Kış Bahçesi

"Flowers for spring? Groundbreaking!” Şu sıralar devam filminin çekileceği Hollywood kulislerinde konuşulan Devil Wears Prada’nın bu unutulmaz repliği moda tasarımcılarının adeta kulağına küpe olmuş, 2022 Sonbahar/Kış koleksiyonlarını hazırlarken çiçek motifine bahardan önce yer vermenin hep bir yolunu aramışlar. Loewe ve Saint Laurent gibileriyse desen yerine çarpıcı boyutlarda çiçekleri broş ve choker gibi aksesuarlarda ele alan, bu sezon mücevher sularında isimlerden. Antik Roma’daki defne yapraklı taçlardan yerel Hawaii halkının saçlarını süsleyen çiçeklere, doğal bitkiler tarih boyunca hep bir süs görevini görmüş ve güzelliğin ifadesi olarak mücevherde en çok tekrarlanan temalardan biri olup çıkmış. 

Modanın aksine mücevherde tek bir sezonla eşleştirilmeyen çiçekler, son zamanlarda özellikle Asyalı yeteneklerin organik formlardaki high jewellery tasarımlarında öne çıkıyor. Safirden tsavorite türlü renkli taşlara ginkgo yaprağı tasarımlarında yer veren Feng J, Da Vinci’ye ait bir yaban gülü çizimini rubelitlerden gerçekçi bir broşa çeviren Anna Hu ve geri dönüştürülmüş alüminyumla çiçek formlu küpeler hazırlayan Anabela Chan, bunlardan birkaçı. Her boyut ve kesimden pırlantayla Paper Flowers koleksiyonunu hazırlayan Tiffany & Co., 4.11 karatlık yakutlu küpeleriyle Adler, son high jewellery koleksiyonunu Cennet Bahçesi’ne adayan Bulgari ve gül formlu broşunda siyah ve beyaz pırlantaları titanyum montüre yerleştiren Chopard gibi gerçekçi görünüme ulaşmak yerine; zanaat, karat ve hikayelerle çiçekleri koleksiyonlarına katanlar ise her daim var olacaklar. Belli bir çiçekle özdeşleşen markalar ve onların mücevher çalışmalarını da unutmamalı; tıpkı Chanel’in kamelyası ya da Türkiye’ye yeni merhaba diyen Damiani ve onun papatyası gibi… 

Kolye CARTIER; Broş CHOPARD; Küpe ADLER

Çiçekleri lafı dolandırmadan değerlendirenler kadar kavramsal ve alternatif bir bakış sunan mücevher tasarımları ayrıca heyecan verici. Birkaç yıl önce gerçek çiçek yapraklarını mücevhere çevirmeye başaran Boucheron, son high jewellery koleksiyonu Ailleurs’de, 37.97 karatlık yeşil bir turmalini merkezine yerleştirdiği bilezikte alüminyuma yaprak görünümü kazandırıyor. Cartier ise Beautés du Monde koleksiyonunda resiflere gönderme yapmak için mercan, zümrüt ve pırlantaları özel bir kolyede grafik ve soyut bir dille sıralıyor. Kutunun dışında düşünenlerin başında bu yıl paylaştığı Infused Jewels koleksiyonuyla Hemmerle geliyor. Bitki çaylarından ilham alarak özel bir harman ve illüstrasyon kitabı hazırlayan Alman marka, çiçekleri değerli taşlardan heykeltıraş gibi mücevherlere çeviriyor, hatta koku vermesi için bazılarına bitki hazneleri ekliyor. Van Cleef & Arpels ise İsveçli botanist Carl von Linné’nin “çiçek saat” fikrini 18. yüzyıldan günümüze taşıyor ve Lady Arpels Heures Florales saatleri kadranlarında zamanı göstermek için açıp kapanan çiçeklerle süslüyor. Christian Dior’un çocukluğunu geçirdiği Granville’deki evinin bahçesi ve kadın siluetini çiçeğe benzettiği ifadelerine paralel olarak marka, özellikle gül ile anılıyor. The Crown’ın son sezonunda Prenses Diana’yı canlandıran Elizabeth Debicki’nin yüzü olduğu Bois de Rose koleksiyonunda ise Fransız marka, gülün yaprakları yerine dikenli sapını mücevhere çevirerek ters köşe bir tasarım sunuyor. 

Turkuvaz, istiridye ve vintage taşları asimetrik bir üslupta sıralayan Grainne Morton, altın üzerine mineyle floral motifler işleyen Cece Jewellery, sanki içinde bir bitki saklıymış gibi duran akik taşlarından Dryada koleksiyonunu hazırlayan Venyx World… Yerin altından çıkan madenler ve üzerindeki bitki örtüsünü buluşturan tüm bu mücevherler, doğanın sonsuz bir ilham kaynağı olduğunu hatırlatıyor.