Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Vogue'un 27 uluslararası edisyonu, yaratıcılık teması etrafında birleşirken, modanın geleceğini herkesten önce gören ve şekillendiren vizyonerlere saygı duruşunda bulunuyor.
Moda tarihindeki büyük ayaklanmaları ele alan bir makale yazmak, eşsiz tanımlamalara başvurmadan pek de kolay değil. Bununla birlikte, bu hikayede pay sahibi olan Coco Chanel, Elsa Schiaparelli, Christian Dior, Yves Saint Laurent, Karl Lagerfeld, Miuccia Prada ve Rei Kawakubo gibi tasarımcıların zekalarını ön plana çıkaran başarıları tam olarak ne zaman gerçekleşti? Sosyal normları sarsmayı nasıl başardılar? Başarılarıyla nasıl zaferler kazandılar? Şimdi bizler de, Vogue'un 27 uluslararası edisyonu yaratıcılık bayrağı altında bir araya gelirken, geleceği gören ve bugünü şekillendiren sıra dışı, cüretkar ve avangart ruhları anmak istiyoruz.
Denise Poiret 1919 © Keystone-France
"20. yüzyılın diğer tüm tasarımcılarından daha fazla olmak üzere Paul Poiret, yüksek moda için sanat algısı harika olan biriydi." 2007 yılında Metropolitan Müzesi tarafından kendisine ithaf edilen serginin resmi sunumunu ilan eden şey de buydu. Kostüm Enstitüsü'nün retrospektifi olan “Paul Poiret, The King of Fashion” Parisli modacının devrimci saltanatını onurlandırdı.
Gabrielle Réjane gibi isimler markasının elçileri olurken, bir parfüm serisini piyasaya süren ilk tasarımcı oldu. Ancak 1911'de modayı sonsuza dek değiştirecek an geldi: fotoğrafçı Edward Steichen, Poiret'in Art et Décoration dergisinin Nisan sayısı için kreasyonlarını ölümsüzleştirdi. Daha sonra, 1932'de Edward Steichen, Temmuz sayısı için ABD Vogue dergisinin ilk renkli kapak fotoğrafını imzaladı. Bu kapakta masmavi bir arka plana karşı duran kırmızı mayolu bir model yer alıyor. 1929 krizi, Paul Poiret'i işini bitirmeye zorlamış olsa da mirası, multi-milyar dolarlık bir endüstri haline gelen moda sektörünün geleceği için belirleyici bir rol oynadı.
Vogue Amerika 1932 © Edward Steichen
İllüstrasyon: Condé Nast
Geleneklere karşı çıkan Coco Chanel'in “Kadınları siyah giydirmek niyetindeyim” açıklamasının ardından, Chanel'in eşitlikçi niyetini somutlaştıran bir yaratım olan küçük siyah elbise, Vogue'un Amerikan baskısından bir örnekle dünyaya iletildi. Çizim, diz altında biten uzun kollu siyah bir elbiseyi tasvir ediyor. Bugün bakıldığında bu figür mütevazı hatta muhafazakar görünebilir. Ancak 1926'da bu elbise özgürlük nefesini sembolize ediyordu. Coco Chanel, siyah elbiseyle büyük başarısını elde etmiş, modanın gidişatını değiştirmişti.
Fotoğraf: Cecil Beaton. © Cecil Beaton
Modayı 20. yüzyılın en büyük sanat hareketlerinden birinin ayrılmaz bir parçası haline getiren İtalyan doğumlu tasarımcı, sürrealizm (Salvador Dalí ile işbirliği yaptığı 1937'deki 'ıstakoz elbisesi gibi) spor giyimle buluşturmuştu. “Savaş sırasında şey cazibe demek değildi. Kesinlikle Hollywood'u giydiriyordu ama aynı zamanda spor kıyafetlere de imzasını attı.” diye açıklamıştı tasarımcının torunu Marisa Berenson.
Dior décolléte elbise giyen bir model 1947 © Nina Leen
Dior'un 12 Şubat 1947'de ilk koleksiyonunu çıkardığında elinde bir altın olduğunu bildiğini söylemek imkansız. Tarih, bahar haute-couture koleksiyonunu oluşturan bu 90 silueti hatırlıyor. Atölyesini birkaç hafta önce, Aralık 1946'da 30 Avenue Montaigne'de kuran tasarımcı, ikinci dünya savaşının kemer sıkma politikasının altına lüks bir siluetle çizgi çizerek, her yerde kadınların ruh halini yükselten yeni bir başlangıcın sinyalini verdi. Zarafet ve kadınlık dolu silüetleri kadın bedenini kutladı ve böylece yeni bir dönem başlamış oldu.
International Wool Secretariat sponsorluğunda düzenlenen tasarım yarışmasında mont kategorisini kazanan Karl Lagerfeld. 1954'teki galibiyet, Lagerfeld'in Pierre Balmain'in asistanı olarak işe alınmasını sağladı. © Keystone
Karl Lagerfeld, 1983'te Chanel’in başına gelip, moda dünyasında çok önemli bir statüye ulaşmadan neredeyse otuz yıl önce, tasarımcılığı couture ustası olan Pierre Balmain'den öğrenmeye başladı. Diana Vreeland'a göre kreasyonları haute couture'un özünü temsil ediyordu. Balmain'in stüdyosu, hiç şüphesiz Karl Lagerfeld için sanatsal bir dünyaya açılan kapı oldu.
Washington DC, Ocak 1961: John F Kennedy ve eşi Jackie, Beyaz Saray'daki açılış törenleri için yola çıktı. © Bettmann
Dünyanın gözleri yeni görevi için yemin edecek John F. Kennedy'nin üzerindeyken, eşi Jackie de uluslararası yıldız rütbesine terfi edecekti. Roy Halston, tasarımcı Oleg Cassini'nin turkuaz ceketine uygun bir şapka tasarladı onun için. Tam olarak First Lady'nin modernliğini vurgulamak için tasarlanmıştı. Şapka, basit şekli sayesinde dünyanın dört bir yanındaki izleyiciler tarafından fark edildi. Sekiz yıl sonra, 1969'da Halston, kendi markasını piyasaya sürdü ve ultra lüks kesimleriyle Studio 54 döneminin resmi tasarımcısı oldu.
Paris, 15 Şubat 1967: Yves Saint Laurent SS67 haute couture koleksiyonu için bir alpaka ceketi, jabot bluz ve siyah ipek papyon. © STAFF
Yves Saint Laurent'in 1966/1967 Sonbahar/Kış koleksiyonunda yer alan ve sanatçı Niki de Saint Phalle tarafından giyilen “Le Smoking”, erkek giyiminden ilham alan ve kadınlar için özel olarak tasarlanan ilk smokin oldu. Pek çok yönden, 1966 böyle bir dönüm noktası için çarpıcı bir şekilde geç görünüyor. 1960'ların yeniliğe açık dünyasında bile kadınlar için smokin çok cüretkar kalıyordu. Özellikle bu tarihten otuz yıl önce, 1933'te, Marlène Dietrich'in bir erkek kostümü içinde dolaşmaya cesaret ettiği için tutuklanma tehdidiyle karşılaştığı düşünülürse…
Ağustos 1974: Beverly Johnson, Vogue’un ilk siyahi kapak yıldızı. © Francesco Scavullo
“Statükoyu bozabilecek olaylar oldukça nadirdir, ancak Beverly Johnson'ın Ağustos 1974'te ABD'deki Vogue dergisinin kapağında yer alması kesinlikle bunlardan biri. Neredeyse 80 yıl sürdü ancak sonunda dünyanın en çok okunan moda dergisinin ön sayfasında siyahi bir kişi yer aldı.” diye yazdı Vogue gazetecisi Janelle Okwodu 2016'da. Beverly Johnson'ın, ırk ayrımcılığının gözle görülür şekilde yaygın olduğu bir endüstrinin reddine katlandığını söylemek, yetersiz bir ifade. Bu deneyim aynı zamanda bir sivil haklar aktivisti olarak çalışmalarını da besledi.
1976: Patti Hansen, Calvin Klein jean reklamlarında.
Yüzyılın en kışkırtıcı reklam kampanyalarından bazılarıyla desteklenen kot pantolonları, açıkça dünyanın dört bir yanındaki tezgahları fethedecekti. Ancak daha yakından incelendiğinde, ilk kot pantolonunun öne çıkan tek özelliği bu değildi. Ayrıca Calvin Klein imzası sağdaki arka cebe dikildi.
İtalyan moda tasarımcısı Miuccia Prada, Carla Bruni'nin kıyafetlerini ayarlıyor. © Vittoriano Rastelli
Mario Prada'nın torunlarının en küçüğü, Milano'da bulunan aile şirketi için güçlü bir vizyona sahipti. İlk hazır giyim koleksiyonunu 1988/1989 Sonbahar/Kış sezonunda zarif ama kararlı silüetler etrafında inşa etti. O zamanlar onu eleştirenlere "Ben tasarımcı değilim, ben buyum." diye cevap vermişti. Aynı zamanda güçlü yönünü de ortaya koyuyordu. “Yaptığım şeyin bazılarını rahatsız ederken herkesi ilgilendirmesini seviyorum. Çok garip görünen normal bir şey yapmak istiyorum.”
Comme des Garçons 1995 İlkbahar/Yaz © Guy Marineau
"1981'de Rei Kawakubo, Paris'te Comme des Garçons koleksiyonlarını sunmaya başladığında, onu “kargalar” lakaplı bir grup Japon çoktan takibe almıştı.” İşte Laird Borrelli-Persson'un 2017'de Vogue'da yazdığı şey buydu. Rei Kawakubo'nun siyah üzerine sanatsal tasarımları, hem kişisel tarzını yansıtıyor hem de hayranlarının stilinin simgesi haline geliyordu. 1980'ler, Wall Street'in Altın Çocukları, Thatcherizm ve gösterişli kostümlerin çağı olarak görülürken, Rei Kawakubo'nun güçlü tasarımları oldukça farklıydı.
Alexander McQueen’in 1992’deki Central Saint Martins mezuniyet gösterisi.
Alexander McQueen'in olağanüstü hikaye anlatımı ve kişisel mitoloji yeteneği, 1992'de Central Saint Martins mezuniyet koleksiyonunu tamamladığında zaten tam anlamıyla olgunlaşmıştı. Yıl sonu projesine ise Jack the Ripper Stalking His Victims adını vermişti. Bu koleksiyon, “kadın kahraman” kavramına derin bir kişisel güç kazandırdı. Hatta bazı parçalar kapsüllenmiş insan saçıyla süslenmişti.
Marc Jacobs for Perry Ellis 1993 İlkbahar/Yaz © Conde Nast Archive
Jacobs'ın karizmatik asi ruhu, 1990'ların başında Amerikalı spor giyim markası Perry Ellis tarafından hem işe alınmasını hem de kovulmasını sağlayacak kadar güçlüydü. Tasarımcının kötü şöhretli "grunge" 1993 İlkbahar/Yaz defilesi için hazırlanmadılar, ama yine de başka kimse yoktu. Marc Jacobs ise 30 dakikadan daha kısa bir sürede moda dünyasıyla bir bağ kurdu ve tam bir sanatsal kargaşa içindeki bir gencin özlemlerini yansıtan erişilebilir bir moda sundu.