Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Gucci, Dior, Balenciaga, Celine… 2026 koleksiyonlarının sunulacağı moda haftalarında yeni kreatif direktörlerin ilk defileleri moda dünyasında büyük heyecan yaratıyor.
Adeta sandalye kapmaca yarışına dönüşen tasarımcılar ve yüksek modaevlerine olan atamaları, nihayet belirginleşti. Önümüzde bizleri bekleyen Paris ve Milano moda haftalarında 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarını tanıtacak ve modaevlerindeki ilk büyük defilelerini gerçekleştirecek tasarımcılar, aynı zamanda modanın geleceğini de belirlemeye hazırlanıyor. Öte yandan Gucci’den Chanel’e, Dior’dan Maison Margiela’ya kadar pek çok prestijli modaevi, başına geçirdiği yeni yaratıcı beyinlerle adeta yeniden doğmaya hazırlanıyor. Bu sezonun defileleri sadece estetik değil, aynı zamanda stratejik bir dönüşümün vitrinine dönüşüyor.
Yazının devamında, kreatif direktörlerin modaevlerinde gerçekleştirecekleri ilk defilelerin tarihlerini keşfedin.
Fotoğraf: Malick Bodian
Balenciaga’da sokak kültürüyle lüksü harmanlayarak moda dünyasında devrim yaratan Demna, şimdi aynı radikal vizyonu Gucci’ye taşımaya hazırlanıyor. Demna, Gucci için hazırlayacağı ilk defilesini Milano Moda Haftası kapsamında 23 Eylül'de sunacak ve 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonuyla modaseverlerin karşısına çıkacak. Bu da Gucci’nin İtalyan zarafetinden ne kadar uzaklaşacağı sorusunu gündeme getiriyor. Moda dünyasında normları yıkan Demna, eğer Balenciaga’daki başarısını burada da tekrarlayabilirse, Kering’in en önemli markası yeniden ivme kazanabilir. Ancak yatırımcıların temkinli duruşu, bu dönüşümün kolay olmayacağını işaret ediyor.
Fotoğraf: Phil Oh
Sezonun en çok beklenen anlarından biri, Pierpaolo Piccioli’nin Balenciaga için hazırladığı ilk koleksiyon olacak. Demna’nın ani bir kararla Gucci’ye geçmesi, moda dünyasında şok etkisi yaratmış ve Balenciaga’nın başına kimin geçeceği büyük bir merak konusu olmuştu. Valentino’daki uzun soluklu başarısının ardından 2024’te görevi Alessandro Michele’e devreden Piccioli, aylarca gözlerden uzak kalmıştı. Onun güçlü romantizmi, zanaatkârlığa verdiği önem ve haute couture dokunuşları Balenciaga’nın radikal, sokak kültürüyle harmanlanan DNA’sı ile nasıl birleşecek, şimdiden moda eleştirmenlerinin en çok tartıştığı konu. Beklentiler oldukça yüksek ve bu defile, Piccioli’nin büyük dönüşü olarak tarihe geçebilir. Piccioli’nin 2026 İlkbahar/Yaz sezonunu sunduğu ilk koleksiyonu, Ekim ayında Paris Moda Haftası kapsamında tanıtılacak.
Fotoğraf: Getty Images
LVMH’nin en parlak isimlerinden Jonathan Anderson, Dior’un kadın ve erkek koleksiyonlarının yanı sıra haute couture ve aksesuarların da kreatif direktörlüğünü üstlenerek markanın tüm yaratıcı sürecinin başına geçti. Maria Grazia Chiuri’nin ayrılığı ve Kim Jones’un Ocak ayında görevini bırakmasının ardından açıklanan bu atama, Dior’un Christian Dior dönemindeki tek kreatif vizyon yapılanmasına dönüşünü simgeliyor. Loewe’yi 10 yılda küresel bir güç haline getiren ve JW Anderson markasını başarıyla sürdüren Anderson, zanaatkârlık, modernite ve kavramsal tasarım anlayışıyla tanınıyor. Anderson’ın Dior’daki ilk erkek koleksiyonu 27 Haziran’da görücüye çıktı. İlk kadın koleksiyonu ise Ekim ayında Paris Moda Haftası kapsamında görücüye çıkacak. Couture alanındaki ilk çalışmaları içinse moda dünyası 2026’ya kadar beklemek zorunda kalacak. Dior’un güçlü mirası, küresel pazar dalgalanmaları ve yüksek beklentiler arasında Anderson, markaya yeni bir enerji ve tutarlılık kazandırma misyonunu üstleniyor.
Fotoğraf: Hunter Abrams
Bottega Veneta’daki başarısıyla adından söz ettiren Matthieu Blazy, 6 Ekim tarihinde Paris Moda Haftası kapsamında Chanel’deki ilk koleksiyonunu tanıtacak. Ardından, Chanel’in özel zanaat ve sanat işlerini sunduğu Métiers d’Art koleksiyonu, Blazy tarafından 2 Aralık 2025’te New York’ta tanıtılacak. Bu, Blazy'nin modaevindeki ilk Métiers d’Art tanıtımı olacak ve Chanel’in New York sahnesine geri dönüşünü simgeleyecek. Blazy’nin gösterişli ama erişilebilir lüks anlayışı, markanın DNA’sına nasıl entegre edilecek merak konusu. Kendrick Lamar gibi yeni nesil elçilerin devreye girmesi, bu dönüşümün sadece moda değil, aynı zamanda kültürel bir hareket olduğunu gösteriyor.
Fotoğraf: MAISON MARGIELA
Y/Project ve Diesel’de sergilediği deneysel ve dekonstre tavırla dikkat çeken Glenn Martens, Margiela’nın başına geçerek adeta evine dönüyor. Martens’in markanın kurucusu Martin Margiela’nın mirasına en sadık isimlerden biri olması, moda dünyasında heyecan yaratıyor. Martens, 9 Temmuz 2025’te Paris Haute Couture Moda Haftası kapsamında Maison Margiela için ilk Artisanal defilesini gerçekleştirdi. Sürdürülebilirlik, upcycling ve anti-trend kavramlarının merkezde olduğu koleksiyon modaseverlerden tam not aldı.
Fotoğraf: Robi Rodriguez
Paris Moda Haftası sırasında Eylül ayında gerçekleşecek defile ile Miguel Castro Freitas, Mugler’in yeni dönemini başlatıyor. Mart ayında duyurulan bu atama, moda dünyasına daha önce pek fazla tanınmayan bir ismi ön plana çıkarmasıyla dikkat çekmişti. Portekizli tasarımcı, Sportmax’ın kreatif direktörlüğünü üstlenmiş, ondan önce ise John Galliano, Stefano Pilati, Alber Elbaz ve Raf Simons gibi moda devleriyle çalışarak güçlü bir altyapı edinmişti. Mugler’de yedi yıl boyunca yenilikçi ve vücut odaklı tasarımlara imza atan Casey Cadwallader’ın yerine geçen Castro Freitas, markanın keskin feminenliğini ve teatral mirasını çağdaş bir yorumla nasıl yeniden canlandıracağını gösterecek.
Fotoğraf: Annie Leibovitz
Proenza Schouler’ın yaratıcıları Jack McCollough ve Lazaro Hernandez, Jonathan Anderson’ın ardından LOEWE’nin başına geçerek büyük bir sorumluluk üstleniyor. Eylül ayındaki Paris Moda Haftası sırasında ilk koleksiyonlarını sergileyecek tasarımcıların Anderson'ın mirasına sadık kalmaları bekleniyor; ancak bu sadakat kalıcı mı olacak, yoksa ilk sezonun ardından kendi Amerikan duyarlılıklarını mı ön plana çıkaracaklar, zaman gösterecek.
Fotoğraf: GUINDANI
Woolmark ödüllü Duran Lantink’in başında olduğu Jean Paul Gaultier, yıllar sonra ilk hazır giyim koleksiyonuyla sahneye çıkıyor. Radikal kesimler, toplumsal normlara karşı cesur duruşlar ve sürprizlerle dolu bir defile izleyicileri bekliyor. Lantink’in Eylül ayında Paris Moda Haftası sırasında tanıtacağı ilkbahar defilesi, sadece bir dönüş değil, adeta bir yeniden doğuş olacak. Ardından Ocak ayında yine Paris Moda Haftası sırasında marka için hazırladığı ilk haute couture koleksiyonunu sergileyecek.
Fotoğraf: LVMH
Michael Rider, 6 Temmuz 2025’te Celine için hazırladığı 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonuyla ilk defilesini gerçekleştirdi. Bu, onun Celine’in kreatif direktörü olarak sahneye çıktığı ilk defileydi. Rider, koleksiyonda markanın mirasını ustaca yeniden kurgulayarak hem Phoebe Philo döneminin zarif ceketlerini ve feminen siluetlerini hem de Hedi Slimane’in keskin hatlarını ve rock esintili detaylarını bir araya getirdi. Onun yaklaşımı, sadece nostaljik bir selam değil, aynı zamanda Celine’in kimliğini bugün yeniden tanımlama girişimi oldu: zamansız, güçlü ve kullanışlı parçalarla kadınların günlük hayatına nüfuz edebilecek bir gardırop. Phantom çantanın geri dönüşü ve arşiv baskılarının yeniden yorumlanması, Rider’ın geçmişin kodlarını bugünün estetik beklentileriyle harmanladığını gösteriyor. İlk koleksiyonu, “kullanışlılık” ile “fantezi” arasındaki köprüyü kurarak Celine’i farklı kuşak hayranları için ortak bir paydada yeniden buluşturma potansiyeli taşıyor.
Fotoğraf: Getty Images
Rachel Scott, Jamaikalı kökenleri ve el işçiliğine dayalı tasarımlarıyla tanınan Diotima markasının kurucusu olarak moda dünyasında hızla yükseldikten sonra 2 Eylül 2025’te Proenza Schouler’ın yeni kreatif direktörü olarak atandı. Jack McCollough ve Lazaro Hernandez’in ayrılığıyla boşalan bu önemli görevi devralan Scott, ilk olarak tasarım stüdyosuyla ortaklaşa yürüttüğü 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonuyla başlayacak. Bu koleksiyon 15 Eylül 2025’te New York Moda Haftası kapsamında tanıtılacak. Marka bu sunumu “bakış açısının samimi bir ön izlemesi” olarak tanımlıyor. Ancak Scott’ın kreatif direktör olarak hazırladığı ilk tam koleksiyon, yani gerçek anlamda kendi vizyonunu yansıtacağı 2026-27 Sonbahar/Kış koleksiyonu, Şubat 2026’da moda dünyasına sunulacak. Böylece Scott, hem Diotima ile kazandığı ödüllerle pekişen işçilik odaklı yaklaşımını hem de modern Amerikan modasına dair taze ve kadın odaklı bakış açısını Proenza Schouler’ın mirasıyla buluşturmaya hazırlanıyor.
Fotoğraf: Bottega Veneta
Louise Trotter, Bottega Veneta’nın başına geçen ilk kadın yaratıcı direktör olarak tarih yazıyor.Lacoste ve Carven’daki başarıları, onun detaylı işçiliğe ve zamansızlığa verdiği önemi gösteriyor. Trotter’ın deri merkezli estetikle nasıl bir koleksiyon ortaya koyacağı, Bottega’nın kimliği açısından kritik görülüyor. Trotter, Eylül ayındaki Milano Moda Haftası sırasında çıkış defilesini gerçekleştirecek.
Fotoğraf: Stef Mitchell
Versace’ye atanan Dario Vitale ise Donatella sonrası ilk aile dışı kreatif lider. Miu Miu’daki sessiz başarısı, Vitale’nin gösterişli Versace estetiğini nasıl şekillendireceği konusunda merak uyandırıyor. Miu Miu havasında ama Versace ışıltısıyla harmanlanmış bir koleksiyon beklentisi güçlü. Vitale, Versace’deki ilk defilesini 26 Eylül 2025 tarihinde Milano Moda Haftası kapsamında özel bir sunum formatında tanıtacak.
Fotoğraf: Olivier Kervern
Jil Sander’ın kreatif direksiyonunu devralacak isim Simone Bellotti oldu. Mart ayında duyurulan bu atama, markanın yalın ve rafine Alman estetiğini yeniden yorumlama potansiyeli taşıyor. Bellotti, Bally’de geçirdiği kısa sürenin ardından 16 yıl boyunca Gucci’de edindiği zengin deneyimi Jil Sander’a taşıyacak. Frida Giannini ve Alessandro Michele gibi iki zıt estetik vizyonla çalışmış olması, onun minimalizme nasıl yaklaşacağını daha da merak edilir kılıyor. Bellotti, Luke ve Lucie Meier çiftinin ayrılışından sonra markanın yeni dönemini şekillendirecek; Meier çiftinin hangi modaevine atanacağı ise hâlâ belirsizliğini koruyor. Bellotti, Milano Moda Haftası kapsamında Eylül ayında ilk defilesini gerçekleştirecek.