Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Suzy Menkes, Coco Chanel'in tarzına ve markasına ışık tutan Londra sergisini yazdı.
Birkaç kalem darbesiyle çizilmiş bir figür, narin couture bir elbisenin içindeki saydam bedenler ve tüvit şapkasının içinde Karl Lagerfeld'in şakalaşmalarına cevap veren öfkeli bir kadın: Londra'daki Saatchi Galerisi'nde Coco Chanel'i hatırlatan çok fazla şey var. O kadar çok sırrın gizemi çözüldü ki bu serginin isminin "Mademoiselle Privé" (Gizli Matmazel) olması tesadüf değil.
Karl Lagerfeld'in dolmakalemle Coco Chanel eskizi.
Fotoğraf: Suzy Menkes Instagram
Dökümlü couture kumaşları; Versailles Sarayı'nın bahçıvanları tarafından budanmış şekilli bitkilerden oluşan ve tüvit kumaşın dokusunu andıran duvarlar Chanel'in büyüsünü ortaya koyuyordu.
Chanel tüvitlerini simgeleyen budanmış bitki duvarı.
Fotoğraf: Suzy Menkes Instagram
Sergide ikonik Chanel No.5 parfümüyle dolu variller, müşterilere otomatik olarak koku sıkıyordu. Tıpkı bu parfüm gibi sergi de uçucuydu, zemindeki sert objelerden ziyade havaya karışan bir parfüm gibiydi. Öte yandan, sergi girişinde, üzerinde uçan turnalar olan bir Çin paravanı sert ve sağlam gözüküyordu. Ayrıca yanlarına çok yaklaşırsanız ses çıkaran elmaslar ve cansız mankenlerin üzerindeki couture elbiseler de son derece sağlam ve kaliteli gözüküyordu.
Chanel'in Moda Başkanı Bruno Pavlovsky, serginin konseptinin Çin'e, Hong Kong'a, Güney Kore ve Amerika'ya taşınacağını açıklayarak, "Hazırlaması 1 yılımızı aldı," diyor.
Karl Lagerfeld'in Coco eskizine ve İskoçya'da, hareket eden köpekleriyle resmedilmiş Matmazel'in dijital çizimleri gibi öğelere dikkat çekerek "Amacımız modaevinin yaratıcılığını gösterebilmek; uyumlu ve güçlü bir sergi ortaya koyarak couture'ün ne anlama geldiği üzerine düşündürmek," diyor. Ancak insanda güçlü bir etki bırakan diğer şeyleri es geçti. Örneğin, yarı saydam elbiseler giydirilmiş tamamıyla şeffaf cansız mankenler, Geraldine Chaplin tarafından canlandırılan Coco Chanel ve Karl Lagerfeld'in diyaloglarından oluşan bir film, filmde Karl Lagerfeld'in Coco'yla modernitenin her zaman yenilenmesi gereken bir şey olduğu üzerine atışması...Filmde daha sonra matmazel Rue Cambon'daki Paris stüdyosuna tekrar dönüyor, eski sigara kutusunu eline alarak bir zamanlar çok sevdiği sigaralarını çöpe atıyor.
Karl Lagerfeld, Geraldine Chaplin tarafından canlandırılan Chanel'le sohbet ederken
Fotoğraf: Suzy Menkes Instagram
Ziyaretçilerin telefonlarına bir uygulama yükleyerek sergi boyunca o uygulamanın rehberleğinde gezmelerinin önerilmesi de artık müze sergilerinde sıkça rastladığımız bir yenilik. Bu uygulama sayesinde Chanel elbiselerinin daha aşina olduğumuz kişilerce giyilmiş hallerini veya Lily-Rose Depp'ten Julianne Moore'a kadar birçok farklı oyuncu ve modelin Karl Lagerfeld tarafından çizilmiş portrelerini görebildik.
Pavlovsky, bu noktada yaklaşımlarının özgünlüğüne dikkat çekiyor. Öbür türlü, dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir tasarımcının düzenlediği öylesine bir moda sergisi gezmiş olabilirdiniz, ama Chanel, bu deneyime farklılık katmıştı.
Sergi, Chanel'in ruhunu birçok farklı açıdan yansıtıyor. İllustrasyonlarla kaplanmış bu odalar, dijital medya ve kostümlerin farklı atmosferik setlerde sergilenmesi, farklı açılara bir örnek.
Fotoğraf:Suzy Menkes Instagram
Ama sergide anlatılan gizli hikayeyi, uygulamanın yardımı olsa bile çoğu ziyaretçinin anlamayabileceğini düşünüyorum. Ayrıca bu sergi kumaşların kalitelerinden anlayan veya Chanel'in iki C'li logosunu çocukken kaldığı yetimhanenin kirli camlarında gördüğü şekillerden ilham alarak oluşturduğunu bilen kişiler tarafından daha fazla takdir edilecektir.
Chanel elbiseleri karanlık odada uçuşan hayaletleri andırıyor.
En azından bu moda sergisi, kıyafetlerin gerçekliğinden ziyade onların yarattığı düşsel dünyaya odaklanmıştı.
"Mademoiselle Privé" sergisini İngiltere'de Duke of York Square, King's Road, London SW3 adresindeki Saatchi Galeri'de, 13 Ekim-1 Kasım arasında görebilirsiniz.
Çeviri: Kardelen Berfin Kobyaoğlu