Stiliniz Zamana Yenilmesin

Fotoğraf: Oliver Harvey, Anna Harvey - Condé Nast International Kıdemli Editörü

Anna Harvey ile henüz stajyer olarak çalıştığım yıllarda, Vogue Türkiye’nin yayın hayatının başında tanıştım. Gençtim, hırslıydım; moda alanında kariyer yapmak için çok hevesliydim. “Sen Türk müsün” diye sordu bana. “Evet’’ yanıtını alınca, “Harika, pek işime yarayacaksın’’ dedi, gülümsedi: “Kendi aralarında ne konuştukları hakkında hiçbir fikrim yok.”

Condé Nast International’ın eski başkan yardımcısı ve kıdemli editörü Anna Harvey, hayatını modaya adayan, o kitap gibi kadınlardan. Kariyeri boyunca moda endüstrisinde pek çok önemli rol üstlendi: Harper’s Bazaar dergisinde masasını Anna Wintour ile paylaştı, Leydi Diana’ya stil danışmanlığını yaptı. Edindiği onca tecrübeyle böylesi bir kitabı kaleme alması, bence kaçınılmazdı. “Bu kitabı Vogue altyapımın da yardımıyla göz korkutmadan, gücendirmeden, kadınlara nasıl hitap edebileceğimi bilmenin rahatlığıyla yazdım. Arkadaşlar arasında giysiler üzerine sohbet eder gibi, tatlı bir diyalog halinde” diyor Harvey.

Anna Harvey

Gerçekten de kitabı okurken Anna ile sohbet ediyormuş hissine kapılıyor insan. Sayfalar arasında ilerlerken, ofisten tanıdığımız otoritesine rağmen tavsiyelerini bir dost gibi nazikçe veren Anna’nın sesi duyuluyor. Timeless Style, bir kurallar dizisinden çok öneri ve ipuçlarının derlendiği bir kitap; kadınlara gardıroplarını her yönüyle gözden geçirirken cesaret vermeyi amaçlayan bir derleme. Anna, yaşlanmayı kabullenmenin iyi giyinmek adına anahtar bir nokta olduğunu anlatıyor. “Vücutlarımız değişiyor. Kilo alıyoruz, duruşumuz bozuluyor, küçülüp kısalıyoruz bir ölçüde. Bazı kadınlar yaşlandığında da formunu, vücudunu koruyor ama herkes bu kadar şanslı değil maalesef. Bu değişimin kalıcı olduğunu düşünüyorsanız, kendinizi yeniden tanıyıp kabullenip, bu halinizden nefret etmemeyi öğrenmelisiniz. Vücudunuzla barışın ve sahip olduğunuz forma uygun çözümler geliştirin.”

Londra’da bir kafede çayını yudumlarken, “Modanın sabit kuralları yoktur” diye açıklıyor Harvey: “Her şeyi kendinize yakıştırmanız mümkün. Elbette yaş aldıkça dikkat etmemiz gereken şeyler de çoğalıyor. Mesela, karnınız daha bir belirginleştiyse kemer kullanmamak isabetli bir karar. Bazı pantolon modelleri ileri yaşlarda iyi durmayabiliyor. Mini etekler de uygun bir alternatif sayılmaz doğrusu, zira yaşını almış kadınlarda zarif durmuyor. İnsanlar bacaklarınızdan yukarı doğru sizi süzerler, ellerinizi ya da yüzünüzü gördüklerinde, neden bu kadar ısrarla genç görünmeye çabaladığınızı sorgularlar.”

Anna’nın üzerinde koyu mor, uzun kollu, dizlerine dek uzanan zarif bir elbise ve boynunda leylak renklerinin yeşile karıştığı bir ipek fular var. Çok güzel görünüyor. Kitabında, denim pantolonlardan paltolara, trikolardan çizmelere ve hatta iç giyime kadar tüm gardırobu kapsayan detaylara yer veriyor. Ona, her kadının gardırobunda olması gereken parçayı soruyorum, “Ten rengi, toparlama özelliği olan sütyen ve külot” diye cevap veriyor. Peki, derhal kurtulmamız gereken parçalar var mı? Bu kez cevap tersine dönüyor: “Dar ve bedene uymayan ten rengi sütyen ve külotlar.”

Timeless Style’da, modanın kalbinin attığı mağazalardan ne satın alınıp alınmayacağına, internetten nasıl alışveriş edilmesi gerektiğine dair öneri ve bilgiler de var. Anna’ya işi gereği bir zamanlar sık sık ziyaret ettiği İstanbul’da nerelerden alışveriş etmekten hoşlandığını soruyorum. “Rıfat Özbek’in Yastık’ı atabii ki” diyor, “Özbek’in hayranıyım. Kapalıçarşı da favori yerlerimden. Son ziyaretimde oradan şahane bir kolye aldım; hatta bugün takmayı düşündüm ama sonra fazla kaçar diye vazgeçtim.” Sohbetimizin sonuna yaklaşırken Anna’ya Türk kadınının stili hakkındaki izlenimlerini soruyorum. “Yalnızca birlikte çalıştığım kadınlar hakkında yorum yapabilirim,” diyor: “Hepiniz son derece stil sahibi, sofistike kadınlarsınız. Çok modernsiniz. Doğrusu yaşlandığınızda nasıl giyineceğinizi de görebilmek isterim.”