Moda Fotoğrafçılığına Sanat Kadrajı: Irving Penn

Anna Wintour'un tarifiyle o moda dünyasında güzelliğin tanımını değiştirdi. Sadece güzellik tanımı değildi değişen, bizim güzellik algımıza da doğrudan yön verdi. Aramızdan 8 yıl önce ayrılan, moda sahnesinin en ikonik fotoğraf sanatçılarından Irving Penn'den bahsediyoruz. 24 Nisan'da Met'te açılan 'Irving Penn at 100: A New Photography' sergisi, Vogue tarihine altın harflerle adını yazdıran fotoğrafçının sanat dolu kadrajına yakından bakıyor.

Fotoğraf:Irving Penn, “Mouth (for L’Oréal)”, New York, 1986Promised Gift of The Irving Penn Foundation © The Irving Penn Foundation

1917 yılında New Jersey’de dünyaya gelen Penn, Philadelphia Museum School of Industrial Art’ta resim ve sanat okudu. Mezun olduktan sonra hayatına Meksika’da devam etti. Bu süreç içerisinde fotoğraf yeteneğini keşfeden Penn, 40’ların başlarında Vogue’un sanat direktörü Alexander Liberman’in asistanı olarak moda dünyasına ilk adımını attı. O dönem Vogue’da görevine yeni başlamış olan Liberman’in de amacı derginin görsel dilini değiştirmekti. Penn’in vizyonunda aradığı özgürlüğü ve istikrarı bulan Liberman, bu kararıyla moda dünyasının en ikonik fotoğrafçısının doğumuna vesile oldu.

Fotoğraf:Irving Penn, “Rochas Mermaid Dress (Lisa Fonssagrives-Penn)”, Paris, 1950Promised Gift of The Irving Penn Foundation © Condé Nast

Penn'in kadrajının en önemli özelliği, her zaman minimalizm perspektifinden bakıp görmesiydi. 70'lerdeki 'az ve öz' kadrajı, bugün Nick Knight gibi birçok fotoğraf sanatçısına ilham vermekte. Onun filtresi yalnızca minimalizmle sınırlı değildi elbette. 80'lere baktığımızda sürrealist işlerle de imzasının olduğunu görebiliyoruz. Ayrıntılar Met'teki 'Irving Penn at 100: A New Photography' sergisinde.