki NFT‘lerle gerçekleşiyor.
Sanatçılar sosyal medya ve NFT gibi gelişmelerle globalde de üretimlerini sergileyebiliyorlar. Genel bir değerlendirmeyle, günümüzde sanatçıların tüm dünyaya ulaşabilmesini nasıl yorumlarsınız? Dijitalleşmenin bu sınırları ortadan kaldırması, sanatçılar için işleri daha da kolaylaştırdı mı?
Dijital sanatta ve daha genel bir çerçevede dijital nesnelerin koleksiyonerliği, problemli bir yapıya sahipti çünkü eserin kopyalanması çok kolaydı. NFT’ler bu duruma, blok zincire kayıtlı bir dijital bir kontrat olarak çok büyük bir çözüm getirdi ve dijital nesnelerin biriciklik kazanmasına imkan sağladı. Bu doğal olarak sanatçıların doğrudan koleksiyonerlerle bağlantı kurması açısından çok büyük bir kolaylık sağladı. Sanatçının aradaki kurumlar olmadan doğrudan koleksiyonerlere ulaşması sosyal medyayla yaygınlaşmıştı ve NFT’lerin geniş çapta adaptasyonuyla birlikte bu durumun çok daha hızlanacağını düşünüyorum.