Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Modanın attığı cesur adımlar dünya genelinde sosyal değişimi harekete geçirme ve barış fitilini ateşlemede çoktan güçlü bir silah hâline gelmiş durumda. Peki moda endüstrisi empati ve barışı teşvik etmek için hangi adımları atıyor?
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…”
Nâzım Hikmet Ran
Savaş, doğal afet, salgın gibi felaketler söz konusu olduğunda modanın ne anlama geldiği hakkında uzlaşmak çoğu zaman zor olmuştur. Böyle zamanlarda moda sadece renk, kumaş, kıyafet, çanta veya aksesuar seçimiyle sınırlı olmayıp; aynı zamanda devrim ve deprem etkisi yaratan varoluşsal bir olgu hâline bürünür. Öyle ki tek bir söz söylemeden bile barışın dilini haykırarak kolektif bir bilinç yayabilir. Bir diğer deyişle moda, politikanın ötesinde zamanın sorunlarına çözüm bulma, barışı teşvik etme ve ihtiyaç sahiplerine destek sağlama gibi konularda her zaman etkin bir rol oynamıştır. Savaşın gölgesinde travmatik birçok olaya şahit olduğumuz şu günlerde moda, mücadelenin seyrine nasıl katkıda bulunabileceği konusunda her gün senkronize cevaplar üretiyor. Kültürel, ekonomik ve hatta politik güce sahip moda sektörü; tedarik zinciri operasyonları, moda haftaları, moda fuarları gibi birçok etkinlik kapsamında dünyanın dört bir yanından ülkeleri birbirine bağlıyor. Evrensel ve yaratıcı bir dil etrafında birleşen tasarımcılar ve markalar, geleneksel ve sosyal medya kanallarından geniş bir takipçi kitlesine hitap ediyor. Hâl böyle olunca tüm bu iletişim araçları sosyal fayda, iyilik ve barış perspektifinden insanların yaşamlarına dokunarak etki gücünü hemen ortaya koyuyor. Bilhassa moda sahnesinin ışıltısının arkasında, geleceği inşa eden, işbirliğinin gücüne inanan ve dünya barışına katkı sağlayan kahraman bir “moda ordusu” var. Peki, bu moda ordusu nasıl “mücadele” ediyor? Örneğin; birçok moda markası savaşlardan kaçan mültecilere maddi destek ve iş imkanı sağlıyor. Markalar ve tasarımcılar koleksiyon sunumlarında, sosyal medya hesaplarında barışı destekleyen öğelerin sıklıkla altını çiziyor. Öyle ki modanın attığı cesur adımlar dünya genelinde sosyal değişimi harekete geçirme ve barış fitilini ateşlemede çoktan güçlü bir silah hâline gelmiş durumda. Peki moda endüstrisi empati ve barışı teşvik etmek için hangi adımları atıyor?
Savaşın gölgesinde moda haftası
Savaş gündemi, 22 Şubat’ta başlayan Milano Moda Haftası’na büyük bir gölge düşürdü. Markalar aylardır üzerinde çalıştığı koleksiyon seçkilerini endişe, üzüntü ve belirsizlik içinde moda sahnesine taşıdı. Geçtiğimiz birkaç yıldır, Ukraynalı tasarımcılar ve markalar uluslararası sahnede tam da varlıklarını kanıtlamaya başlamıştı. Örneğin Ienki Ienki; SSENSE ve Bergdorf Goodman gibi mağazalarda önde gelen markalar arasında yer alıyor. Bunun yanında Frolov ve 91Lab gibi Kiev merkezli markaların da moda sahnesinde yüksek sesli adımlarına çokça şahit olduk. WWD’ye göre; bu sezon, altı Ukraynalı tasarımcı New York Moda Haftası’nda yer aldı. Şimdiyse birçoğu Kiev’de savaşın ortasında mahsur kalmış durumda. Milano Moda Haftası kapsamında 23 Şubat’ta koleksiyonunu sunan Ukraynalı marka lIenki Ienki’nin kurucu ve tasarımcısı Dima Ievenko, GQ’dan Samuel Hine’e verdiği röportajda durumu şöyle özetliyor; “Milano’da tonlarca insan var, hava güzel, Covid-19 kısıtlamaları azalmış ve insanlar sokak stiline uygun giyiniyor; biz tamamen farklı bir gerçeklikte onların arasına giriyoruz.” Öte yandan Ukraynalı mankenler, moda blogger’ları ve influencer’lar gözyaşı, acı ve hayal kırıklığı içinde Milano’da gelişmeleri yakından takip etti. Ukraynalı moda blogger’ı Poly Kyrychenko Max Mara defilesi öncesi Instagram hesabında elinde “No war in Ukraine” yazılı bir kağıtla poz vererek gönderisinin altına şu notları ekledi; “Kalbim ülkemdeki herkes için çok acıyor; ben buradayken yapabileceğim tek şey bu.” Aynı gün gerçekleşen Prada defilesi öncesi Ukraynalı moda influencer’ları Alina Frendiy, Tatyana Kodzayeva ve ileri dönüşüm odaklı moda tasarımcısı Olga Boncheva ellerinde Ukrayna bayrağıyla “savaşa hayır” çağrısında bulundu.
Modada, her düzeyde ses yüksekliğine alışkınız. Biri sesi -kelimenin tam anlamıyla veya mecazi olarak- kapattığında, sessizlik kelimelerden daha yüksek sesle konuşur. Milano Moda Haftası’nın son gününde gerçekleşen Giorgio Armani, savaş trajedisine maruz kalan insanlara saygı göstergesi olarak müziksiz bir defile düzenledi. Armani kararını şu sözlerle açıkladı: “Gösteriden birkaç saat önce kendime ne yapabilirim diye sordum. Mesele para ya da kıyafet göndermek değildi. Yapılacak en iyi şey; mutlu olmadığımıza dair bir sinyal vermek ve etrafımızda rahatsız edici bir şeyler gerçekleştiğini söyleyen bir mesaj göndermekti.” Milano’dan bir savaş tepkisi de İtalyan moda tasarımcısı Francesca Liberatore’den geldi. Liberatore, defilede yer alan Ukraynalı ve Rus modellerin ellerinden tutarak seyirciyi bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Çatışmadan etkilenen tüm insanlar için bir destek işareti olarak sadece bir dakika bile güçlü duygular uyandırmak için yeterliydi.
Moda yönünü Milano’dan Paris’e çevirdiğinde savaşın seyri daha da şiddetli bir hâl almaya başlamıştı. 28 Şubat’ta başlayan Paris Moda Haftası’na katılan birçok marka modanın küresel gücünü kullanarak yaşanan olaylara tepki göstermek için şovlarına devam etme kararı aldı. Balmain kreatif direktörü Olivier Rousteing, defile öncesi Instagram hesabında mavi sarı bir gönderi paylaştı ve altına şu sözleri ekledi: “Koleksiyonumuzu gösterirken, bugün dünyada daha önemli şeylerin olduğunun farkındayız. Son haberleri yüreğimiz buruk bir şekilde dinlerken, şovlara ve kıyafetlere odaklanarak iyi hissetmek zor. Düşüncelerimiz ve dualarımız Ukraynalılarla birlikte. Onların haysiyetlerinden, dayanıklılıklarından ve özgürlüğe bağlılıklarından ilham alıyoruz.” 2022 Sonbahar/Kış Balmain defilesi; yalanlara, nefrete ve saldırganlığa karşı bir direniş niteliğindeydi. #BalmainArmy etiketiyle paylaşılan şovda Balmain logolu üniforma giymiş asker görünümlü dansçılar savaşı tasvir ettiler. Dansın sonunda savaşan iki liderin öpüşmesi barış çağrılarının bir kez daha altını çizdi. Ukrayna’da sivillerin maruz kaldığı durum, 1993’te henüz 10 yaşındayken Gürcistan’ın Abhazya kentindeki iç savaştan kaçarak mülteci olan Balenciaga’nın kreatif direktörü Demna Gvasalia’ya travmatik anılarını hatırlattı. Demna hislerini şu sözlerle dile getirdi; “Aynı durum… Aynı saldırgan… Hatta belki de bize bunu yapan aynı uçaklar. Kim bilir? Bunu görünce bir süre düşündüm; biz burada modayla ne yapıyoruz? İptal etmeli miyim? Ama hayır dedim ve direnmemiz gerektiğine karar verdim.” Modaevi Paris şovunun öncesinde, her katılımcının koltuğuna mavi sarı Ukrayna bayrağının renklerinde tişörtler koydu. Koltukların üzerinde ise Demna’nın şu notu yer alıyordu: “Moda haftası absürd bir durum gibi hissettiriyor. Bir an ekibimle üzerinde çok çalıştığımız bu şovu iptal etmeyi düşündüm. Ancak sonra anladım ki bu gösteriyi iptal etmek neredeyse 30 yıldır canımı çok yakan kötülüğe teslim olmak anlamına geliyordu. Artık hiçbir parçamı o anlamsız, kalpsiz egonun savaşına kurban etmeyeceğime karar verdim.” Balenciaga defilesi korkusuzluğa, direnişe, sevgi ve barışın zaferine adandı. Bu direniş unsurları gösterinin sahnelenmesinde de kendini gösterdi. Podyumda ilerleyen modeller kar fırtınasına ve kuvvetli bir rüzgara karşı mücadele içinde seçkiyi sundu. Defile sarı ve mavi görünümlerle sona erdi.
Açık mektup: “Bugün nerede olursan ol, arkanı dönme, gözlerini kapama.”
Central Saint Martins mezunu Olya Kuryshchuk tarafından kurulan Londra merkezli bağımsız editoryal platform 1 Granary, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı daha güçlü bir duruş sergilemek amacıyla moda endüstrisine açık bir mektup yazdı. Stilistlerden fotoğrafçılara, modellerden yaratıcı yönetmenlere, editörlerden grafik tasarımcılara kadar modanın bütün paydaşlarını bir araya gelip savaşı ve işgali kınamaya davet eden mektup aynı zamanda moda endüstrisine daha güçlü yaptırımlar uygulama, yardım katkıları yapma ve moda markalarının kaynaklarını kullanabilmek için büyük kamu platformlarını kullanma çağrısı yapıyor. Ukrayna’ya destek ve barış için modanın en yüksek sesli savunucularından biri hâline gelen 1 Granary’nin genel yayın yönetmeni Kuryshchuk, mektupta “Modanın gücü var” diyerek ekliyor; “Bu gücü kriz zamanlarında gereksiz, anlamsız, sağır ve ikiyüzlü olarak adlandırarak reddetmek kolaydır. Ancak yetenek, ağ ve bağlantılarla dolup taşan bir endüstriyiz. Bugün nerede olursan ol, arkanı dönme, gözlerini kapama.” Mektup 24 saatten kısa bir sürede 1000’den fazla kreatif isim tarafından imzalandı. Şimdiye kadarki imzalayanlar arasında; Christopher Kane, Angela Missoni, Peter Do ve Charlotte Knowles; Browns’ın moda satın alma direktörü Ida Petersson; fotoğrafçı ve film yapımcısı Nick Knight ve Dover Street Market’in satın almacısı Olga Kaminska’nın yanı sıra iD, Dazed ve The Face dergilerinden editörler bulunuyor. Mektup hükümetlerden Ukrayna’da özgürlük, demokrasi ve egemenliğin güvence altına alınabilmesi için güçlü yaptırımları uygulamaya devam etmelerini ve yardıma katkıda bulunmalarını talep ediyor. Ayrıca moda camiasından ve özellikle dünyaca ünlü modaevlerinden sessiz kalmamalarını, platformlarını kullanmalarını ve uygulamalı yardım organize etmelerini istiyor.
“Barış en büyük erdemdir.”
Dijital moda teknoloji platformu DressX’in kurucuları Ukraynalı Daria Shapovalova ve Natalia Modenova, barışa destek için Ukrayna bayrağı renklerinde Support Ukraine adlı NFT koleksiyonu çıkardı. Koleksiyondan elde edilen tüm gelir, savaşa yardım etmek için Savunma Bakanlığı fonuna bağışlanacak. Daria ve Natalia, Fashion Network’ten Roxanne Robinson’a verdiği demeçte hislerini şu sözlerle aktardı: “Ukrayna’dakileri desteklemek için bir bağış kampanyası başlatmanın bir yolu olarak bu koleksiyonu oluşturduk. Dünyada hiçbir ülkenin veya milletin savaş ve çatışma içinde olmaması gerektiğine inanıyoruz. Barış en büyük erdemdir ve insanlığın hedefidir. Birinin yardıma ihtiyacı olduğunda birlik olmak ve topluluğun gücü mucizeler yaratabilir. Birlik olalım ve bu mucizeleri birlikte yapalım.”
Küresel moda perakendecileri H&M ve Mango, hem Rusya hem de Ukrayna’da mağaza kapanışlarını duyurarak oradaki çalışanlara yardım etmeye odaklanacaklarını bildirdi. Vogue Ukrayna tüm moda şirketlerine Rusya’da iş yapmayı bırakarak barışı destekleme çağrısında bulundu. 2 Mart’ta Gucci, Chime For Change kampanyasının bir parçası olarak, Ukraynalı mültecilere acil destek sağlanması için Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı'na (UNHCR) 500 bin dolar bağışlayacağını duyurdu. Bir gün öncesinde Donatella Versace de aynı kuruluşa bağışta bulunarak, Instagram takipçilerini bağışta bulunmaya teşvik etti. Net-a-Porter, Vogue Ukrayna’nın çağrısına cevap vererek Rusya’ya sevkiyatı durduran ilk büyük isimlerden biri olurken; bazı markalar, Ukrayna ve Polonya sınırındaki insanlara yardım eden kuruluşları destekleme ve güçlendirme sözü verdi. Mytheresa, MATCHESFASHION, Farfetch, Burberry, Golden Goose ve Ganni de çağrıya katılarak Ukrayna’daki Danimarka Mülteci Konseyi’ne 100 bin Danimarka Kronu (yaklaşık 13 bin Euro) bağışladı. Lüks moda grubu LVMH Ukrayna’ya yardım için 5 milyon Euro sözü verdi. Diesel, Maison Margiela, Marni, Viktor & Rolf, Jil Sander ve Amiri gibi markaları bünyesinde bulunduran İtalyan moda şirketi Renzo Rosso’un kâr amacı gütmeyen vakfı Only The Brave Foundation mülteciler için Birleşmiş Milletler ile ortak çalışmalar yürütüyor. Moda; barış ve güvenliği teşvik etmede gerçekten güçlü bir simge ve çağrısı çok açık: İhtiyacımız olan tek şey barış.