Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2022 Pre-Fall ve Sonbahar/Kış sezonu, gösteriş ve gerçeklikten kaçış anlamında fazlasıyla ihtiyaç duyulan bir el uzatsa da şu soruyu da sormadan edemiyor: Modada keder kendine bir yer bulabilir mi?
Podyuma, sinemada geçirilen bir gece gibi bakmak mümkün: gündelik yaşamın vahametlerinden kısa bir uzaklaşma. Modanın vardığı nokta tam da burası aslında. Yeni ilhamlardan gıpta edilen koleksiyonlara ve günümüzdeki çatışmalara dair iyimser sohbetlere, her yeni sezonun telaşı, bize her şeyin -umuyoruz ki- iyiye gideceğini hissettirerek elimizi güvenle sıkıyor.
Nina Ricci
Londra Moda Haftası 2022 Sonbahar/Kış sezonu için kapanış yapıp Milano Moda Haftası’nın başlangıcı havai bir heyecan rüzgarı estirirken Rusya’nın Ukrayna’yı işgali tüm dünyayı acı bir frenle durdurdu. Her yerdeki kreatif direktörler ve tasarımcılar, endüstrinin en esaslı aylarından birinin göbeğinde, böylesi yürek burkan bir dönemde ne kadar geçerli olduğuyla yüzleşmek durumunda kaldı. Bazı markalar serilerinin orijinal anlatılarını korurken diğerleri aydınlık, iyimserlik ve (her şeyden öte) saygıya yönelen bir duruş benimsedi.
Valentino’dan Pierpaolo Piccioli, cırtlak pembeyle hayranlık uyandıran ve gerçeklikten uzaklaştıran takımlarına sadık kalırken Giorgio Armani’nin defilesinde modeller sessizlik içinde podyumda yürüyerek bir ciddiyet ifadesinde bulundu. Balmain ise Olivier Rousteing’in dehşet veren ev yangınından çıkarılan koruyucu teçhizatı yeniden yorumladı. Tüm dünya hayranlık ve endişe içinde izliyor gibiydi. “Sosyal medya akışım savaş, podyum ve pandeminin tuhaf bir karışımıyla doluydu. Yaşadığımız dönemi yansıtan, insanın aklını başına getiren bir akış” diyor fotoğrafçı Clara Veers.
“İnsanlar olarak doğamız gereği tepkisel varlıklarız. Toplumlar son birkaç yılda gördüğümüz gibi engelleri aşmaya çalıştığında tüm gözler gerekli görülmeyen, önemsiz ya da ölçüsüz kabul edilen işlere çevriliyor” diyor İngiliz kreatif davranış uzmanı Flora Ridgemont. “Dikkatimizi yalnızca tam anlamıyla gerekli olana yönelttiğimizde umut ve iyimserlik gibi hisler geri plana atılabiliyor. Modanın bardağı dolu tarafından görmesi de, en basit hâliyle bu dünyada yaşamanın ayrıcalıklı tüm yönlerini önemsiz gibi gösterme ihtiyacından kaynaklanıyor.”
Ridgemont’un değindiği noktalar, 2022 Sonbahar/Kış sezonunun ilerlemesiyle birçok izleyicinin de zihninde büyük ihtimalle canlanan bir soruyu akla getiriyor. Tüm dünya siyaset ve acıyla yoğurulmuş bir mayın tarlasından geçerken modanın itici gücü neden olan biteni hissetmektense bir şeyleri daha iyi kılmaya odaklandı? “İster inanın ister inanmayın, gösterişle beraber gelen bir sorumluluk anlayışı var. Kişinin dünyadaki gerekliliğini ispatlama baskısıyla birlikte ortaya çıkıyor; tıpkı amigo ya da atlet olma klişeleriyle karşı karşıya kalan bir genç gibi” diyor Ridgemont.
Balenciaga’dan Demna Gvasalia bu sisin içinden çıkıp modaevinin 2022 Sonbahar/Kış koleksiyonunu kişisel bir mercekten anlattı. Kreatif direktöre göre, koleksiyon üzerinde aylardır çalışılmış olsa da her şeyi oluruna bırakmanın en dokunaklı örneğiydi. 1993 yılında göçmen olarak Gürcistan’ı terk eden Gvasalia kısaca şöyle anlatıyor: “Bu defilenin bir açıklamaya ihtiyacı yok. Korkusuzluğa, direnmeye ve sevgiyle barışın zaferine adanmış bir performans bu.”