Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Naturae Sacra’nın kurucusu ve kreatif direktörü Gizem Pirinççiler, yaz aylarında mutluluğu doğayla bağlantıda kalabilmek olarak tanımlıyor.
Doğada bulunan gizemli formları zamansız tasarımlarla buluşturan, kadınların kendilerini eşsiz hissetmelerini sağlayan Naturae Sacra’nın kurucusu ve kreatif direktörü Gizem Pirinççiler en sevdiği yazlık mekanlardan favori yaz markalarına uzanan tercihlerini Vogue Türkiye için listeledi.
Bize kendinizi tek bir cümle ile nasıl anlatırsınız?
Yaratma ve dönüştürme isteği hiç bitmeyen, multidisipliner, idealist ve tutkulu biri diyebilirim.
Naturae Sacra ismi hakkında…
Latincede “gizemli,kutsal doğa” anlamına gelen Naturae Sacra, doğadan, doğanın eşsiz olma halinin gizeminden aldığımız hazzı sembolize ediyor. Tıpkı onun kadar kutsal ve eşsiz ürünler üretmekten aldığımız haz ve çabayı.
Markanızı tanımlayan üç kelime:
Özgün, sakin ve zamansız.
Gizem Pirinççiler
Bugüne kadar kariyerinizdeki en büyük başarınız:
İtalya’da çalışmayı çok istediğim bir markada iş kabulümü aldıktan sonra kendi marka yolculuğuma çıkmanın esas istediğim şey olduğunu fark ederek geri çevirecek cesareti bulmam. Yol ayrımlarındaki kararlılığıma teşekkür edebilmenin rahatlığı ve Naturae Sacra için her geçen gün ulaştığımız mükemmel başarılar ve azmetme gücünün kalıcılığı.
Stil sloganınız:
Zamansız stiller diyebilirim, 70’lerden 90’lara dönem stilleri bana her zaman daha çok hitap ediyor; Jane Birkin, Elsa Peretti, Prenses Diana gibi isimleri örnek verebilirim. Ortak noktaları eski zamanların stil ikonları olmalarına rağmen yarattıkları stilin hala kabul görmesi ve ileride de görecek olması. Kişisel tutum ve karakterin doğurduğu kendine özgü, vintage ve hikayesi olan parçaların rol aldığı stiller bana hep seksi geliyor.
Günümüz moda endüstrisi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Çok ama çok hızlı olduğunu; maalesef beni en çok üzen ve bu sektörden biri yaratıcı/üretici olarak sektöre olan aidiyetimi en çok sorgulamama neden olan şey, gerçekten bu kadar fazla koleksiyona, bu denli fazla sezona gereksinimimiz var mı? Hepimizin gardırobu birbirinin alternatifi onlarca şey ile dolu. Maalesef moda ürünlerinin kalitesi, hikayesi ve kişiye özel biricik olabilmesi durumuna yeteri kadar kafa yormuyoruz.
Sizce en çok abartılan stil anlayışı nedir?
Abartılı olan her şey! Hiçbir parçanın kullanıcısının önüne geçmesi taraftarı değilim. Daha görünür olmak için doğal güzelliği ve karakteri baskılayan her parça benim için olmasa da olur. Mesela şu an trend olan Old Money akımını örnek verebilirim; özünde son derece sade ve klasik olmayı savunurken, bir trend haline gelerek üzerinizdeki markaların sizden çok konuşma halini öne atan yüzeysel bir hal aldığını düşünüyorum.
Naturae Sacra’nın 2024 İlkbahar/Yaz koleksiyonunun hikayesi:
Bu sezon biraz köklerimize dönmek istedik, koleksiyonda daha sakin renkler tercih ederek aslında Naturae Sacra’nın özünü tekrar hatırlamak istedik. Biz kimdik, nasıl doğduk, neleri severdik kısmını biraz sorgulayıp doğayla bütünlüğümünüz, el işçiliğimize, malzemelerimize odaklanan bir koleksiyon hazırladık. Deri dışında farklı kumaş alternatiflerini de koleksiyona katarak rahatlığa her zamankinden fazla odaklandık. Gündüzden geceye uyarlanabilen aksesuarlar, kişiselleştirilebilir charm'lar ile birlikte her looka hitap edebilecek içimize sinen özgün bir Naturae Sacra koleksiyonu çıktı.
Yaz mevsiminin sizi en çok mutlu eden/size iyi gelen tarafı:
Tuzlu kalmak! Denizden çıktıktan sonra uzunca süre tuzlu kalmaya bayılıyorum. Bence cildime çok iyi geliyor. Normalde sıcağa pek dayanamam ve güneşlenmek benim için imkânsız ama akşam üstleri arkadaşlarla güzel manzaralara karşı içilen içkiler, ıslak saç ve az makyajla oturulan Ege sofraları yazın bana hissettirdiği harika anlar!
Yaz mevsimine dair en unutulmaz anınız:
Kumsalda oturduğum bir anda harika bir tesadüfle başlayan plansız bir tekne yolculuğu. Ve su sporlarından korkmama rağmen uzun ısrarlar sonucu deneyip başarılı olduktan sonra wakeboard yapmaya bayılmak! İnanılmaz ve beklenmedik bir keyif almıştım.
En sevdiğiniz yaz tatili rotası:
Cinque Terre şimdiye kadar gitmekten hiç sıkılmadığım en sevdiğim yazlık rota diyebilirim. Bu sene Samos adasında harika bir cennet keşfettim ve yaptığım en dinlendirici tatillerden oldu. Yine Symi adasının gün doğumu, orayı asla unutamayacağım bir spot olarak aklıma kazıdı.
En sevdiğiniz yazlık mekanlar:
Bu sene içine mağazamızı da açtığımız Çeşme Before Sunset Beach ve Oteli! Benim için ihtiyacım olan her şeyi aynı anda barındıran çok yönlü ve donanımlı bir yer. Hatta ikinci evim diyebilirim. İstediğinizde eğlence, istediğinizde huzur ve her zaman harika yemekler. Yine Türkiye’nin güney sahillerindeki gizli kalmış nispeten salaş ve çabasız yerlere bayılırım.
2024 yaz tatili için okuma listeniz:
Haruki Murakami’nin Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında kitabını yeni bitirdim ve çok beğendim. Şu anda Şule Öncü’nün Hepimiz Biraz Narsistiz kitabını okuyorum. Sonrasında da Ayn Rand’ın yazdığı Hayatın Kaynağı serisine başlamayı planlıyorum.
Şu anda dinlediğiniz podcast:
Maalesef podcast dinlemeye hala alışamadım. Aktif olarak dinlediğim aklıma gelen bir şey olmadı.
Telefonunuza en son indirdiğiniz şarkı:
Son Yunanistan seyahatimde adanın bir ucuna harika bir yolculuk yaparken radyoda denk geldiğim şarkı: Pavlos Sidiropoulos, Day After Day.
Plaj çantanızın olmazsa olmazları:
Güneş kremim! Kablolu kulaklığım (gerçek bir kablolu kulaklık fanıyım), güneş kremli allığım, okuma gözlüğüm, kahve matarası, siyah parmak arası terliğim, saç bakım yağım ve çeşit çeşit pareolarım.
Favori yaz markalarınız:
Loewe: yaz koleksiyonuna dair her şeyini sevdiğim bir marka.
Dr Jart: Ferahlatıcı maskeler.
Gardırobunuza eklediğiniz en son parça:
Hasır kovboy şapkaları ve deniz kabuğu kolyem; bu yaz vazgeçemeyeceğim gibi duruyor.
Yaz stiliyle size en çok ilham verenler:
Majawyh, Valentina Muntoni, Ece Sükan.
En sevdiğiniz yaz filmi:
Under The Tuscan Sun
Mutluluğun sizin için tanımı:
Sağlıklı ve huzurlu hissedebilmek, değer vermek ve değerli hissetmek. Yemek yemenin ve sofra hazırlamanın paylaşmanın iyileştirici gücünü hissedebilmek diyebilirim. Yeşile, ağaçlara, güzel dağ manzaralarına yakın ve doğayla bağlantıda kalabilmek.