Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yüksek moda, sofistike ve feminen giyinmenin yeni yollarını geçmişteki öğle yemeği buluşmalarında arıyor.
Birçok modaevi 2024-25 Sonbahar/Kış sezonunda kıyafetleri bağlamından koparmayarak asıl işlevini yüceltmeyi seçti. Bu geleneksel yaklaşımda bir elbise aynadaki yansımasından ibaretti; yalnızca size vaat ettiğini vermekle ilgileniyordu. Aksesuarlar fütürizmden uzak, stile karşı sorumluluğunu yerine getirmek üzere tasarlanmıştı. Kumaşlar lüks dokularıyla, ayakkabılar tam kararındaki ökçeleriyle kusursuzdu. Çantalar pek zarif, gururla elde taşımak için biçilmiş kaftandı. Eldiven tasarımları deri, süet, saten kumaştan bazen bilekte bazen dirsek hizasında sonlanıyordu. Bir süredir görmediğimiz şapkalar gardıroplara geri döndü, Haute Couture döneminden kalma esinlenme, trendi domine etti. Sezon podyumlarından da anlaşılıyor ki yüksek moda lüks giyim konusunda yeni bir dönüşümün içerisinde. Her türlü verimin alındığı Sessiz Lüks’ün lüks tarafının ekstra görünümler, sofistike ve zarafet dolu yönleriyle sezona giriş Miu Miu’nun 2024-25 Sonbahar/Kış koleksiyonunda yukarıda bahsettiğimiz öğelerin nostaljik duygular hissettiren birçok örneğine rastladık. Mesela ilk beş görünümdeki kruvaze kesim paltolar 60’lı yılların esintisini taşıyordu. Kıyafetler inci kolye, deri eldiven ve elde taşınan saplı çantayla tamamlanarak vakur duruş sergilemekte ustaydı. Yeşil, pembe, turuncu gibi canlı renk paletindeki ceket ve midi etekten oluşan takımlar, işlemeli Little Black Dress varyasyonları, kloş etekler, boyna usulca atılan şalla desteklenmiş saten elbiseler, vizon kadar parlak ve ondan rol çalan yapay kürk paltolar zamanın birinde New York sokaklarında öğle yemeği buluşmalarına giden kadınları bugüne getirmiş gibiydi. Aynı zamanda Miuccia Prada’nın zaman referansı modellere de sirayet etmişti. Mesela 29. görünümde metalik çiçeklerle işlenmiş kruvaze kesim gri paltoyu 70 yaşındaki Şanghay’lı doktor ve influencer Qin Huilan büyük bir özgünlük ve zarafetle taşıdı. Miuccia Prada defile sonrası verdiği demeçte zaman ve koleksiyon ilişkisi hakkındaki görüşlerini “Her sabah, 15 yaşında mı yoksa ölüme yakın bir hanımefendi mi olacağıma karar veriyorum” sözleriyle giyinmek üzerinden açıklamıştı. Modacı, her koleksiyonunda ikircikli felsefesiyle bizleri kıyafetler üzerinden çeşitli anlam arayışlarına sürüklüyor desek yanılmayız.
Miu Miu 2024-25 Sonbahar/Kış Koleksiyonu, Vogue Runway
Yüksek modanın 50’li ve 60’lı yılların zarif görünümlerine ağırlık vermesinin altında şüphesiz bir dönemi kasıp kavuran Ladies Who Lunch kadınları var. Feud: Capote vs. The Swans dizisiyle beraber hayatımıza giren Truman Capote’un kaygısız, yüksek sosyete ‘kuğuları’, stilleri ve aura’larıyla TikTok’ta viral olmuş, zarif stile yaratıcı örnekler podyumdan sokağa inmişti. Peki, kimdi bu kadınlar sorusuna odaklanacak olursak rotamızı 50’lerin sonları ve 60’lı yılların ihtişamlı Manhattan günlerine çevirmemiz gerekiyor. Capote’un kuğular olarak tanımladığı sosyetik isimler arasında Lee Radziwill, Babe Paley, Slim Keith, Ann Woodward, Marella Agnelli gibi birçok tanınmış sima yer alıyordu. Capote, onların hayatlarına usulca sızmış ve arkadaş olmuş, seçkinlerin dramatik ve kaoslu hayatlarına oldukça yakından tanıklık etmiş, sonrasında kuğuların sansasyonel hayatlarını parça parça Answered Prayers isimli romanında yayımlamaya başlayınca trajik şekilde dışlanmıştı. Tüm bu hanımların ortak gayeleri kusursuza yakın şık giyinmek, mükemmel(!) hayatlarını spot ışıklarının altında yansıtmak ve elbette oldukça fazla önemseyip adeta stil yarışına girdikleri yeni hayat tarzları olan öğle yemeği buluşmalarına katılmaktı.
Saint Laurent 2024-25 Sonbahar/Kış, Vogue Runway
Kusursuz terziliğiyle bedene kalıp gibi oturan Balenciaga’nın nadide tayyörü veya Tiffany’de Kahvaltı ile adını çoktan duyurmuş Givenchy’nin yeni bir modeli, Jacqueline Kennedy’nin Dior Haute Couture takımı, Babe Paley’nin eşarbını çantasının sapına bağlayarak yeni bir stilin başlangıcını ateşlemesi Manhattan’daki La Côte Basque veya Colony restoranlarında karşınıza çıkabilirdi. Capote’nin giyinmekten başka hiçbir derdi olmayan, sığ, alıngan ve züppe olarak tanımladığı arkadaşlarının kusursuz saç modelleri, başarılı makyajları, pahalı mücevher ve Pillbox modeli şapka gibi aksesuarlarla süslenmiş stilleri elbette basının da iştahını kabartıyordu. Nitekim Ladies Who Lunch terimini 60’ların başında ilk kez Women’s Wear Daily editörü John Fairchild kullandı. Bu terim bazı kesimlerce benimsenip hayalleri süslerken hicvedilmekten de nasibini aldı.
Ladies Who Lunch kadınlarının zarif ve feminen stili, yüksek modanın trend seçkisinde elbette yer alıyor. Örnekleri biraz daha inceleyecek olursak 2024- 25 Sonbahar/Kış koleksiyonuyla 20. yılını kutlayan Tory Burch’ün New York Moda Haftası’ndaki şovunda hacim üzerinden deneysellik ön plandaydı. Geleneksel çizgide başlayıp eteğe doğru abajur şeklini alan payetli elbise, açılış için cesur bir seçim olmuştu. A kesim etek ve kolsuz üst kombinasyonları jakarlı ve mat dokularıyla zarif stile yeni bir dokunuş getiriyordu. Philosophy di Lorenzo Serafini’de leydi siluetler çağdaşlıkla yorumlanarak günümüze uyarlanmıştı. Yeşilin çeşitli tonlarındaki hakim yaka takımlar trompe l’œil sanatını aklımıza getiriyordu. Deri gibi görünen ama aslında bir çeşit yün kumaştan tasarlanan paltolar oldukça yaratıcıydı, zarif görünümlerini alçak topuklu ayakkabılar destekledi. Dior’da tasarım teması ‘Miss Dior’ idi ve görünümlerin üzerine büyük puntoyla işlenmişti. Balıkçı yaka trikolar, fötr şapkalar, A kesim etek ve elbiseler, korse, altın aksesuarlar ve çok daha fazlası 60’lı yılların stilini yüksek sesle duyurdu. Erdem’de gül baskılı sofistike balo elbiseleri, dirsekle temas kurmuş eldivenler ve satenin lüks hissiyatı oldukça zengin ve romantikti. Tasarımcı Louise Trotter’in yeniden yeşerttiği Carven, leydi gibi giyinmeye yeni bir soluk getirdi. Siluetlerin yaka formu hacimlendirilerek daha görkemli görünmeleri sağlandı ve stilde gösterişi sevenler için can suyu oldu.
Ladies Who Lunch kadınları flört, evlilik ve insan ilişkilerini konu alan Broadway müzikali Company’ye de konu oldu. Müzikal için Stephen Sondheim tarafından yazılan ikonik şarkı ‘hayatlarını görece anlamlı bir şey yapmadan boşa harcayan zengin kadınları’ eleştiriyordu. Birkaç modaevi bu yaklaşımı benimsemiş olacak ki giyinmenin o kadar matah bir iş olmadığını zarif stilin kodunu belli belirsiz kırarak gösterdi. Örneğin Michael Kors Collection’da katı kurallar yumuşatılmış, takımın içine kaşmir bir bluz yerine sweatshirt uygun görülmüş veya transparan gecelikle özdeşleşebilecek üstler tercih edilmişti. Khaite’nin kreatif direktörü Catherine Holstein, ustalaştığı aksesuar alanına yönelerek eldivenleri dikişsiz ve formsuz bıraktı. 2024-25 Sonbahar/Kış koleksiyonuyla emekli olan Dries Van Noten, 40 yıllık birikimini “spontane bir stille” bağdaştırıp kuralları çiğnediği koleksiyonunda gösterdi. Örneğin tek kolu giyilmiş üstler boyna atılmış şal gibi stilize edildi ve spontanlığı yansıttı. Yakalardan sarkan kristal saçaklar ve arsızca öne çıkan renk alaşımları leydi gibi giyinme kurallarının hiç alışık olmadığımız bir tarafını gösterdi. Son olarak zarif görünümler Prada’da da biraz ironik ve politikti. Raf Simons ve Miuccia Prada, fiyonklarla süsledikleri kokteyl elbiselerini militarist şapkalarla tamamladı. Modeller çantalarını bir bilezik gibi bileklerine geçirdi, ellerini göğüs hizasında tuttu. Bu tavır belki de zarif giyinmek için girilen disiplinli çabaya tasarım ve stil dilinde üst düzey bir tepkiydi; aynı Ladies Who Lunch şarkısındaki gibi: “Buna bir kadeh kaldıralım o yenilmez gruba ve çöküşe direnen dinozorlara, öğle yemeği yiyen kadınlar için bir alkış, herkes ayağa kalksın, kalkın, kalkın, kalkın...”