Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Boucheron, son high jewellery koleksiyonu ile mücevher ekosistemi ve geleceğe eşsiz bir tohum bırakıyor.
Simetri ve uyum içindeki mimaride, orman yeşili, taşkın bir duruş... Place Vendôme, tipik Parizyen cepheleri, merkezindeki tarihi bronz sütun, ikonik Ritz Oteli ve saygın markalara ait butiklerle mücevherin kalbinin attığı, kusursuzluğun somutlaştığı yegane adres. Boucheron ise oktagonal meydanın 1893 yılından beri 26 numaralı sakini ve yeşil mermerle çevrili vitrinleriyle marka, Vendôme’un tüm disiplini içinde karakteristik bir yere sahip. İçeri girip bu yeşilleri takip ettiğinizde, karşınıza çıkan görkemli ve bir o kadar huzur veren bir kış bahçesi ile afallayabilirsiniz. Doğaya dair nosyonlar ile marka arasındaki ilişki, dekorun ötesinde temellere sahip ve kurucusu Frédéric Boucheron’un kreatif dünyasına kadar uzanıyor. Tavuskuşu tüyünün şekillendirdiği soru işareti kolyeden Wladimir adlı maskot kedisine, canlıların renkli dünyası markanın kalbinde yer alıyor, sıra bitkilere geldiğinde ise Frédéric Boucheron’un bir botanist edasıyla her bitkiye eşit yaklaştığına hatta şatafatlı gül ya da lale gibi çiçeklerin gölgesinde kalan tabir-i caizse ‘mütevazı’ çiçeklere ayrı ilgi gösterdiğine arşivlerde şahit oluyoruz. Kreatif direktör Claire Choisne, işte bu kaynakta yer alan 600’den fazla tarihi çalışma ve 19. yüzyıla ait bilimsel araştırma notlarına başvurarak, son high jewellery koleksiyonu Histoire de Style: Untamed Nature’ı hazırlamış.
Boucheron Kreatif Direktörü Claire Choisne
Claire Choisne, temmuz aylarında sunduğu Carte Blanche kod adlı high jewellery koleksiyonlarında buzullardan Memphis sanat akımına türlü ilhamları dışa vururken, ocak aylarında Histoire de Style prensibiyle Boucheron’un değerli mirasını günümüz çağdaş estetik kriterlerinde yorumladığı yeniliklerle yıllardır karşımıza çıkıyor. Tasarımcı, tabiata adanmış bu son koleksiyonu ele alırken adeta nefsinin sınırlarını test ediyor ve yeşilin tüm tonlarını denklemin dışında bırakarak baştan sona sadece beyaz pırlantaların yer aldığı bir seriye imza atıyor. Bir çeşit disiplin egzersizi uygularcasına dikkati dağıtabilecek her türlü rengi reddederek mücevherin temel değerli taşı pırlantaların yardımıyla bitkilere hiper-realist montürlerde can veriyor. Öyle ki dantel gibi openwork mıhlanan taşlar, narin yapraklarda hayat buluyor. Tıpkı markanın beton şehir örtüsünde, taşlar arasında yeşeren sarmaşıkları referans alan ikonik tasarımı Lierre de Paris’de olduğu gibi, bu koleksiyon da ehlileştirilemeyen doğaya karşı teslimiyeti konu alıyor ve parçalar boyunlara dolanıyor, sırta uzanıyor ve bilekleri çevreliyor.
Fotoğraf: Boucheron Archives
28 parçadan oluşan Untamed Nature high jewellery koleksiyonu için Choisne bir peyzaj mimarı gibi özenle Frédéric Boucheron arşivinden spesifik bitkileri seçmiş. Kuzey Kutbu’nda dahi yeşeren dayanıklı kekreyemiş bitkisi, 3600 saatlik zanaat çalışması sonucu çok yönlü bir tasarıma dönüşüyor, devedikeninin grafik etkisi bir choker kolyede üçboyutlu bir görünüm yaratıyor ve tarihte bolluğu temsil eden yulaf, Untamed Nature’da dönüştürülebilir bir saç mücevheri olarak rol alıyor. Çiçeklerden fuşya, ucunda 4.10 karatlık armut kesim bir pırlantanın sallandığı hareketli bir küpe, siklamen ise kıvrımlı yaprakları ekstra dikkat isteyen bir ustalık sürecinin ardından 101 adet gül kesim pırlanta ile heykelsi bir küpe olarak Boucheron bahçesini süslüyor. Ayrıca Claire Choisne, arşivlerde yer almayan havuç çiçeğini bu koleksiyonda yorumlayarak Boucheron tarihine izini bırakıyor.
Place Vendôme’da butik açan ilk mücevher evi olmanın dışında Boucheron’u özel kılan, kuruluşunun ilk gününden beri özgün yaklaşımıyla tasarımlarında farklılaşması. Untamed Nature’da bu özelliğine dair belki de en belirgin kanıt, 1800’lü yıllarda Frédéric Boucheron’un sinek, yaban arısı ve güve gibi böcekleri geleneksel mücevherde ele almış olması ve bugün Claire Choisne’ın yaratıcılık katarak onları yeniden işleyişi. Sedeften kanatları ile yarı saydamlık kazanan bu canlılar, figüratif bir üslupla broş, küpe ve yüzük olarak minyatür heykelciklere dönüşürken aynı zamanda siyah lake detaylarıyla koleksiyondaki tek renk dokunuşunu taşıyorlar. Untamed Nature, imza niteliğindeki stiliyle doğal olarak tarihe geçiyor.
