Yolculuğun Işıltılı Sembolü

Maison Adler’in hatıraları, Yunanistan’ın eski adını taşıyan Ellada koleksiyonuyla tekrardan canlanıyor. Bu koleksiyon, Adler’in sanata olan aşkının perçinlediği ve kapılarını dünyaya açma kararının ilk meyvelerini aldığı topraklara bir nevi övgü niteliğinde oluşturuluyor. Adler markasının kurucusunun oğlu olan Edouard Adler; İstanbul’da kurulan mücevher evini sınırların ötesine taşıma fikriyle yola çıkıyor ve aile işini ve mücevher konusundaki ustalıklarını geliştirmek istiyor.1960 yılında çıktıkları bu yolda, Cenevre yolculuğunun ilk etabı olan ikinci butiklerini ise Atina’da açıyorlar.

Yunanistan’ın neredeyse tamamını kapsayan bu yolculuk sırasında hafızalara kazınan hatıralar, Ellada Günlüğü’nde renkli taşlar ve pırlantalarla yorumlanıyor. Antik yapılar ve motiflerin geometrik formları, coşkulu tabiatının özgün çizgileri, Adler’in kimlik kodlarını temsil eden kontrastlar ve asimetri oyunlarıyla yeniden hayat buluyor.

The Ellada Diary koleksiyonuna yeni katılan Evdokia, Adler’in doğanın formlarına olan hayranlığına bir saygı göstergesi niteliğinde tasarlanıyor. Seyahat rotasının sonunu belirleyen Korfu adasının büyüleyici ortamı seyir defterinin son sayfalarını renklendiriyor. Evdokia ise ilhamını; bereketin ve barışın sembolü olan, ayrıca uzun ömürlü olması ve siluetiyle tanınan zeytin ağaçlarından alıyor. Adanın bereketli yamaçlarını kaplayan yüzyıllık zeytin ağaçları, Akdeniz güneşinin sıcaklığını anımsatan altın renkli, lezzeti benzersiz bir zeytinyağ sunuyor. Adler, bu güçlü ve sakin güzelliğin rafine mücevher yorumunu, sarı altın üzerine sarı pırlantalarla gerçekleştiriyor. Güneş ışığıyla parlayan, altın renkli bir zeytinyağı damlasını anımsatan, 5.01 karatlık damla kesim bir Fancy Intense Yellow pırlanta, 720 adet sarı pırlantayla bezeli zeytin dalları arasından dekolteye süzülüyor. Koleksiyon, organik bir ritim, asimetrik bir dokunuş ve dokusuna verilen kontrastlarla, doğanın çeşitliliğini betimliyor.