Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Aşkın, güzelliğin ve sonsuz ihtimallerin sembolü Milo Venüsü’nden ilhamla 2023-24 Sonbahar/Kış koleksiyonunu hazırlayan Tory Burch ile içinde bulunduğumuz dünyada kadın olmanın zorluklarını konuştuk.
Milo Venüsü; Mona Lisa ve Semadirek Kanatlı Zaferi eserleriyle birlikte Paris’teki Louvre Müzesi’nin en değerli ve meşhur üç kadın figürü arasında yer alır. Bugün müzede sergilenen eser, M.Ö. 100’lerde Antakyalı Alexandro tarafından mermerden yapılmış; 1820 yılında Yunanistan’ın Milos adasında Yorgos Kentrotas adında bir köylü tarafından bir mağarada iki parça hâlinde bulunmuştur. Aşk ve güzellik tanrıçası Venüs’ün hayat bulduğu bu heykeli özel ve farklı kılan ise, ideal güzellik anlayışı hakkında bildiğimiz gerçekleri yok edişidir. İngiliz sanat eleştirmeni Jonathan Jones, 2015 yılında The Guardian’a verdiği röportajda bu durumu; “Milo Venüsü tamamen tesadüf eseri sürrealist bir şaheser olmuştur. Kollarının olmaması onu hem tuhaf hem de gerçeküstü kılıyor. O, bir yandan mükemmel bir görünüme sahipken bir yandan oldukça kusurlu. Güzel ama kırık, tıpkı harabe bir vücut gibi. Sahip olduğu bu esrarengiz eksiklik duygusu, tarihin en eski sanat eserini oldukça modern bir sanat eserine dönüştürüyor” sözleriyle açıklıyor.
Milo Venüsü, kollarının eksikliğiyle izleyiciyi hayal kurmaya ve ihtimalleri düşünmeye teşvik ediyor. Louvre Müzesi’nde bu heykelin önünden geçenler hiç şüphesiz; “Eğer kolları olsaydı Venüs’ün elinde ne olurdu?” sorusunu aklından geçirerek varsayımlarda bulunuyordur. Kimine göre baştan çıkarmak için bir elma, kimine göre bilgiyi yaymak için bir kitap… İşte bu nedenle Milo Venüsü sadece ideal güzellik anlayışını değil, sonsuz ihtimalleri de temsil eden zamansız bir sanat eseri.
Amerikalı tasarımcı Tory Burch, 2023-24 Sonbahar/Kış defilesinde ilhamını işte bu olasılıklardan alıyor: “Hem tasarım sürecinde hem de defile temasında alışagelmiş kuralları yıkmayı ve geleneksel güzellik algısına meydan okumayı amaçladık. Koleksiyon klasik parçaların güncel ve şaşırtıcı yorumlarından oluşurken, Tribeca’daki defile alanında artırılmış gerçeklik teknolojisi kullanarak fona her saniyede bükülüp yeniden şekil alan Milo Venüsü’nü yansıttık. Bu heykel koleksiyonun kural yıkan duruşunu temsil ediyor. İçinde bulunduğumuz çağda artık kadınlar kurallarla kısıtlanmak istemiyor. Bundan yola çıkarak koleksiyonda eskitilmiş kumaşlar kullandık, tasarımların dikişlerini yarım bıraktık, eteklerle elbiseleri çengelli iğnelerle sabitledik. Amacım herkesin aşina olduğu siluetleri yarım bırakarak kullanıcının o parçayı tıpkı Milo Venüs heykelinde olduğu gibi kendine has bir yorumla tamamlamasını sağlamak. Bu nedenle her parça onlarca farklı şekilde kombinlenecek ve kişiselleştirilebilecek şekilde tasarlandı.”
Son birkaç sezondur eskiye oranla daha deneysel ve zamanın ruhuyla uyumlu tasarımlara imza atan Amerikalı tasarımcının Emigrant Savings Bank’te tanıttığı 2023-24 Sonbahar/Kış koleksiyonu bunun en güzel örneklerinden. Defilede Irina Shayk blazer ceketle tamamlanan ipek elbisesiyle yeni nesil iş kadınlarını temsil ederken, Emily Ratajkowski korse detaylı siyah elbisesiyle her zamanki gibi dikkatleri üstüne çekti. Burch, koleksiyondaki bu birbirine tezat kadın görünümlerini; “Günümüzde kadınlar zıtlıklarla dolu. Yeri geldiğinde pragmatik, yeri geldiğinde hayalperest olabiliyoruz. İş hayatında başarılarımızla adımızdan söz ettirirken akşam ofisten çıktığımızda kendimize olan güvenimizle göz kamaştırabiliyoruz. Benim bu koleksiyon için çıkış noktam da bu çeşitlilikti” diyerek açıklıyor ve modanın da bir kendini ifade etme biçimi olduğuna inandığını belirtiyor: “Bir tasarımcı olarak görevim içinde bulunduğumuz döneme ayna tutarak ânı karşılayan ve çevremizdeki dünyayla bağlantı kuran koleksiyonlar yaratmak. Modanın escapism dönemi artık sona erdi. Nedense herkes modanın anlamsız olduğunu düşünür, ancak moda bir kendini ifade etme biçimidir. Seçtiğimiz kıyafetlerle dünyaya kim olduğumuzu söyleriz. Özellikle de belirsiz zamanlarda moda ve stilin her zamankinden daha önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü ihtiyacımız olan konforu, desteği ya da korumayı giysilerde bulmaya çalışırız. Ben bir koleksiyon hazırlamadan önce kadınların neye ihtiyacı olduğunu ve nasıl hissetmek istediklerini düşünürüm. Her sezon misyonum aynı: Kadınların kendilerini daha özgüvenli ve güzel hissetmelerine nasıl yardımcı olabilirim?”
Kadınları güçlendirmek Tory Burch’ün temel ilkesi ve o, bu ilkesini daha geniş kitlelere yaymak adına Tory Burch Vakfı’nı kurdu. Vakfın çıkış noktası kendi yaşadığı zorluklardı: “Muhteşem bir anne tarafından büyütülen bir iş kadını ve anne olarak kadınların iş hayatında yaşayabileceği zorluklar hakkında az çok fikir sahibiydim. Markamı kurduğum ilk günden bu yana o kadar çok zorlukla karşı karşıya kaldım ki… Örneğin başlarda, ailemle iş hayatım arasında denge kurmakta ve kendimi doğru kelimeleri kullanarak ifade etmekte zorlandım. Hırsıma yenik düşmemek adına kendimle sık sık mücadele ettim. Ayrıca bu süreçte iş dünyasında kadınlara nasıl farklı davranıldığını da gördüm. Eğer bir kadınsanız ve kendi işinizi kurmaya karar verdiyseniz, 1-0 yenik başlıyorsunuz bu yolculuğa. Günümüzde girişimcilerin yüzde 50’si kadınlar ancak ne yazık ki girişim sermayesi, aralarından sadece yüzde 3’üne ihtiyaçları olan fonu sağlayabiliyor. Üstelik başarıya giden yolda kadınların üzerindeki camdan tavanlar bununla da sınırlı kalmıyor. Cinsiyet, ırk ve cinselliğe dair klişeler ve önyargılar, çocuk bakımı ve aile desteğine erişim derken bu liste uzayıp gider. Bugün bir girişimcinin başarılı olması birçok faktöre bağlı. Ben de kadınlara kendi kariyerimde çok kıymetli bulduğum şeyi vermek istedim: Büyük hayaller kurmak için güven, yeni bir şey yaratmak için sermaye ve büyümek için topluluk.”
Tory Burch Vakfı 2009’dan bu yana 2500’ü aşkın kadın girişimciye 50 milyon dolar değerinde yatırımda bulunarak onların kendi ayakları üstünde durmalarını sağladı. Ayrıca Amerikalı tasarımcı her yıl #EmbraceAmbition toplantıları düzenleyerek her biri alanında uzman birçok başarılı kadına ilham veren hikayelerini anlatma şansı sunuyor. Bu amacını daha geniş kitlelere duyurmak adına ise Yara Shahidi, Margaret Atwood, Lilly Ledbetter gibi isimlerden destek alıyor. Onun bu güçlü duruşunun yeni nesil tüketicileri markasına çektiğini söylüyor Tory Burch: “Z kuşağı kendi değerleriyle örtüşen markalardan alışveriş yapmak istiyor. Üstelik kimin pazarlama amaçlı kimin ise gerçekten de bu değerlere sahip olduğunu ayırt edecek kadar bilinçliler. Bizim müşterilerimiz de sürdürülebilirlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi değerlere önem verdiğimizin farkında. Bugün Tory Burch markası kadınlar tarafından yönetiliyor; çalışanlarımızın yüzde 80’ini kadınlar oluştururken -bu oranın yüzde 70’i yönetici pozisyonunda- üçte ikisi ise farklı ten renklerine sahip.”
Sohbetimizi bitirmeden lider ruhlu girişimci kadınlara tavsiyede bulunmasını istiyorum: “Yeni bir iş kurarken değerlerinizi en baştan belirlemeye ve aldığınız tüm kararların bir amaca yönelik olduğuna özen göstermelisiniz” diyor ve ekliyor: “Sezgilerinize güvenin, hırslarınızı kucaklayın ve soğukkanlı olun. Girişimciler için direnç ve cesaret en önemli niteliklerdir. İnsanlar size milyonlarca farklı şekilde ‘hayır’ diyecektir, ancak siz kendinize ‘evet’ demeye her zaman devam etmelisiniz.”