Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Les Benjamins başka bir dünyanın peşinde, markanın kreatif direktörü Bünyamin Aydın’ın hayal gücünde yolculuğa çıkıyor.
Les Benjamins, 2023-24 Sonbahar/Kış koleksiyonu için odağını dünyanın ve evrenin önceden var olan kavramlarından daha soyut ve estetik olarak uzak bir kavrama çevirdi. Koleksiyon, markanın kreatif direktörü Bünyamin Aydın’ın dünya üzerindeki ilk koloninin hayali bir çöl manzarasında nasıl görünebileceğinden ilhamla First Wave adını alıyor.
Bünyamin Aydın’ın bu koleksiyondaki ilham kaynakları kurgusal dünyalar olmuş. Bilim kurgu hayranı Aydın, Star Trek, Star Wars, Dune gibi filmlerin hayranı. “Bu yapımları izlediğimde kendimi gelecekte hayal ediyorum. Ayrıca bu filmlerin birçoğunun Doğu kültüründen ilham aldığını görmek de ilgimi çekiyor. Les Benjamins’in geleceğe yönelik adımlar atması beni heyecanlandırıyor. Bu koleksiyon sayesinde teknoloji ve gelecek kavramlarını tasarımlarımda ifade edebildim” diyerek koleksiyonun ortaya çıkış sürecini anlatıyor. First Wave, Les Benjamins ruhunun bir parçası. Aydın, koleksiyonu; “Doğu kültürünün sokak modası dokunuşlarını; Les Benjamins’in DNA’sını yansıtan halı desenini ve yine Doğu kültürlerinden esinlendiğim siluet ve parçaları, gelecekle birleştirme şeklim” diyerek tanımlıyor. Son 11 yıldır koleksiyonlarını Paris Moda Haftası’nda sergileyen marka, First Wave koleksiyonunun tanıtımını da yine Paris’te yaptı. Aydın; “Artık olgunlaşmış ve dünya çapında tanınan bir lüks sokak giyim markası olarak orada olmanın güzel bir hissiyatı var. Paris, modanın merkezi. Orada konumlanmanın ve devamlılığını sürdürebilmenin mutluluğunu yaşıyorum” diyerek son deneyiminin hislerini paylaşıyor.
Koleksiyonun temel ilham kaynağı Denis Villeneuve’ün yönettiği, başrollerinde Timothée Chalamet, Rebecca Ferguson, Oscar Isaac, Zendaya gibi isimlerin yer aldığı ses getiren Dune filmi olmuş. Aydın, filmin özellikle kostüm tasarımının çok başarılı olduğunu belirtiyor. Bu referans noktasından hareketle Les Benjamins olarak kendi yorumlarını katarak Doğu kültürünü ileri taşımanın yollarını düşünmüş Aydın. Koleksiyon, askeri esintileri ve nostaljik terzi dikim stilini bir araya getiriyor. Bu öğeleri sokak modasıyla birleştirerek yeni bir bakış açısı sunmasıyla öne çıkıyor.
Koleksiyon, Doğu’nun geleneksel kültürel sembollerini, çağın ötesinde bilimkurgu unsurları ve oyun skin’leri ile birleştiriyor. Deri, ipek ve krep kumaşların ön planda olduğu koleksiyonda, teknik askeri siluetlerin her biri oversize patch’ler, tüpler ve büzgü gibi donanımsal ve işlevsel teknoloji ayrıntılarıyla bir araya getiriliyor. Temel renk paleti kızıl kahverengi, bataklık ve orman yeşilinin derin tonlarıyla hem erkek hem de kadın giyiminde melankolik bir hal alırken, soyut neonlar ve asit yıkamalar, distopik bir zeminde hümanist umudun sembolü olarak koleksiyona cyber punk stili bir hava katıyor.
Aydın, koleksiyonu hazırlarken en çok dengeli olmaya odaklanmış. Bir yönüyle nostaljik bir hava taşıyan First Wave koleksiyonu aynı zamanda fütüristik izler de taşıyor. Bir diğer denge unsuru ise geleneksel Doğu sembolleri ile bilim kurgu öğelerinin birleşiminde aranmış. Aydın, çok önemli gördüğü bu denge için her iki yönü de tutarlı şekilde ifade etmeye çalışmış: “Bazı parçalarda dengeli bir karışım yakaladım, bazı tasarımlarda bir yön daha fütüristik, diğer yön daha Doğu kültürüne yakın. Ancak her iki yönü bir arada görmek, hayal ettiğim dünya görüşünü yansıtıyor.”
Aydın’ın hayal ettiği dünya görüşünün yanı sıra bu koleksiyon Doğu kültürünün, gelecekle buluştuğu ve kutlandığı bir şekilde ifade edilmesini ve benimsenmesini amaçlıyor. Tasarımcı, vermek istediği mesajları şöyle anlatıyor: “Birçok Hollywood yapımı Doğu kültürünü referans alıyor, çekim mekanları ve kostüm tasarımında esin kaynağı olarak kullanıyor. Bu koleksiyonla Doğu’nun geleceğe taşınmasını istedim. Bu esinler, bizim topraklarımıza ait.”
First Wave, üzerinde yaşayan insanlar terk ettikten çok sonra bile dünyaya duyulan nostaljinin hâlâ devam ettiği bir geleceğin birleşimini yansıtıyor. Dünyanın gittikçe tuhaflaştığı, teknolojinin baş döndürdüğü ve ihtimallerin heyecanlandırdığı bu çağda dünyayı terk etsek bu nostalji devam eder mi diye soruyoruz biz de Aydın’a koleksiyondan hareketle. Cevabı net. “Kesinlikle” diyor ve nedenini açıklıyor: “Bu romantik bir düşünce ve insanlar bir şeyi ne kadar kaybederse, ona o kadar sahip çıkarlar.”